Somut olayda alacaklı vekili vasıtasıyla keşideci borçlu aleyhinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu vekilinin 16.03.2011 tarihli banka dekontu ile borca kısmi itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 27.12.2011 tarihli cevap dilekçesi ile kısmi ödemeyi kabul ettiği, mahkemece, davanın kabulü ile asıl alacak miktarının 17.500 TL'si ile buna ilişkin faiz miktarı olan 785,35 TL'nin iptaline, kalan miktar yönünden takibin devamına yönelik dosya üzerinde karar verildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin kısmi itirazında 7.935 TL ve bu miktara ilişkin ferilere itiraz etmesine karşın mahkemece, talep aşılarak 17.500 TL asıl alacak ile hatalı hesaplama sonucu 785,35 TL işlemiş faizin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi ödeme def'inde bulunulduğuna göre İİK'nun 169/a'ya göre duruşma açılmaması da doğru görülmemiştir....
Sonuç olarak ilk derece mahkemesince davacının kısmi ödemeye yönelik borca itirazının kabulüne, bu tutar yönünden takibin durdurulmasına, KDV alacağı yönünden de alacağın tahsili yargılamayı gerektirdiğinden takibin durdurulmasına, talep de olduğundan kısmi ödeme tutarı yönünden davanın esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiğinden dolayı İİK 169/a-6 maddesi uyarınca bu alacak tutarının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır. III....
Borçlu, ödeme sırasında, yapılan ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu beyan etmemiş veya alacaklının makbuzda belirttiği borca derhal itirazda bulunmamışsa makbuzda belirtilen borca mahsup edilmelidir.Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanunu'nun 102. maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir....
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İİK'nın 62/4 maddesine göre borca kısmen itiraz edildiğinde itiraz edilen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağı, somut olayda davalının takibe kısmen itiraz ettiği, ancak itiraz ettiği miktarı açıkça göstermediği, bu nedenle takibin davalı yönünden kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu vekili itiraz dilekçesinde 14/06/2007 tarihli 387,04 TL bedelli fatura ile ilgili borcunu kabul etmiş, 6.436,90 TL bedelli 18/02/2008 tarihli fatura ile ilgili borca itiraz etmiştir. Bu durumda kısmi itiraz 6.436,90 TL'ye ilişkin olup usulüne uygun bulunduğundan mahkemece bu kısım yönünden işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davalı borçlunun süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borcun 4.500,00 TL lik kısmına itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı tarafından 21/08/2015 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesinden kısmi itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istenmiştir. Taraflarca yargılama aşamasında ibraz edilen 10/09/2015 tarihli, “TESLİM TUTANAĞI” başlıklı belge ile kiralanan taşınmaza ait anahtarların alacaklıya teslim edildiği ve alacaklının takip konusu alacaktan feragat ettiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anılan tutanak dava tarihinden sonra düzenlenmiş olup HMK.nun 331.maddesinin birinci fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak yargılama giderlerine karar verilmelidir....
KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili ile başlattığı icra takibinde davalı borçlunun borca itiraz etmesine rağmen itirazından sonra 50.000,00 TL ve 80.044,47 TL ödeme yaptığını, TBK m.100 gereği kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ferilerine mahsup edildiğini, borçlunun son ödeme tarihi itibariyle 26.554,57 TL bakiye borcunun kaldığını ileri sürerek; davalının yaptığı kısmi ödeme dışında kalan 26.554,57 TL ana para ve ferilerine ilişkin itirazının iptaline, davalı aleyhine alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, kamu kurumlarının ödenek ayrıldığında ve kasaya para girdiğinde ödeme yaptığını, yapılan işin karşılığı olan fatura bedellerinin şirket hesabına ödendiğini, davacının icra takibinden önce bir ihtar veya başvurusunun olmadığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir....
Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır. III....
Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur” hükmü öngörülmüş, 86. maddede ise “Kanunen muteber bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda bir güna mahsup gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Müteaddit borçlar muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir. Takibat vaki olmamış ise tediye, vadesi iptida hulül etmiş olan borca mahsup edilir. Müteaddit borçların vadeleri aynı zamanda hulül etmiş ise mahsup mütenasiben vaki olur. Hiç bir borcun vadesi hulül etmemiş ise alacaklı için en az teminatı haiz olan borca mahsup edilir” kuralı düzenlenmiştir. İş sözleşmesinden doğan para borçlarının kısmi ifasında, mahsubun ne şekilde yapılacağı ile ilgili 4857 sayılı İş Kanunu'nda özel bir düzenleme bulunmadığından, Borçlar Kanununun yukarıda belirtilen genel hükümleri kapsamında sorun çözümlenmektedir....
Temyiz Sebepleri Yozgat İcra Müdürlüğünün 2021/5802 Esas sayılı icra dosyasında 218.021,22 TL alacak için takip başlatıldığını, borçlu tarafından borcun tamamına itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, sonrasında icra dosyasına 150.000,00 TL ödeme yapılarak yapılan ödemenin alacaklıya ödenmesinin talep edildiğini, icra dosyasına itirazdan sonra kısmi ödeme yapılması halinde borçlunun yapılan ödeme miktarı nispetinde itirazdan vazgeçmiş sayılacağının kabul edilmesi gerektiği bu sebeple haklı bir şekilde icra müdüründen bakiye haciz talebinde bulunulduğunu beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, borca itiraz üzerine duran icra takibinde, borçlu tarafından kısmi ödeme yapılması halinde, bu miktar yönünden takibe devam edilip edilemeyeceğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 66-67-68 ve devamı maddeleri 3....