"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL,TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ... tarafından davalıdan borç alındığını, bu borca karşılık da mülkiyeti Yalçın'a ait 641 ada 80 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün davalıya devredildiğini, tarafların 19.07.2002 tarihli "protokoldür" başlıklı bir sözleşme yaparak borcun ödenmesini ödeme planına bağladıklarını, borç ödendiğinde taşınmazın ...'ya devredileceğinin kararlaştırıldığını, borcun tamamı ödendiği hâlde davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek tapunun iptali ile ... adına tescilini olmazsa davalıya ödenen 21.500 Euro’nun karşılığı 60.200TL’nin tahsilini, ya da tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tescile olmazsa 60.200,00TL'nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....
Şti. olduğu, senede ilişkin kargo gönderi belgelerinden senedin 18/5/2015 tarihinde kargoya verildiği, gerek senedin tanzim tarihi ve gerekse kargoya veriliş tarihi itibarıyla senedin itirazın iptali davasından sonra tanzim edilip davacı alacaklıya gönderildiği, takip ve itiraz tarihi itibarıyla senet dahi verilmediği, buna rağmen borca itiraz edildiği, senedin dava tarihinden sonra tanzim edilip verilmiş olması nedeniyle davacı tarafın itirazın iptali davası açmakta haklı olduğu, takip konusu borç için davacıya verilen senet aslının davacının elinde olmasının senet bedelinin ödenmediğinin karinesi olduğu, borç için senet verilmiş olmasının mevcut borcu ortadan kaldırmayacağı, davacının alacağı için ilam almakta hukuki yararının olduğu, senedin davacı tarafça mükerrer tahsilat konusu yapılmaması gerektiği hususları da nazara alınarak davanın kabulü ile davalı borçlunun 2.457,40-TL asıl alacak yönünden itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile...
Mahkemece, takibe esas vergi borç ve cezalarına ilişkin ödeme emirlerinin iptali hususunda derdest dava bulunduğu, bu haliyle kesinleşmiş borç bulunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunmasının gerekmesine, somut olayda dava dışı şirketin vergi borcu nedeniyle, davalı ... hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin ......
Davacı vekili, dosya kapsamına sunulan delillerin eksik değerlendirildiğini, borç ilişkisinin whatsapp ve e-posta yazışmaları ile ispat edildiğini, davalı tarafın aldığı parayı inkar etmediğini, gönderilen paranın bila bedel verildiği hususunun günün ekonomik şartlarına göre kabul edilebilir olmadığını, bu nedenle mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığını, bu hususun inkar anlamına geldiğini, Borçlar Kanununun 102. Maddesine göre açıklama yapılmaksızın gönderilen paranın borç ödemesi olarak kabul edildiğini, havalenin borç olarak gönderildiği hususunun ispatlanamadığını gerekçe göstererek açılan davayı reddetmiştir. Açılan dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf davalıya gönderilen ve elden verdiği iddia edilen meblağların sonradan iade edilmek üzere borç olarak verildiğini ileri sürmektedir....
Öte yandan dosyaya sunulan 18.000,00 TL tutarında gönderilen paraya ilişkin havale makbuzunda gönderilen paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşılmakta olup, bu haliyle havale, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir. Bakiye kısım için de davacı tarafından davalıya borç verildiğine yönelik yazılı belge sunulmamıştır. Somut olayda, 15.000,00 TL dışında, davalı karz ilişkisini inkar ettiğine göre karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir. Bütün bu olgular gözetildiğinde davacı 15.000,00 TL dışında kalan borç verme iddiasını ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacı, delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır....
Gerek davacı vekilinin, takip konusu borcun iptali istenen tasarruflardan önce doğduğunu ilişkin iddiası gerek se davalı borçlunun delil olarak sunduğu 21.4.2009 tarihli borç yenileme sözleşmesinin içeriğinden taraflar arasındaki borcun 23.12.2008 tarihli ilk çek tarihinde doğduğu(borcun bu tarihten de önce doğduğunun tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitinin mümkün bulunması imkan dahilindedir) davalı borçlu Ahmet'in dava dışı şirketin borçlarını bilerek 21.4.2009 tarihli borç yenileme sözleşmesine istinaden takip konusu bonoyu kefil olarak imzalaması nedeniyle iptali istenen tasarrufların 17.3.2009 ve 19.3.2009 )temel borç ilişkisinden sonra (İlk çek 23.12.2008 tarihinde keşide edilmiş olmakla)yapıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesi ve dava konusu tasarrufun İİK 277,278,279 ve 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir...
Gerek davacı vekilinin, takip konusu borcun iptali istenen tasarruflardan önce doğduğunu ilişkin iddiası gerek se davalı borçlunun delil olarak sunduğu 21.4.2009 tarihli borç yenileme sözleşmesinin içeriğinden taraflar arasındaki borcun 23.12.2008 tarihli ilk çek tarihinde doğduğu(borcun bu tarihten de önce doğduğunun tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitinin mümkün bulunması imkan dahilindedir) davalı borçlu Ahmet'in dava dışı şirketin borçlarını bilerek 21.4.2009 tarihli borç yenileme sözleşmesine istinaden takip konusu bonoyu kefil olarak imzalaması nedeniyle iptali istenen tasarrufların 17.3.2009 ve 19.3.2009 )temel borç ilişkisinden sonra (İlk çek 23.12.2008 tarihinde keşide edilmiş olmakla)yapıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesi ve dava konusu tasarrufun İİK 277,278,279 ve 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir...
un sigortalılığının iptali ile tedavi masraflarına ilişkin borç bildirim belgesinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın, davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'...
İcra Müdürlüğü’nün 2014/1493 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 20.238,67 TL asıl alacak, 8.297,85 TL temerrüt faizi (%72), 414,89 TL BSMV (%5) olmak üzere toplam 28.951,41.-TL üzerinden devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile davalı ...’ın ...... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1493 E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 19.949,40.- TL asıl alacak, 8.139,35 TL temerrüt faizi (%72), 406,97 TL BSMV (%5) olmak üzere toplam 28.495,71.- TL üzerinden devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının kendisinden borç istediğinde,bildirilen iban numarasına borç miktarını gönderdiğini ve muhatabın banka hesabının sahibi davalı olduğunu, gönderilen miktarın davalının uhdesine geçtiğini ve sebepsiz zenginleşme hükümlerinin banka hesabı sahibi için geçerli olduğunu, bu yüzden husumet yönünden banka hesap sahibinin muhatap kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu miktarın davalının hesabına "borç" ibaresi ile yapılan bir EFT işlemi ile gönderildiğini ve yerleşik yargıtay içtihatlarına göre "borç olarak gönderildiği" ibaresi ile yapılan para transferlerinin, aktarılan paranın borç olarak verildiğinin ispatı olduğu yönünde olup; davalının bu işleme karşı itiraz ileri sürmemesine rağmen ödeme emrine itiraz etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....