Yargılama sırasında sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile, ihtiyati tedbir kararı alınmasına kadarki süreç olan 8 Mart ile 14 Nisan tarihleri arasında eczane ekranının kapatıldığını ve bu esnada karşılanan ve davalıdan tahsili gereken reçete bedelleri toplamının 31.146,37 TL olduğunu, bunun dışında cezai şartın 184,47 TL dışında kalan kısmının davalı tarafça iade edildiğini beyan ederek 184,47 TL + 31.146,37 TL reçete bedelinin tarafına iadesine karar verilmesine yönelik olarak davasını ıslah etmiştir. Islah üzerine mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmış ve ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının dava dilekçesindeki talebi reçete bedeli ve cezai şart toplamı olan 6.031,62 TL'den borçlu olmadığının tespiti ile bunun tahsili ve haksız işlem sebebi ile davalı kurumdan tahsil edemediği ilaç bedelinin tahsilinin gerektiğinin tespitidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/783 Esas KARAR NO : 2021/974 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı)) DAVA TARİHİ : 02/05/2019 KARAR TARİHİ : 23/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, ----- ait tadilat ve tasarım işleri için --- tarihinde davalı ile sözleşme yapıldığını, ancak sözleşmeye riayet edilmediğini ancak tadilat bedeli olarak davalıya ------ bedelli çeklere ödemeden men kararı verilmesini, çekler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER ve GEREKÇE: Dava; kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır....
Ve devamı maddelerinde ihtiyati tedbir talebi düzenlenmiş olduğunu, işbu kanun maddesine göre müvekkilin alacağının teminat altına alınması maksadıyla teminatsız tedbir kararı verilmesini, Tedbir kararının verilmemesinin müvekkilinin alacağını zora sokacağını, dava değerinin yüksek olması sebebiyle alacağın garanti altına alınmamasının müvekkilinin mağduriyetine sebep olacağını, bu sebeple dava sonunda karşı tarafın haksız çıkma ihtimali yüksek olduğundan davalı site yönetiminin mal varlığı (alacak kalemleri, banka hesapları, yönetime ait taşınmaz ve taşınırlar) üzerine borcu karşılayacak miktarda tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/343 Esas sayılı dosyası ile borçlu tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında, borçlunun talebi üzerine ilgili mahkemece 22/09/2014 tarihli ara karar ile; "taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehni ile temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ve İİK'nun 206.maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla yapılmış ve yapılacak takiplerde muhafaza tedbiri alınmamasına, satışın gerçekleştirilmemesine, bunun dışındaki borçlu davacı şirket aleyhine, 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere mevcut icra takiplerinin ve bundan sonra yapılacak icra takiplerinin durdurulmasına" şeklinde tedbir kararı verildiği, takibin ise tedbir kararından sonra 25/09/2014 tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır....
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.09.2006 ... ve 346-443 sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Dava, iki adet bono ve toplamda 6.756 YTL tutarında asıl alacak ve fer'ileri bakımından borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı ... ve ...' a Tebligat Kanunu m. 35' e göre tebligat yapılmıştır. Davalı şirket vekili, yetki ilk itirazında bulunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesine, yargılamanın mahkemenin 2005/ 264 sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, bu davadaki tebdir talebi ve tedbire itirazların birleşen davanın ara kararı uyarınca değerlendirilip müteferrik karara bağlanmasına şeklinde hüküm kurulmuş ve 19.09.2006 tarihinde verilen müteferrik kararla da 2005/264 Esas üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının bu taraflar içinde sürdürülmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Ltd....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ".... davacının toplam 144.000 TL ödeme yapıldığı, davacının temel ilişkide davalıya borcunun ise 90.000 TL olduğu, bu durumda 54.000 TL'nin fazla ödendiği ve iadesi gerektiği, 6963864 nolu çekten de borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği, gerekçesiyle davacının davalıya toplamda 270.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, buna göre; borç karşılığı verdiği çekler ile ilgili 6963868, 6963870 ve 6963871 nolu çekler bankaya iade edildiğinden bu çekler ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, 6963865 ve 6963867 nolu çekler ile ilgili tedbir kararı olmakla, bu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 6963863, 6963864,6963866,6963869 ve 6963872 nolu çeklerden dolayı 180.000,00 TL ödeme yapıldığı, 90.000,00 TL ödemenin tenzili ile toplam 90.000,00 TL çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine..." karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Dairesi'nin 2018/34228 Esas sayılı takibe konu 14.05.2017 tanzim tarihli ve 99.000- TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı takibe konu 14.05.2017 tanzim tarihli ve 99.000-TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
talebi bakmından; 0535 103 90 15, 0535 103 90 17, 0537 983 35 04, 0536 363 13 55, 0535 711 07 30 ve 0532 46 08 63 numaralı hatlar zaten davalı tarafından iptai edilmiş olup ve davacının bu hatlar yönünden borçlu olduğunu ispat yükünün davalı tarafta olduğu, mahkeme tarafından müvekkili şirketten davacının borçlu olduğunu ispat etmesinin beklenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, Mahkeme tarafından eksik inceleme yapılarak hüküm tesis edildiği,zira 15/02/2019 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından "diğer 4 hat İçin atınmış bir bilirkişi raporu yoktur; Abonelik sözleşmeleri celp edilerek dosyanın bilirkişi incelemesini talep ederiz, müvekkilimiz bazı hatiar yönünden ceza dosyasındaki şikayetten vazgeçmiştir." şeklinde beyanda bulunulmasına rağmen, Mahkeme tarafından celb edilen abonelik sözleşmeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan ve davacının sahte abonelik sözleşmesi iddiasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tespit edilmeden davacının borçlu olmadığının tespitine karar...