Temyiz Sebepleri ... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ekonomik durum araştırmasına rağmen aile gelirinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bir taraf için aile geliri dikkate alınır ise diğer taraf içinde dikkate alınmasının gerektiğini, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları ile yoksulluk nafakasının koşulları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarında tarafın yanında ailesinin ekonomik durumunun da dikkate alınıp alınmayacağı ile tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre ise boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Bölge adliye mahkemesince kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu belirtilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının çalışmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi koşulları gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Gerçekleşen bu olaylara göre, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Kusur durumu böyleyken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davacı kadının maddi tazminat isteğinin reddedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Mahkemece, davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davacı kadının, 13.11.2012 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırmasında çalışmadığı belirtilmiş, davacı tanığı ... ise, 28.05.2013 tarihli celsedeki beyanında; ''davacının hastanede çalışmaya başladığını'' belirtmiştir. Mahkemece, davacı kadının yeniden çalışmaya başlayıp başlamadığı konusunda araştırma yapılmadan yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-karşı davalı taraf; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, hükmedilen tedbir, yoksulluk nafakası miktarı ve tazminat miktarları ile velayet yönünden, davalı-karşı davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 158/2). Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların taleplerinin, ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Somut olayda; yoksulluk nafakasının kadın yararına irat biçiminde ödenmesine hükmedilmesi, tarafların yaşları, ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin süresi ve ortak çocuklarının da bulunmayışı dikkate alındığında Kanunun amacına uygun değildir....
Taraflar arasında anlaşmalı olarak boşanmaya karar verilmiş olması durumunda, boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettiklerinin kabulü gerekir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle manevi tazminat ve yoksulluk nafakası istenemeyeceği nazara alınmadan, davacı yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) ve yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların müşterek çocuğu M. R. 02.02.1995 doğumlu olup karar tarihinde ergin durumdadır. Mert Ramazan için dava tarihinden ergin olduğu 02.02.2013 tarihine kadar geçerli olacak şekilde nafaka takdiri gerekirken, ergin olduğu tarihten sonraki dönemi de kapsayacak şekilde iştirak nafakasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-k.davalı erkek ağır kusurlu olduğundan erkeğin manevi tazminat talebinin reddi usul ve yasaya uygun olup, erkeğin kendi reddedilen tazminat taleplerine ilişkin istinaf talebi ise yerinde görülmemiştir.. Boşanmaya neden olaylarda kadının boşanma davası açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla, Türk Medeni Kanunu’nun 169. ve 175. maddesinin koşulları oluşmasına rağmen kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin reddi doğru olmamıştır. Bu sebeple, davalı-k.davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine yönelik Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
isteminde kusura itirazının hukuki anlamda sonuç doğurmasının olanaklı olmadığı, sonuç olarak, mahkemece davalı kocanın tam kusurlu olduğu tespit edilerek davacı kadının çalışmaması, hiçbir yerden gelirinin bulunmaması, boşanma ile yoksulluğa düşecek olması, boşanmaya yol açan olayların davacı kadının kişilik haklarını ihlal etmesi ve boşanmayla davacı kadının en azından eşinin maddi desteğini yitireceği dikkate alınarak davacı kadı yararına yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat takdirinin usul ve yasaya uygun olduğu, yine tarafların tespit edilen sosyal-ekonomik durumları, paranın atın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı eş ve müşterek çocuk yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarlarının yeterli olmadığı gibi azda olmadığı, ancak davacı kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarlarının yeterli olmadığını, bu nedenle davalı kocanın kusur, nafaka takdiri ve miktarları, maddi ve manevi tazminat takdiri ile miktarları yönünden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanmaya neden olan hadiselerde davalı koca tam kusurludur. 1-Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesine paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında * kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Borçlar Kanununun 42 ve 44. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat taktiri gerekir....
Davalı, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, davacının boşanma davası sırasında boşanma ve velayetten başka bir talebinin olmadığını açıkça beyan ettiğini, bu sebeple nafaka, tazminat, ziynet ve eşya alacağı talebinde bulunamayacağını, boşanmaya sebep olan olaylarda kendisinin kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2013/28 E. 2014/59 K....