Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında davalının işlettiği marketin devri konusunda 01/10/2012 tarihli devir sözleşmesi imzalandığını, devir bedelinin 30.000-TL olarak kararlaştırıldığını ve bu bedelin 17.000-TL' sinin nakit verildiğini, kalan miktar için ise 01/03/2013 vadeli 7.000-TL bedelli ve 01.12.2013 vadeli 6.000-TL bedelli bono verildiğini, sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getiren müvekkilinin işletme ve ticaret ünvanının devri için davalıdan defalarca talepte bulunmasına rağmen, davalının resmi devirden kaçındığını, alt kira sözleşmesi yapma yetkisi bulunmadığı halde müvekkiline dükkanı kiraladığını belirterek, davalının satılacağını ve devredilemeyeceğini bildiği yeri elinden çıkarmaya yönelik hileli ve kötüniyetli davranışları nedeni ile müvekkilince ödenen 17.000-TL' nin iadesi ile verilen 2 adet bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili müvekkillerinin davalı şirketle yaptığı 19.06.2002 tarihli sözleşme ile Havuzlu Konaklardan bir bağımsız bölümü 600.000,-USD.ye almak konusunda anlaştıklarını ve satış bedeli karşılığında bonoların verildiğini; sonrasında bu sözleşmenin tarafların karşılıklı kabulüyle ortadan kaldırıldığını ve verilen senetlerin iadesi hususunda uzlaştıklarını; daha sonra Bilkent Konutlarından bir bağımsız bölümün 290.000,-USD bedelle satışı konusunda anlaştıklarını ve bedelin 225.000,-USD.lik kısmının banka kanalıyla, bakiye 65.000,-TL.lik kısmının ise elden ödendiğini ancak konutun teslim edilmemesi yanında bonoların da başkalarına ciro edilmesi nedeniyle müvekkilleri aleyhinde takiplerin başladığını ve 6.000,-TL. ödeme yapılmak zorunda kalındığını ileri sürerek ödenen 290.000,-USD karşılığı 381.582,-TL.nin ve ödenen bono bedeli 6.000,-TL.nin masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      TL ve 03.04.2009 vadeli 3.200 TL bedelli bonolar dışında kalan ondokuz adet ve toplam 40.250 TL bedelli bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, iki adet bono yönünden talebin reddine ve tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizine gelince; dava konusu takibe dayanak yapılan bonolardan bir kısmının dava dosyasına sunulu olduğu ve bu bonolarda keşidecinin davacı, lehdarın ise davalı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında keşideci ve lehdar ilişkisi bulunan bonolar yönünden, davalının keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığını bilmesi gerekir....

        Karar sayılı ilamında, 04/08/2015 düzenleme tarihli 15/09/2016 vadeli 11.500 USD bedelli düzenleyeni ... lehtar (ve alacaklısı) ... olan bono niteliğindeki senet üzerinde miktarın rakamla gösterildiği bölümdeki "$" işareti ve miktarın yazıyla yazıldığı bölümdeki "Amerikan Doları" yazılarının sonradan değiştirildiğinin tespit edildiği, TTK m. 748 uyarınca davacı düzenleyen ...ın senedin değiştirilmeden önceki ilk halinden, yani 11.500-TL'den sorumlu olduğunun, değiştirilmiş halinden sorumlu olmadığını görüş ve beyan etmişlerdir. 20.08.2021 tarihli bilirkişi ... ..., ... ... ve ...'nun raporu özetle; Kök raporda da arz ve izah üzere .... Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/... Esas - 2020/......

          Davalı vekili, takip dayanağı bononun kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, davacıların takibe konu senetten dolayı borçlu olmadıklarını, borcun ödendiğini v.s. şeklindeki itirazlarını aynı nitelikteki yazılı belge ile ispat etmeleri gerektiğini, tanık v.s. delillere müracaat taleplerine muvafakatleri olmadıklarını savunarak davanın reddini ve tedbir nedeniyle alacağa kavuşmalarının engellenmesi nedeniyle de lehlerine % 20 tazminat ödenmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve toplanan deliller gereğince, ispat külfeti davacı tarafta olmakla davacının dava konusu bono nedeniyle borçlu bulunmadığı hakkında yazılı bir delilinin bulunmadığı ve yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın ve yasal şartları oluşmayan davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

            bir kısım ödemeler yaptığını, çekleri müvekkile teslim ettiğini, ancak bir kısım çeklerin tarihlerinde ödenmediğini ve ödenmesinin mümkün olmadığının belirtmesi üzerine, çeklerin iadesi ve yerine bonolar ile ödeme yapılması teklifinin --- ve davacı tarafından sunulduğunu, bono borçluları ve davacının borçlarını ödemediklerini ve bonoların protesto edildiğini ve ödenmeyerek protesto olmuş bonolara ilişkin icra takibi yapıldığını,----dosyasında ki mevcut bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline ilişkin talep ve davanın reddini, davacının ---- dosyasında ki hacizlerin kaldırılarak dava sonuçlanana kadar takibin durdurulmasına ilişkin talebinin reddini, davacının haksız ve dayanaksız olarak gerçek dışı iddia ettiği imzasının bulunmadığı imzasının bulunmadığı bonolar hakkında takip başlatıldığından davalı hakkında alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ilişkin talebinin şartları oluşmadığından reddini, yargılama giderlerinin...

              -YTL’lik bonodaki borçlu imzalarının kooperatif yetkililerine ait olmadığını, bononun lehdarı görünen (bono arkasında ciroları bulunan)... ve ...’in imza ve borca itirazları üzerine icra mahkemesinde açtıkları dava neticesinde bu davacılar yönünden takibin iptaline karar verildiğini, davalının yetkili ve meşru hamil olmadığını ileri sürerek müvekkili kooperatifin borçlu bulunmadığının tespiti ile bononun ve takibin iptaline %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kooperatifin duvar işlerini diğer senet lehdarı olan ... ve ...’ın yanında çalışarak yaptığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, davacı kooperatifin imzalarının yönetime ait olup olmadığını müvekkilinin bilmesinin mümkün bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

                Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının iddiasını yazılı delil ile ispat edemediği, tazminat talebinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, takibe konu bonoya mahsuben 12.03.2007 tarihli tahsilat makbuzu karşılığında ödeme yaptığını iddia etmiştir. Davalı ödemeyi kabul etmekle birlikte, söz konusu ödemenin senede mahsuben yapılmadığını savunmuştur. Ancak, takip ve dava konusu senedin tanzim tarihi 15.05.2006, ödeme tarihi ise 15.06.2006 olup, tahsilat makbuzunun tarihi bu tarihlerden sonra olduğundan davalı ödemenin başka bir senede mahsuben yapıldığını kanıtlayamadığı sürece ödemenin takibe konu senede mahsuben yapıldığının kabulü gerekir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  KARAR Davacı, davalılardan ... ...’a ait olan daireyi 27.11.2000 tarihli sözleşme ile 21.000.000.000 TL bedelle satın aldığını, satış bedelinin 4.000.000.000 TL’lik kısmını peşin ödeyip, bakiye bedel için de 1.000.000.000 TL bedelli üç adet çek ile 14 adet bono verdiğini, davalının daireyi kendisine teslim etmeyerek, başka bir şahsa kiralaması nedeniyle bono ve çek bedellerini ödemediğini, peşin ödediği bedelin iade edilmediği gibi, vermiş olduğu çeklerin de diğer davalıya ciro edilerek hakkında takip başlatıldığını ileri sürerek, peşin ödediği 4.000.000.000 TL.nin 27.11.2000 tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, satış bedeli karşılığı vermiş olduğu bono ve çeklerden dolayı da borçlu olmadığının tesbitine, taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise davalının daireye müdahalesinin men’ine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... ..., davacının kendisine sadece 2.000.000.000 TL ödediğini savunarak, diğer davalı ile birlikte davanın reddini dilemiştir....

                    . - K A R A R - Davacı vekili, davalının lehdar müvekkilinin keşideci olarak yer aldığı 2000 TL tutarlı bir adet bonoya dayalı şekilde davalı yanca müvekkil aleyhine takip başlatılmış ise de bonodaki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını belirterek, bono nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını, fatura karşılığında satılan mallar nedeniyle müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu bildirilerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda takibe konu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı belirlendiğinden davanın kabulüne, bono nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve koşulları oluşmadığından davacı yanın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyşiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu