Dairemizce 24/02/2020 tarih, 2019/ 884 Esas - 2020/276 Karar sayılı karar ile davalı karşı davacı erkeğin kusura esas alınan vakıalar ve yoksulluk nafakası miktarı ile maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden, davacı karşı davalı kadının kusura esas alınan vakıalar yönünden istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile kusura ilişkin gerekçe, davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı yönlerinden hüküm ve gerekçenin düzeltilerek, davacı karşı davalı kadın lehine 200.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata ve aylık 6000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Dairemiz kararı davacı karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden; davalı karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmiş, Yargıtay 2....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 4-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-davalı kadın adına kayıtlı birden fazla taşınmaz ve bir adet araç olduğu, kadının yoksulluğa düşmediği anlaşılmaktadır. Bu sebeple kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. 5-Davalı-davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir. 6-Yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı-davacı erkek ağır kusurlu olup, gerçekleşen kusurlu davranışlar kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın boşanma sonucunda en azından eşinin maddi desteğinden yoksun kalmıştır. Kadın yararına TMK. madde 174/2 koşulları oluşmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Turk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise. sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Fiili ayrılık ise başlı başına boşanma sebebi değildir....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafın kusur tespiti, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ve davalının maddi-manevi tazminat talebinin kabulü yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun kabulü ile; Adana 8. Aile Mahkemesinin 21/09/2018 tarih ve 2017/832 Esas 2018/672 Karar sayılı ilamında;" Davacının yoksulluk nafakasıyla maddi ve manevi tazminat isteklerinin REDDİNE, Davalı yararına 3.500 maddi, 3.500 TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline davalıya ödenmesine, ziyade talebin reddine" ilişkin hüküm fıkralarının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK.'...
İstinaf Sebepleri 1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. C....
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece dinlettikleri tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, evliliğe müvekkilinin annesinin ve komşularının müdahalesinin olmadığını, evlilikte kadının ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle kadının kabul edilen karşı davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1- 2) davacı-karşı davalı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı-karşı davacı taraf, erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından yasal süre içinde cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, davacı-davalı erkeğin davasının reddine, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, kadın lehine 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Karar, davacı-davalı erkek vekili tarafından; davalı-davacı kadının eksik olan hastane kayıtları getirtilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulduğu, tanıkların beyanlarındaki çelişkilerin ve kadın ile olan akrabalıklarının gözetilmediği, kadın yararına nafaka, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren yasal koşulların oluşmadığı gerekçeleri ile nafaka ve maddi ve manevi tazminat hükümleri yönünden istinaf edilmiş, nafaka ve tazminatlara ilişkin hükümlerin kaldırılmasına karar verilmesi istenmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın erkek olduğunu, bu anlamda erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi, takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının da yetersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın kadın olduğunu, bu anlamda kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, müvekkilinin tazminat taleplerinin kabulüne, velayetin babaya verilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava ve birleşen dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadının maddi tazminat talebinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 5- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMKm. 175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kusursuz olduğu, kendisini yoksulluktan kurtaracak herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 29....