Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddelerinde yer alan yasal düzenlemeye, yerleşik uygulamaya ve ilmi açıklamalara göre zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteme hakkı TTK.651/2.maddesi uyarınca hamile aittir. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle, senedin zayi olması halinde hak sahibine iptal kararı alarak, hakkını senetsiz olarak ileri sürme ya da yeni bir kıymetli evrak tanzimini isteme olanağı tanınmak istenmiştir.(TTK.652.m.) Dava dilekçesinin ekinde davaya konu bono resimi dosyaya sunulmuştur. Talep TTK.760-762.maddeleri uyarınca ilan edilmiş, bono mahkememize veya bankaya ibraz edilmemiştir. TTK.757.maddesi uyarınca keşideciye muhtıra tebliği ile bono senedi bedelini ödemekten men edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu senedin (bono) davacı yedinde iken zayi olduğu sonucuna varıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....

    un isminin yanındaki keşideci imzasının anılan kişiye ait olmadığı, bu sebeple TTK 689/1 maddesine göre evrakın bono niteliği taşımadığı, davacı ... yönünden ise, senette avalist sıfatıyla yer aldığı, şekil açısından geçersiz senede verilen avalinde geçerli olmayacağı, gerekçesiyle davacıların borçlu olmadığının tespitine, senedin iptali yönündeki istemin ise asıl davada istenilmeyen hususların ıslahla istenemeyeceği nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu senedin, bir bononun şekil şartlarını tümü ile taşıdığı, borçlu imzasının davalı keşidecinin eli ürünü olmadığı, ancak senedin önyüzündeki keşideci imzası dışındaki imzanın diğer davacıya ...'a (avalist) ait olduğu anlaşılmıştır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/758 Esas KARAR NO : 2021/413 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 21/12/2020 KARAR TARİHİ : 17/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticari ilişki içinde olduğu dava dışı ...Ltd, Şti'den temin ettiği 600.000,00.TL tutarındaki bonoyu müvekkili tarafından borçludan alınmasına müteakip sebebi yeri ve zamanı bilinmeyen bir şekilde çalındığını yada kaybolduğunu beyan ederek öncelikle müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğramasının önlenmesi bakımından elinden rızası hilafında çıkan dava konusu bono için ödeme yasağı kararı verilmesine ve akabinde bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/105 Esas KARAR NO : 2021/495 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 16/02/2021 KARAR TARİHİ : 21/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; ... San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkili bankaya tahsile verilmiş olan, ... ...'ın borçlusu olduğu, 31.03.2020 vade tarihli 12.500,00-TL bedelli, ... barkod numaralı senedin davacı bankanın ......

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmazın, hak sahibi tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan devredilmiş olması sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu ... alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194 maddesinin "Aile Konutuna" sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların temyiz aşamasında 04.03.2021 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır....

            Aile konutunun hak sahibi tarafından devri, konut üzerindeki hakların sınırlanması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK. m. 194/1) Açık rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi, rızası gereken bakımından bağlayıcı değildir. Konut üzerinde hak sahibi olan davalı (koca)'nın, ortağı olduğu limited şirketin borçlarına karşılık, davalı ... lehine 30.4.2004 tarihinde 180.000 TL. bedelle, 1.8.2005 tarihinde 75.000 TL. bedelle ve 17.7.2005 tarihinde 110.000 TL. bedelle sırasıyla birinci, ikinci ve üçüncü derecede ipotek koydurduğu anlaşılmaktadır. İpotek, hak sahibine taşınmaz malı sattırarak, değerinden alacağını elde etmek yetkisi tanıdığından, mülkiyeti sınırlayıcı bir tasarruf işlemi niteliğindendir ve diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK. m. 194/1) İşlemden önce, işlem sırasında ve işlemden sonra davacı eşin açık rızasının alınmadığı görülmektedir. Bu halde, davalı Bankanın kazanımı, ancak iyiniyetli ise korunabilir....

              Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir....

              Davacı malik olmayan , aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı banka, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair şerhin ipotek tarihinden sonra konulduğunu,davalı erkek eşe ait iki ayrı ev bulunduğunu ve iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlu ve diğer müşterek müteselsil bono borçluları hakkındaki davanın konusunun takip, kayıtsız şartsız borç ikrarına havi 1 adet bono bedelinin vadesinde ödenmemesi üzerine başlatıldığını, bonoların kambiyo senedi vasfında olup sebepten mücerret olduklarını, kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlunun kambiyo taahhüdünde bulunmuş olduğunu, kambiyo ilişkisinin altında esas itibarıyla bir asıl/temel borç ilişkisinin mevcut olduğunu, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliğinin temel ilişkiden kaynaklanan talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca dair mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğunu, TTK'nın özel hükümleri sebebiyle kambiyo senetlerinde BK'nın 584 ve 603.maddelerinin uygulanamadığını ve kefillik için rızası aranmadığını, TTK'nın 614. maddesi hükmü gereği avalist kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi sorumlu olduğunu, İstanbul 9....

                Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlu ve diğer müşterek müteselsil bono borçluları hakkındaki davanın konusunun takip, kayıtsız şartsız borç ikrarına havi 1 adet bono bedelinin vadesinde ödenmemesi üzerine başlatıldığını, bonoların kambiyo senedi vasfında olup sebepten mücerret olduklarını, kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlunun kambiyo taahhüdünde bulunmuş olduğunu, kambiyo ilişkisinin altında esas itibarıyla bir asıl/temel borç ilişkisinin mevcut olduğunu, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliğinin temel ilişkiden kaynaklanan talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca dair mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğunu, TTK'nın özel hükümleri sebebiyle kambiyo senetlerinde BK'nın 584 ve 603.maddelerinin uygulanamadığını ve kefillik için rızası aranmadığını, TTK'nın 614. maddesi hükmü gereği avalist kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi sorumlu olduğunu, İstanbul 9....

                UYAP Entegrasyonu