Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava konusu edilen bonolardaki imzanın keşideciye ait olduğu Jandarma Kriminalden alınan rapor ile saptanamadığı, ispat külfetinin davalı yanda olduğu gerekçesiyle bonoya dayalı ... İcra Müdürlüğünün 2010/3553 ve 2010/6358 esas sayılı icra takiplerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2010/5387 esas sayılı icra takibinde ise bonoya dayalı bir takip bulunmadığından bu takibe yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince reddedilen kısım yönünden temyiz edilmiştir. Borçlu olunmadığının tespiti istenen ... İcra Müdürlüğünün 2010/5387 esas sayılı icra takibi dayanağı olarak 06.08.2010 vade tarihli 5.000 TL ve 06.06.2010 vade tarihli 5.000 TL bedelli bonolar gösterilmiştir. Mahkemece bu durumda menfi tespit davasının ......

    Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 23.09.2011 tarih ve 2009/155-2011/372 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bonoya dayalı İcra İflâs Kanunu 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemenin hukuki nitelendirmesi de TTK'nın bonoya ilişkin hükümlerine göre olmakla dosyanın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'ne aittir. Davada taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı uyuşmazlık yer almadığından Dairemizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 (ara karar) NUMARASI : 2021/1007 Esas DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) BAM KARAR TARİHİ : 23/06/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2022 İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/02/2022 ara karar tarihli ve 2021/1007 esas sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yukarıda esas numarası yazılı yerel mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir. Dava, İİK' nın 72/2 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı taraf/davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların açmış olduğu dava haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu davanın imzası inkar edilmeyen, itfa def'i bulunmayan kambiyo senedi özelliğine haiz bonolara dayalı takipten sonra açıldığını, icra takibine dayanak edilen alacak evrakının T.T.K.hükümlerine uygun bonolar olduğunu, icra dosyası ve bono asılları incelendiğinde iddialarının doğruluğunun kanıtlanacağını, davacıların tedbir talebinde sunmuş olduğu gerekçelerin hiç birinin kanuna ve hakka uygun olmadığını, söz konusu davanın açılmasındaki amacın alacaklının alacağını tahsil etmesini geciktirmek olduğunu, şu durumda asıl zarara uğrayanın davacılar değil alacaklı müvekkili olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İİK' nın 72/3 maddesi uyarınca bonoya dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir....

        Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın kambiyo senedine ilişkin menfi tespit davası olması nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 4,5,776 maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğunu belirtip hakkın senede dayalı olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın davanın Ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı aleyhine bonodan kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir. Menfi tespit davasına konu alacak bonoya dayanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ve devam maddelerinde bono düzenlenmiştir. Anılan kanunun 3. maddesinde “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” hükmüne yer verilmiş, 4. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı belirtilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, bonoya dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesince taraflar arasındaki ilişkinin kişisel borçtan kaynaklandığı, davacı ve davalının tacir olmadıkları ve işbu davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın kambiyo senedine ilişkin menfi tespit davası olması nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 4,5,776 maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğunu belirtip hakkın senede dayalı olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın davanın Ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            Dava; icra takibinde sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olup, davacı taraf takibe konu bononun teminat senedi olduğu ve açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı iddiası ile borçlu olmadığını iddia etmektedir. Öncelikle davacı senedin teminat senedi olarak verildiğini iddia etmekte ise de senedin üzerinde teminat senedi olarak verildiğine dair herhangi bir ibarenin mevcut olmadığı, davacı tarafça davalıya teminat senedi verildiğine dair taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin de dosyaya sunulmadığı, Antalya C....

              Maddelerinde düzenlenen 3 adet bonoya dayalı menfi tespit davası olup ticari iş niteliğinde olduğundan Asliye Ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın... Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava, bonoya dayalı takipten ötürü borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu bonolarda kendini borçlandıracak şekilde davacının imzası bulunmadığından davalının, davacının borçlu olup olmadığını bilebilecek durumda olup, icra takibinde kötüniyetli olması nedeni ile davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlele, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Şirketinin keşide ettiği ve diğer davalı ...’in cirosunu taşıyan iki adet bonoya dayalı başlattığı takipten 2 yıl sonra müvekkili aleyhine İİK 89.ihbarnamelerini göndererek, usulsüz tebligatlarla kesinleştirildiğini, bu haciz ihbarlarından 26.01.2007 tarihinde bir aracın satışı sırasında haberdar olduklarını, bu ihbarnamelerin tebliğinin usulsüzlüğü ile ilgili İcra Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını ileri sürerek İİK 89.maddesine dayalı ihbarnamelerle ilgili işlemlerini iptal ve terkini ile müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili, şirket hisse devrine bağlı fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 150.000 TL.nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, asıl davada davalı ... Ltd. Şti. ortağı ...’ın davalı gösterilmesi gerektiğini, bu kişinin düzenlediği çeklerin davacı hesabından ödendiğini belirterek davalı ......

                    UYAP Entegrasyonu