Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı vekili tarafından dosyanın takipsiz bırakılarak zaman aşımının gerçekleştiği ileri sürülerek icranın geri bırakılmasının talep edildiği ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında açıklandığı gibi 02/09/2016 tarihinden dava tarihi olan 10/02/2020 tarihine kadar geçen sürede alacaklı tarafça davacı borçlu hakkında takip işlemi yapılmamış olduğu anlaşıldığından icranın geri bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, borca kısmi itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca kısmi itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi uyarınca borca itirazın 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Öte yandan, İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz... Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter....

    Maddeleri gereğince zaman aşımı nedeniyle İİK 33/a ve 71. Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konu ile ilgili 15 adet davanın açıldığını tüm davaların birleştirilmesini, ilgili takip dosyasının borçlular tarafından açılan davalar nedeniyle mahkemelerde olması sebebiyle bir süre işlemsiz kaldığını, bu arada icra dosyalarının kaybolup bulunamaması üzerine işlemlerini yapamadıklarını ve sair sebepler göstererek zaman aşımına uğramadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Davacı davalının cevabına karşı 07/01/2020 tarihinde cevap vererek icra dosyasının zayi olmuş olabileceğine dair beyanların gerçeği yansıtmadığını, bu gibi hususların yasada belirtilen zaman aşımı sürelerini kesmeyeceğinden bahisle davalının talebini kabul etmemiştir....

    Ancak diğer davacı T1 henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden onun yönünden yapılan itirazın takip öncesi zamanaşımı nedeniyle borca itiraz niteliğinde olduğu kabul edilerek bu davacı yönünden İİK'nun 169/a maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte ise de, kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmiş olması sebebiyle icranın geri bırakılması kararının takibin durdurulması kararına nazaran alacaklı lehine olduğundan istinaf edenin sıfatına göre davacı T1 yönünden verilen karardaki hata dairemizce eleştirilmekle yetinilmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/880 Esas (Eski Esas:2012/14752,2016/2557 Esas Yenileme ile) sayılı dosyası üzerinden müvekkiline 23/01/2023 tarihinde ödeme emri gönderildiğini, tebliğ tarihinin 23/01/2023 tarihi olduğunu, takibe yasal süresinde itiraz edildiğini, kefil sıfatıyla ödeme emri gönderilen müvekkilinin, kefaletinin TBK 598.maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı nedeniyle kendiliğinden sona ermiş olduğundan kefalete dayalı borcunun olmadığını, takibin dayanağı genel kredi sözleşmesinin de 10 yıllık zaman aşımı nedeniyle müvekkili bakımından zaman aşımına uğradığını, kredi sözleşmesinin 2012 yılında düzenlendiğini, takip tarihi 30/10/2012 olarak görülmekteyse de, ödeme emri tebliğinin 23/01/2023 tarihi olduğunu, ödeme emrinin bir icra takibinde borçluya karşı yapılan ilk icra takip işlemi olduğundan zamanaşımının kesilmesi gerektirir bir durumun da olmadığını, esasa ilişkin olarak da takip dayanağı genel kredi sözleşmesine konu kefaletin hukuken geçerli olmadığını, takip konusu alacak...

      Uyuşmazlık, İİK 71/2 maddesine dayalı zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. İİK 71/2. maddesinde; borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmünün kıyasen uygulanacağı, İİK 33/a-1 maddesinde de zamanaşımı gerçekleşmişse icranın geri bırakılacağı hususu düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere borçlunun İİK 71 maddesine dayanan isteminin incelenebilmesi, bu istemin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK.nun 04.11.1998 tarıh ve 1998/12- 763 E.-1998/797 K.)....

      Sayılı dosyası olduğu ve dayanak ilamın takip öncesi on yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra takibe konu edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesi sonrası zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem kabul edildiğinden, sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK'nin 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Yine HMK 'nun 298/2. Maddesi uyarınca, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Ancak ilk derece mahkemesince, 17/02/2021 tarihli kısa kararda " davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına," gerekçeli kararın hüküm kısmında ise " davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına, hacizlerin kaldırılması talebinin reddine" şeklinde hüküm kurulmakla HMK 'nun 298/2. Maddesine aykırı davranılmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....

        Mahkemece, ödemem emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin 03/05/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre, dava tarihi olan 07/05/2019 tarihi itibariyle borçlu hakkındaki takibin henüz kesinleşmediği dikkate alınarak borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olup, borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz İİK'nun 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir....

        İcra Müdürlüğünün 2007/6878 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, herhangi bir işlem yapılmaması üzerine dosyanın takipsizlik sebebiyle 12/09/2009 tarihinde işlemden kaldırıldığını, zaman aşımı süreleri içerisinde dosyada herhangi bir işlem yapılmadığı için alacağın zaman aşımına uğradığını belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dosya aciz vesikası ile kapatıldığından davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, zira aciz vesikası ile dosyanın semeresiz kaldığını, kapandığını ve hacizlerin hükümden düştüğünü, icranın geri bırakılmasının takibin son bulmasına kadar istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının reddine karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu