Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Parselde kayıtlı fabrika binası ve arsası niteliğindeki taşınmazı devredeceğini taahhüt ettiğini ancak devretmediğini, söz konusu taşınmazın müvekkili şirketin fabrika binası olarak kullanılması nedeniyle dava dışı hissedarlar tarafından davacıdan 02.10.2014 tarihinde 1.300.000,00 USD bedel ile satın aldıklarını, davacı tarafın sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yukarıda belirtilen 1.597.432,11 TL ile taşınmaz değeri olarak kuruluş kayıtlarında görülen 1.763.447,36 TL'nin faiziyle birlikte davacı taraftan alacaklı olduklarını, itiraz dilekçesiyle borcun tamamına işlemiş faiz oranı ve tüm fer'ilere itiraz edildiğini bildirerek davanın zaman aşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf incelemesinden önce mahkememizin ... Esas sayılı dosyada davanın zaman aşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen 13/06/2019 tarih ... sayılı karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dariesi'nin ......

    Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararın davalının dosyaya sunmuş olduğu fatura tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde , TTK'nın 855/1 maddesi uyarınca taşıma sözleşmesinden kaynaklanan davaların 1 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğu, TTK 855/2 maddesi gereğince eşyanın tamamının zayi olması halinde zaman aşımı süresinin eşyanın teslim edilmesi gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, somut olayda taşımaya ilişkin sevk irsaliyesi ve faturanın 22/10/2008 düzenlendiği bu taşımaya ilişkin icra takibinin 22/10/2018 tarihinde davanın 18/12/2019 tarihinde açıldığı buna göre, 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği, eldeki davada zaman aşımını kesen ve durduran herhangi bir sebep bulunmadığı nazara alınarak, davalı tarafça süresi içerisinde zaman aşımı define istinaden zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır....

      Bu durumda 26.04.2016 ve 28.03.2022 tarihleri arasında işlem görmemesi sebebiyle takipten sonraki zaman aşımının gerçekleştiği, mahkemece zaman aşımının gerçekleştiği tarihlerde hataya düşülmüş olmakla birlikte Dairemizce yapılan değerlendirmede zaman aşımına esas alınan işlem tarihleri düzeltilmekle birlikte sonuç olarak davacının şikayetinin kabulü ile zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden mahkemenin bu yanılgılı değerlendirmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2012/24 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibinin zaman aşımı nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiğini, kambiyo senetlerinde 3 senelik zaman aşımı mevcut olduğunu,, icra dosyasında 07/05/0213 tarihinde geçici aciz vesikası alındığını, 20/04/2014 tarihinden 21/05/2019 tarihine kadar yani 5 yılı aşkın süre boyunca herhangi haciz talebi açılmadığı ve dosyanın takip edilmediğinin icra dosyası incelendiğinde görüleceğini, İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2012/24 sayılı dosyasında İİK 71/son ve yanı kanunun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Alacaklı HSBC Bank A.Ş. tarafından borçlu Coşkun Biçer aleyhine kredi kartı, ihtarname, hesap özeti ve banka kayıtlarına dayanarak 02/03/2009 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış, takip borçlusuna örnek no 7 ödeme emri TK'nın 35. maddesi uyarınca 24/03/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 11/06/2009 tarihinde fiili haciz talep edilmiş, 26/06/2009 tarihinde haciz işlemi yapılmış, 01/03/2010 ve 15/07/2010 ve 23/08/2010 tarihinde haciz talebinde bulunulmuş, 09/08/2021 tarihinde dosyanın yenilenmesi ve borçlunun veraset ilamının alınması için yetki belgesi verilmesi istenmiş, davacı mirasçıya 07/10/2021 tarihinde örnek 7 ödeme emri tebliğ edilmiş, davacı borca ilişkin itiraz dilekçesi vermiş, 14.10.2021 tarihinde açılan dava ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davacıya çıkartılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmekle birlikte, yine, davanın kabulüne, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemdeki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına da karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmiş olması karşısında, takip borçlusunun dayanak çeke yönelik zamanaşımı iddiası bu durumda, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekir. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....

      Bu durumda, mahkemece davacının zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken bu istemin kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatı gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetinin reddine, borca itirazının süre aşımından reddine, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 18....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, borca itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 19/3. maddesi uyarınca, bir müddetin sonuncu gününün resmi bir tatil gününe rastlaması halinde, müddet, tatili takip eden günde biter....

        Olayda, dava dilekçesi muhatabın iş bağlantısı nedeniyle bulunmadığı belirtilerek işçisi ...’ya 22.10.2008 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı, dava dilekçesinin kendisine usule uygun bir şekilde tebliğ edildiği 22.10.2008 tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 10.11.2008 havale tarihli cevap dilekçesi ile zaman aşımı def’inde bulunmuştur. Davacı da 19.11.2008 havale tarihli dilekçesi ile davalının yasal süresinden sonra ileri sürdüğü zaman aşımı def’ini kabul etmediklerini bildirmiştir. Bunun üzerine davalı vekili 19.02.2009 tarihli dilekçesiyle zaman aşımı def’ini ıslah yoluyla ileri sürmüş, akabinde davacı vekili zaman aşımı def’ine açıkça itiraz etmiştir....

          Alacaklı tarafça 06.04.2012 tarihli alacak istemi ile 05.02.2014 tarihinde icra takibi yapılmış, borçlu tarafından 14.02.2014 tarihinde borca itiraz edilerek takip durmuştur. Türk Borçlar Kanunu'nun 154/2.maddesinde "Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa." zaman aşımının kesileceği düzenlenmiştir. Bu durumda icra takibinden sonra yeni bir zaman aşımı süresi başlar. Alacağın Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklanan ve dönemsel edim niteliğindeki aidat alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun 147.maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu ve icra takibi ile kesilen ve yeniden başlayan 5 yıllık zaman aşımının 14.02.2019 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır. Davacının bu tarihten sonra 30.10.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurması ve 16.11.2020 tarihinde bu davayı açması zaman aşımı süresi dolmuş olan alacak için yeni bir süre sağlamaz....

          UYAP Entegrasyonu