Davacı, anlaşmalı olarak boşanacağı düşüncesi ile nafaka talebinin bulunmadığını bildirmiş ise de, davalı boşanma isteğini kabul etmediğinden, dava çekişmeli boşanmaya dönüşmüş, davacı 14.07.2011 tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Davacının dava dilekçesinde yer alan nafaka talebi olmadığına ilişkin beyanı anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi halinde geçerlidir. Davaya çekişmeli boşanma olarak devam edildiğine göre, davacının yoksulluk nafakası talebinin olmadığı söylenemez. Toplanan delillerden, davacının sürekli bir işinin ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. madde koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gözetilmeden, yazılı gerekçe ile davacının yoksulluk nafakası isteğinin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nın 174/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nın 174/2.maddesi gereğince manevi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, Davacı-karşı davalı erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece, davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, taraflara mahkemece yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında davacı erkeğin reddedilen boşanma davasında da belirtildiği üzere eşine fiziksel şiddet uyguladığı, fiili ayrılık döneminde eşini tehdit ettiği, ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının zina nedenine dayalı davasının kabul edilmesi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarları, ortak çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince bozmadan önce kurulan hükümde erkeğin açtığı TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasının koşullarının oluştuğu ve kadının zina nedenine dayalı...
Buna göre; tüm dosya içeriğine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalının sosyal ve ekonomik durumu, geliri davacı kadına göre daha iyi olup boşanma ile kadın yoksulluğa düşeceğinden kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve miktarı hakkaniyete uygun görülmekle tarafların bu yöne ilişkin istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir Davalının vekalet ücreti yönünden; Boşanma davalarında davanın kabul veya ret durumuna göre vekalet ücretine hükmedilir. Boşanma davasında talep edilen maddi ve manevi tazminat, nafaka boşanmanın fer'isi niteliğinde olup, ayrıca harca tabi olmadığından tazminat ve nafaka talebine ilişkin verilen karara göre vekalet ücretine hükmedilmez. Buna göre davacının açtığı boşanma davası kabul edildiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygundur. Gösterilen nedenlerle davalının bu yönden istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Davalı-davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, asıl davanın kabulünü, iştirak-yoksulluk nafaka miktarını, maddi- manevi tazminat verilmemesini, birleşen davanın tamamen kabul edilmemesini istinaf etmiştir....
BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2022 tarihli kararına karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, nafaka ile vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Dairemiz 05.07.2022 tarihli ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî, manevî tazminat ve toptan hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir. B....
Ne varki tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları azdır, bu nedenle kadının tazminat miktarlarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine, 20.000,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminat dairemizce hüküm altına alınmıştır.....
O halde, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. 3-Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek erkeğin maddi ve manevi tazminat talepleri reddedilmiştir. Yukarıda 1.bentte belirtiliği üzere, davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Erkek yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2.madde koşulları oluşmuştur. Mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak, davacı-karşı davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumları ve buradan varılacak sonuca göre tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı açtıkları davaları, maddî-manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı gibi toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi,166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri. 3....