Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretlerini takdir ve tayin eder (HMK m. 331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. b-Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda kadın tam kusurludur. Tam kusurlu eş yararına tazminat verilemez (TMK m. 174/1-2). Davalı-davacı kadının maddi, manevi tazminat istemlerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. c-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175). 2. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda kadın tam kusurludur. Tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Yoksulluk Nafakası-Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma isteminde bulunmuş, davalı kadın ise süresinde verdiği karşı dava dilekçesi ile tazminat ve nafaka talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....
Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine, 40.000,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminat dairemizce hüküm altına alınmıştır....
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, davalı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu bulunması, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi (TMK m. 174/1- 2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 250 TL tedbir - iştirak nafakası, davacı için aylık 300 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının yeterli olmadığını beyan etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu tarafın kadın olduğunu, bu nedenle davacı için nafaka ve tazminat takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiştir. GEREKÇE: Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/553 Esas sayılı dosyasıyla hüküm altına alınan tedbir nafakasının, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile konusuz kaldığından davacının kendisi için ve müşterek çocuk için açtığı nafaka davasının reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 1-Davacıya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir....
Yapılan incelemede; istinaf edilmeyerek kesinleşen kusur belirlemesine göre, davalı-k.davacı erkeğin kısıtlayıcı ve baskıcı bir tutum sergilediği ve boşanmaya neden olan olayda tam kusurlu olduğu, buna karşılık kadının ise kusurlu bir davranışının ispat edilemediği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-k.davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, geçimsizliğe sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat azdır....
Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı- karşı davalı kadına göre, davalı- karşı davacı erkek daha ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda az kusurlu olan ve bu vakıalar sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı- karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hiikmedilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı- karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının çalışarak gelir sağladığı yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; sağlanan gelir, düzenli ve yeterli düzeyde değildir....
Boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan davacı kadın lehine, TMK'nun 174/1.-2. maddesi gereğince maddi-manevi tazminata hükmedilmesinde ve düzenli bir işi ve geliri bulunmayan kadının düzenli ve sürekli geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen tedbir -yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının, müşterek çocukların yaşı, eğitimi, ihtiyaçları göz önüne alındığında, çocuklar lehine hükmedilen tedbir - iştirak nafakası miktarlarının da yerinde olduğu sonucuna varılmıştır....