Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı Kamil Aydın hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazları incelendiğinde, anılan davalının kefalete ilişkin muvafakati banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapan bilirkişi raporu ekinde yer almaktadır. Alınan muvafakat belgesinde davalı T6'ın eşi, T6'ın kefil olmasına yönelik rızasını bildirmiş ise de, rıza belgesinde herhangi bir tarih yer almamaktadır. Bir başka anlatımla, davalı T6 rızasının hangi tarihte alındığı belirsizdir. TBK'nun 584.madde hükmü gereğince rızası kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Somut olayda ise, davalı T6'ın rızasının kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olduğunu davacı banka ispatlamakla yükümlüdür. Davacı banka anılan ispat yükü çerçevesinde dosyaya yazılı bir bilgi veya belge ibraz etmemiştir....

Kanunda avalin tanımı yapılmamış; sadece aval ile poliçedeki bedelin ödenmesinin teminat altına alındığı belirtilmiştir (TTK.m.700). Aval senedin ödeneceğine dair güvence verilmek sureti ile kambiyo senetlerine tedavül kolaylığı sağlamaktır. Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki aval -bir geçerlik şartı olarak- senet (veya alonj) üzerinde bulunmalıdır. Zira yukarıda da vurgulandığı gibi kambiyo senedinden doğan sorumluluğun temini gayesi, doğal olarak bu teminatın esas alacakla birlikte devredilmesini gerektirir; kambiyo senedini ciro yoluyla devralacak kimsenin de bunu görebilmesi lazımdır (Sengir, T.: Aval Hukuku, Ankara 1967, s.10). Kambiyo senedi dışında verilmiş bir teminatın, aval olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Aval gerek üçüncü bir şahıs gerekse poliçeye imza koyan diğer bir şahıs tarafından verilebilir. Türk Ticaret Kanunu'nun 701/4 maddesine göre aval beyanında kimin için verildiği belirtilmemişse avalin keşideci hesabına verildiğinin kabulü gerekir....

    Davacı vekilinin 22/03/2022 tarihli dilekçesinde dava konusu bonoların bulunduğuna dair beyanı karşısında iptali istenen herhangi bir bono kalmadığı, böylece davanın konusuz kaldığı anlaşılmış, bu nedenle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile ......

      Kaybolduğu bildirilen bonoya ilişkin TTK.m762 uyarınca gerekli yasal ilanlar yapılmış ve bono ile ilgili mahkememize bir müracaata bulunan olmamıştır. Bono keşidecisine tevdi mahalli tayini ile bononun kendisine ibraz edilmesi halinde ödeme yapmaması, aksi halde 2. Defa ödeme yapmak durumunda kalabileceğine ilişkin ihtarname tebliğ edilmiş, bono borçlusu tarafından da bu hususa ilişkin mahkememize bildirimde bulunulmamıştır. Davacı tarafın iddiasının hamili bulunduğu senedin kaybolduğu iddiasına dayandığı; iddianın yasal dayanağının 6102 Sayılı Kanunun 757. maddesi olduğu anlaşılmakla, dava konusu senedin davacının rızası dışında elinden çıktığı, yapılan ilan süreleri içerisinde senet üzerinde hak iddia eden başka kişilerin başvuruda bulunmadığı anlaşılmış ve 3 ay geçmekle davacı tarafın davasının kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        Kaybolduğu bildirilen bonolara ilişkin TTK.m762 uyarınca gerekli yasal ilanlar yapılmış ve bono ile ilgili mahkememize bir başvuran olmamaıştır. Bono keşidecisine tevdi mahalli tayini ile bononun kendisine ibraz edilmesi halinde ödeme yapmaması, aksi halde 2. Defa ödeme yapmak durumunda kalabileceğine ilişkin tebligat gönderilmiş, bono borçlusu tarafından da bu hususa ilişkin mahkememize bildirimde bulunulmamıştır. Davacı tarafın iddiasının hamili bulunduğu senedin kaybolduğu iddiasına dayandığı; iddianın yasal dayanağının 6102 Sayılı Kanunun 757 maddesi olduğu anlaşılmakla dava konusu senetlerin davacının rızası dışında elinden çıktığı, yapılan ilan süreleri içerisinde senet üzerinde hak iddia eden başka kişilerin başvuruda bulunmadığı anlaşılmış ve 3 ay geçmekle davacı tarafın davasının kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının davasının kabulü ile; keşidecisinin ..., lehdarının ......

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/552 Esas KARAR NO : 2021/832 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali (Hasımsız)) DAVA TARİHİ : 25/08/2021 KARAR TARİHİ : 28/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ---- nezdinde bulunan; Alacaklısı -----, borçlusu--- meblağlı,-----., borçlusu ----- meblağlı----- ---senetler, hakkında öncelikle tensiben İHTİYATİ TEBBİR tedbir kararı ile ödeme yasağı konulmasına, Davacının elinden rızası hilafına çıkan --- ilgili Ödeme Yasağı konarak--- ilgililerine tebliğine, Yargılama sonunda kaybolan sened/lerin İptaline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, Hukuki niteliği itibariyle TTK. 818/s. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 757-765. maddelerine göre açılmış bir zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali davasıdır....

            HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

            Dava konusu olup, keşidecisi davacı olan, lehdarı davalı olan, 15.09 2015 tanzim ve 15/03/2016 ödeme tarihli, 10.000,00 TL tutarındaki bono üzerinde keşideci adına atılan imza ve bono üzerindeki yazılar üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde, bono üzerinde yer alan yazıların davacı eli ürünü olduğu, ancak keşideci kısmında yer alan imzanın, davacı tarafından sonradan inkar edebilme amacıyla, samimi imza tarzından bilinçli olarak uzaklaşılmak suretiyle atılmış imza olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, hak sahibi tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalı üçüncü kişi lehine verilen aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Ayrıca, malik olmayan yararına, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı haklar mirasçısına geçmez....

                Aile konutunun, hak sahibi tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma ile sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden; davacı ile davalı ...’ın karardan sonra 15.06.2016 tarihinde kesinleşen ilamla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu