WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının takibe dayanak ilam için ödeme yapmasının bir süre beklendiğini, davacının takibe konu borca yönelik yaptığı ödemenin takipten sonra olduğunu, alacağın ödeme tarihinin alacaklıya ulaştığı tarih olduğunu, takibin 15/03/2022 günü saat 09:48'de başlatıldığını ödemenin ise aynı gün saat 11:01'de hesaplarına geçtiğini, takibin alacak tahsil edilmeden başlatıldığını, davacının ödemeyi resmi olarak ihtar yolu ile bildirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "icranın geri bırakılması talebinin kısmen kabulüne, İzmir 13. icra müdürlüğünün 2022/3586 E sayılı takip dosyasında 135,00TL dışında kalan alacak yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....

İcra ve İflas Kanunu'nun 71 ve kıyasen 33/a maddelerine dayalı başvuruda da alacağın zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması istenmektedir. Bu hâliyle zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması, icra hukukundan çok alacaklı ile borçlu arasındaki maddi hukuk ilişkisinin bir sonucudur ve ortada ne şikâyet konusu edilecek bir icra müdürü işlemi ne de alacağın mevcudiyetine ilişkin bir subjektif hak tartışması bulunmamaktadır. İcranın geri bırakılması borçluya aleyhindeki takibi geri bıraktırma hakkı tanırken, alacaklıya da alacağın zamanaşımına uğramadığının ispatı bağlamında bir dava hakkı tanımaktadır. Şu hâlde gerek İcra ve İflas Kanunu'nun 16 ila 18'inci maddelerinde düzenlenen şikâyetlerde ve gerek 71 ve 33/a maddelerinde düzenlenen takibin iptali ve taliki ile icranın geri bırakılması taleplerinin nihai etkisi kendisini, doğrudan ya da dolaylı olarak icra takibi üzerinde gösterecektir....

    Bu durumda anılan süreç tamamlanmadan icranın geri bırakılması kararı ile birlikte hacizlerin de kaldırılmasına karar verilemez. (Yargıtay 12 Hukuk Diresi 2014/23064 Esas - 2014/30824 Karar ) Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 27/02/2012 tarihinde satış talebinde bulunduğu ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten dosyanın yenilenme tarihi olan 14/11/2019 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı ve yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, yukarıda anılan Yargıtay kararı gereğince, haciz zamanaşımı süresi dolduktan sonra konulmuş olsa bile icranın geri bırakılması kararı ile birlikte hacizlerin kaldırılmasına karar verilemez....

    Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlu vekiline 01.02.2016 tarihinde tebliğ edildiğine, borçlu vekilinin ise, 28.01.2016 tarihinde, takibe konu borç hakkında itfa itirazında bulunduğuna göre İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre yasal beş günlük sürede icra mahkemesine başvurusunda dile getirdiği iddia, İİK'nun 169/a maddesinin 2. fıkrasında öngörülen takip öncesi borca itiraza ilişkindir. Anılan maddenin 5. fıkrasında, itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı düzenlenmiştir. O halde, mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama olanağı bulunmayan İİK'nun 33. maddesi gereği icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      GEREKÇE; Uyuşmazlık, itfa nedeniyle icranın geri bırakılması ve haciz kaldırama talebine ilişkindir. Adana 7. İcra Dairesinin 2015/1390 E sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün genel haciz yoluyla icra takibi olduğu, asıl alacak miktarının 49.459,58 TL olduğu, örnek 7 ödeme emrinin davacıya 26/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, maaş haczi ve ödemeler nedeniyle çeşitli tarihlerde davacıdan tahsilatlar yapıldığı, davacı vekili tarafından 21/02/2019 tarihinde 25.000,00 TL'nin ödendiği belirtilerek müvekkilinin kefilliğine son verilmesi ve maaş haczinin kaldırılması talep edildiği, talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Kefalet miktarını aşar şekilde takip yapılması halinde, bu hususun genel haciz yoluyla takiplerde borca itiraz olarak ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Aksi taktirde takipteki miktar itiraz etmeyen borçlu yönünden kesinleşir....

      ve takibe itiraz edilemeyeceğini ancak İİK 33. kapsamında kalan hallerde icranın geri bırakılması istenebileceğini ve onun da şartlarının oluşmadığını, icra emrinin tebliğ tarihi 26.03.2022 tarihi olup dava tarihinin ise 04.04.2022 tarihi olduğunu, icranın geri bırakılması talebi için öngörülen 7 günlük süreden sonra dava açıldığını, bu sebeple de davanın süre nedeniyle de reddi gerekirken söz konusu usuli itirazları incelemeye alınmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle kararın istinaf yolu ile kaldırılmasına ve haksız davanın reddine, yargılama giderleri, dava masrafları, harçlar ve sair tüm giderler ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2020 NUMARASI : 2019/348 ESAS, 2020/58 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Arabuluculukta İcra Edilebilirlik Şerhi KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Gebze 2. Aile Mahkemesi'nin 2018/2 esas sayılı 2019/520 karar sayılı kararına karşı üst mahkemeye itiraz ettiğini, nafakanın çok yüksek olduğu ve düşürülmesi yönünde itiraz dilekçesini verdiğini söyleyerek icranın durdurulmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince:"2004 sayılı İİK'nın 33. Maddesinde ilamlı icra yoluyla takiplere karşı sınırlı sayıda sayılan nedenlerle itiraz edilebileceği düzenlenmiştir....

      Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İpotekli takipte, İİK'nın 149/a-2. maddesine göre, icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararını istinaf ya da temyiz eden borçlu veya üçüncü kişi takip konusu alacağın %15'i oranında teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Ancak istem, icranın geri bırakılması değil de, İİK'nın 16- 18. maddeleri kapsamında şikayet ise genel kural olan İİK'nın 363/4, 364/3 maddeleri uyarınca istinaf ve temyiz istemi satışı durduracaktır. Somut olayda, Marmaris 1....

      Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, anılan tarihte yürürlükte bulunan İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ca icranın geri bırakılmasına dair karar icra dairesine en uygun vasıtalar ile bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Bu haliyle süresi içerisinde alınmış icranın geri bırakılması kararının mehil vesikasında belirlenen süre geçtikten sonra icra dosyasına sunulmuş olmasının icranın geri bırakılması kararı gereğince işlem yapılmasına engel olmadığı açıktır....

      Esas sayılı dosyasından icranın geri bırakılması davası açtıklarını, dava devam etmekte olduğunu, icranın geri bırakılması davası açılmasının menfi tespit davası açılmasına engel teşkil etmediğine dair Yargıtay kararı bulunduğunu, emsal Yargıtay kararında görüleceği üzere zaman aşımı nedeniyle menfi tespit davası açılabileceği hükmü bulunduğunu, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davası açılması gerektiği şeklinde mahkeme kararı Yargıtayca bozulduğunu, Kambiyo takiplerinde TTK gereği zamanaşımı süresi son haciz işleminin yapıldığı tarihten itibaren 3 yıl olduğunu, (TTK'nun 661/1. maddesi; "Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" şeklinde düzenlenmiştir. ) buna göre poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra bu süreden itibaren davalı alacaklı tarafından TTK gereği ( yıllık...

        UYAP Entegrasyonu