Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a iadesi ve daha sonra üçüncü kişilere satımı halinde, katılanca yapılan ödemeler ve sözleşme gereği yapılan hesaplamalardan sonra satış bedelinden mahsup edilip katılana ödeme yapılacağı hususunda anlaşıldığı, daha sonra dairenin şirket tarafından üçüncü kişilere bedel karşılığı kat irtifakı tesis edilerek devredildiği ve katılana bono ile yapılan ödemelerin tahsil edilemediği şeklinde gerçekleşen olayın alacak - borç ilişkisi kapsamında hukuki ihtilaf konusu olduğu anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında ilaç alış verişi dışında hiç ibr ilişki bulunmadığı, davacının borcuna karşılık davalıya çek ve bono verdiği, çek ve bono bedellerine mahsuben de davalı şirket elemanlarına haricen toplam 7.550.000.000 TL ödeme yaptığı, davalı tarafça bono ve çeklere istinaden başlatılan takiplerde bu harici tahsilatın mahsup edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.400.000.000 TL' nin 15.01.2001 tarihinden, 4.200.000.000 TL' nin 25.12.2000 tarihinden , 1.450.000.000 TL' nin 16.01.2001 tarihinden 500.000.000 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      . - K A R A R - Dava; davacının keşideci olarak imzasının bulunduğu ileri sürülen 6 adet bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı ve davacının bonolar nedeni ile borçlu olmadığının menfi tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili; davalı bankanın, müvekkili aleyhine altı adet bono bedelinin faizi ile tahsili amacıyla giriştiği icra takibine konu bonolar altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin bonolardaki lehtar ve cirantalarla herhangi bir ticari ilişki içerisinde olmadığını, bilirkişi incelemesi ile durumun açıklığa kavuşacağını ileri sürerek, davanın kabulü ile bono ve icra takibinin iptaline, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap dilekçesinde; dava ve takip konusu senetlerin, dava dışı takip borçlusu ......

        nun eli ürünü olmadığı belirlenerek itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve iptaline, alacaklının kötüniyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden tazminat takdirine yer olmadığına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; takibe konu 2 adet bonoya ilişkin keşideci imzalarına itirazda bulunulmasına rağmen, bilirkişi raporu yönünden yalnızca 30.11.2013 ödeme tarihli, 04.04.2013 düzenleme tarihli, 28.000,00 TL bedelli 1adet bono üzerinde imza incelemesi yapıldığı görülmüş, ancak itiraz edilen diğer, 20.01.2014 ödeme tarihli, 04.04.2013 düzenleme tarihli, 24.500,00 TL bedelli bono üzerinde imza incelemesi yapılmadığı anlaşılmıştır. O halde; anılan her iki bono yönünden mahkemece usulünce yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde takibin durdurulmasına ilişkin hüküm tesisi isabetsizdir....

          defter ve belgeler sunulmadığından incelemenin 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin yasal defter ve belgeler üzerinde yapıldığını bildirmiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama sonucunda takibe konu bonoların bankaya boş olarak kredi ilişkisinin teminatı olarak verildiği, sonradan banka tarafından doldurulduğu, bu nedenle eksik unsurlu olarak tedavüle giren senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığından davacıların borçlu olmadığının tespiti ile takiplerin iptaline, davacıların tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TTK'nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda uygulanması gereken TTK'nun 592. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bu tür bono düzenlenirken veya tamamen doldurulmamış bono tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yolundaki iddaların yazılı belge ile ispat olunmadığı sürece bono geçerliliğini korur. Somut olayda bonoların takibe konulur iken tüm unsurlarının tamam olduğu anlaşıldığından olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/645 Esas KARAR NO : 2022/178 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 07/08/2021 KARAR TARİHİ : 16/02/2022 KARAR YAZILMA TARİHİ: 08/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dilekçe içeriğinde bildirdiği bononun yasal hamili olduğunu, bononun kaybediğildiğini belirterek bono üzerine ödeme yasağı konulması ile bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava TTK'nun 651. maddesi gereğince kıymetli evrakın zayi sebebi ile iptaline ilişkindir. Zayi edildiği bildirilen bono hakkında TTK. nun 760. maddesinde öngörülen şekilde ilanlar yapılmış ve ilanlar dosya içerisine alınmıştır....

                aleyhine kötüniyetli hamil olduğu gerekçesiyle ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açılmış ve anılan mahkemece birleştirme kararı verilerek bu dosya esası kapatılmıştır. Davalı ... vekili müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece bono düzenlenmesine konu olan taşınmaz satış işleminin resmi şekilde gerçekleştiği ve bu bağlamda davalı ...’ın bakiye alacağı bulunduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, bono nedeniyle davacının davalı ...’a borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine, birleşen dava bakımından ise davalı ... ...’ın bonoda kötüniyetli hamil bulunduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle bu davalıya yönelik açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  (TCKN: ...), lehdarı ve 1. Cirantası ...(TCKN: ...), hamili ... Tic. A.Ş(VKN: ...) ve tahsil cirosuyla vekil hamil ... T. A.Ş. (VKN: ...), keşide tarihi 03/10/2022, ödeme tarihi 18/01/2023, bedeli 4.750,00 TL, seri numarası ... ve ihdas nedeni "malen" olan 1 adet bono, b-Keşidecisi ...(TCKN: ...), lehdarı ve 1. Cirantası ...(TCKN: ...), hamili ... Tic. A.Ş(VKN: ...) ve tahsil cirosuyla vekil hamil ... T. A.Ş. (VKN: ...), keşide tarihi 03/10/2022, ödeme tarihi 18/11/2022, bedeli 4.750,00 TL, seri numarası ... ve ihdas nedeni "malen" olan 1 adet bono, c-Keşidecisi ...(TCKN: ...), lehdarı ve 1. Cirantası ...(TCKN: ...), hamili ... Tic. A.Ş(VKN: ...) ve tahsil cirosuyla vekil hamil ... T. A.Ş....

                    Sayılı dava dosyasında açtığı bedelsiz bono nedeniyle menfi tespit davasında davalı tarafın yemini neticesinde davanın reddine karar verildiğini, bu kararın onanarak kesinleştiğini, oysa davalının yalan yere yemin ettiğini, mahkemece yargılama yapılması halinde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını belirterek, yargılamanın iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı, iddianın soyut olduğunu, yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu