Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Mahkemece bu yönde araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır....
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. ------ Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir....
Sayılı dosyasında 554.404.00 TL asıl alacak üzerinden, davalı tarafça davacı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, kesinleşen takip sonucu davacıya ait villanın satılması suretiyle dosya borcunun 2.049.216.50 TL olarak ödenmek suretiyle tahsil edildiği, oysa takip dayanağı 08.10.2003 tarihli protokolün, davacı şirketten mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiği, protokole dayalı olarak davalının davacı şirketten alacağının bulunmadığı iddiasıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasında tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. Yerel mahkemece 28.01.2016 tarihli kararla "Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2009/18814 sayılı takip dosyasında davacının davalıya 574.525.97 TL borçlu olduğunun tespiti ile icra dosyasına fazladan yatırılan 1.474.690.53 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairenin (Kapatılan 19....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra dosyasında DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, -Asıl alacağın %20'sine tekabül eden kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE," şeklinde karar verilmiş ise de; Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, davalı ibaresinin açıklamaya muhtaç olduğu anlaşılmakla hüküm kısmının; "-Davacının Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra dosyasında DAVALILARA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, -Asıl alacağın %20'sine tekabül eden kötü niyet tazminatının davalı ...'dan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE," olarak TAVZİHİNE, Dair; 6100 sayılı HMK.'nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. Katip ... ¸e-imza Hakim ... ¸e-imza...
ALACAĞIN TAHSİLİBORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİGÖREV 5464 S. BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI KANUNU [ Madde 44 ] 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 22 ] 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 23 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde 5.303,85 TL alacağın tahsili için başlatılan takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddî cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
olmadığının tespiti ile müvekkilinin ------ düzeltilmesi için, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/50 E.,2021/46 K. sayılı ilamı ile; davacı borçlu olmadıklarının tespitini ve istirdat talep etmiş iken, yargılama sonucunda mahkemece davacının borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Buna göre, şikayet tarihi itibariyle takibe konu ilam henüz kesinleşmediğinden menfi tespit ve istirdata aynı anda karar verilmesi halinde ilamın bölünememesi sebebiyle ilamın kesinleşmeden infazı mümkün olmayacağından ( Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2017/9739 E. 2017/3703 K.) mahkemece şikayetin kabulüne" dair karar verildiği görülmüştür....
"Menfi tespit davasının yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüş olması (m.76/2), menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması halinde davacı borçlunun talebi üzerine davalı alacaklının tazminata mahkum edilmesine engel olmaz. İstirdat davası, menfi tespit davasının devamı olup, cebri icra tehdidi altında gerçekleşen ödeme sebebiyle borçlunun serbest iradesi dışında, kanun hükmü gereği kendiliğinden bu dönüşüm vuku bulduğundan, davacı borçlu istirdat davasına dönüşüm olmasaydı alacağı tazminattan, yoksun bırakılmamalıdır." (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2014, Ankara, s.404-405) "İİK m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde de, m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir kanısındayım....