Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi, “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenlemeye yer vermiştir. Somut olayda davacı dava dilekçesinde eşinin aile konutunu rızası olmadan üçüncü bir kişiye sattığını iddia etmiş, satın alan kişinin ismini ise yanlış göstermiştir. Davacı taraf tapu malikine karşı davayı yöneltme talebinde bulunmuştur....

    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, dava konusu senette aval veren, davalının lehtar ve senedin keşidecisinin de dava dışı ... olduğu, avalın kefaletten farklı bir müessese olup bağımsız ve asli bir nitelik taşıdığı, 6102 sayılı TTK'nın 702/2 maddesi uyarınca aval verenin taahhüdünün geçersizliği ancak şekle ait bir noksanlık bulunması halinde ileri sürülebileceği, kambiyo senetlerinde TBK'nun 584 ve 603. maddelerinin uygulama yeri bulunmadığı, bir başka ifadeyle avalin geçerliliği için rızasına gerek bulunmadığı, dosya içeriğinde senedin iradeye aykırı doldurulduğu ve borcun bulunmadığına ilişkin iddiaların bu bağlamda dinlenemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, HMK'nın 353/1-b-2-3 maddeleri uyarınca Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/571 Esas - 2017/452 Karar sayılı hükmünün kaldırılmasına, davanın reddine, koşulları bulunmayan kötüniyet isteminin reddine karar verilmiştir....

      Davacı kadın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve rızası alınmadan davalı erkek Yüksel tarafından satıldığını iddia ederek, taşınmazın 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile davalı erkek adına tescilini ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 01.03.2016 tarih E. 2015/ 19204-K.2016/3802 sayılı ilamı ile onanmış, bu karara karşı davalılardan Songül ve İsmail karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir....

        Davacı kadın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve rızası alınmadan davalı erkek tarafından satıldığını iddia ederek, taşınmazın 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile davalı erkek adına tescilini ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 23.10.2018 tarih 2017/767 esas, 2018/11790 karar sayılı ilamı ile onanmış, bu karara karşı davalılar karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken konutun bu vasfın devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/239 Esas KARAR NO : 2021/580 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 25/03/2021 KARAR TARİHİ : 15/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; düzenleyeni ... Anonim Şirketi, lehtarı ... Anonim Şirketi olan, ... 04/03/2021 düzenleme yer ve tarihli, 18/04/2021 vade tarihli 50.000,00-TL bedelli bir adet bononun müvekkilinin yasal hamili iken kaybolması nedeniyle rızası dışında elinden çıktığını, bu haliyle bononun tahsilinin mümkün olmadığını belirterek bonoya ilişkin ödeme yasağı konularak iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ; Davaya konu bono sureti celp edilmiş, incelenmiştir....

            Bu takdirde senetler bono niteliğine haiz olmadığı takdirde, genel hükümlere göre iptali gerekmektedir. Somut olayda; mahkememizce TTK.nun ilgili maddeleri gereğince Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 6102 sayılı yasanın 762.maddesi gereği 3 kez yasal ilanın yapılmış olduğu, ilk ilan tarihi olan 26/12/2022 tarihinden itibaren 3 aylık yasal bekleme süresinin geçtiği, mahkememize bu konuda herhangi bir itirazın ve başvurunun ise yapılmadığı, dosyaya sunulan bono bilgilerinden, bono fotokopisinden, keşideci...'in tarafına herhangi bir başvuru olmadığına ilişkin 28.12.2022 tarihli dilekçesi, senet tevdiat bordrosundan,... Finansbank'ın 28.12.2022 tarihli yazısından ve bonoya ilişkin yasal sürede başvuru olmamasından davacının son yetkili hamil olarak kabul edilmesinin gerektiği, zilyetliğinde bulunan bononun zayii olduğu, bu haliyle bononun davacının elinden rızası dışında çıktığı anlaşılmıştır....

              Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK m. 194). Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır .../... ... Davacı eşin taşınmazın devrine açık rızası bulunmamaktadır. O halde eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur....

                Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde aile konutu olduğunu iddia ettiği dava konusu taşınmaz üzerinde davalı tarafından diğer davalı banka lehine rızası dışında ipotek tesis edildiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, ipotek tarihinin 03.08.2001 tarihli olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden önce olduğunu, 743 sayılı Medeni Kanunda ipotek tesisi için eşin onayını gerektiren hüküm olmadığı ve ayrıca taşınmazın ipotekli haliyle iki kez el değiştirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                  Her ne kadar ilk derece mahkemesince davalıların kefil olduğu tarihte evli oldukları, kefaletin geçerli olması için rızası gerektiği ancak kefaletnamede rızası bulunmadığı gerekçesiyle kefaletin geçersiz olduğu belirtilip davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı banka istinaf dilekçesinde, davalıların eşlerinin kefalete muvafakatlarının olduğunu ileri sürerek buna ilişkin fotokopi belgeleri dosyaya sunmuştur. Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve somut uyuşmazlığa uygulanması gereken TBK'nin 584.maddesine göre müteselsil kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı rızasının sözleşme imzalanmadan önce ve en geç sözleşmenin kurulması anında verilmesi gereklidir. rızası kefalet belgesi içinde verilebileceği gibi ayrı bir yazılı belge düzenlenmesi ve imzalanması suretiyle verilmesine de engel bulunmamaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Germencik Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 23/10/2013 ESAS-KARAR NO : 2012/197-2013/618 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olan taşınmaz üzerine, hak sahibi tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir....

                    UYAP Entegrasyonu