Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanan eşler bu sıfatla birbirlerinin mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıda ki fıkra hükmü uygulanır. (TMK 181) Mahkemenin kadın aleyhine verdiği" murise kanser teşhisi konulduğu, bu dönemden sonra davalı-karşı davacı kadının 3 kez evi terk ettiği, eşine bakmadığı hastalığı ile ilgilenmediği, hastanede yattığı sırada terk edip gittiği" ne ilişkin hususlar tanık beyanları ile ispatlandığına göre mahkemenin bu gerekçe ile kurmuş hükmün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı/ k davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hüküm kurulması gerekmiştir....

Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, “davanın esas yönünden incelemesine geçilerek, tüm kanıtlar toplandıktan sonra tarafların 22.10.2008-21.10.2010 ve 23.10.2008-22.10.2010 tarihleri arasında birlikte yaşayıp yaşamadığına dair yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi” hususları belirtilmiştir. Ancak mahkemece bozmadan önceki ve sonraki deliller birlikte değerlendirilmeyerek salt boşanan eşlerin aynı sandıkta oy kullandığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, bozmadan önce toplanan delillerle bozmadan sonra toplanan deliller birlikte irdelenmemiştir. Bu durumda yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır....

    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve kararı : Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu ; Eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya, hakkı doğuran olay tarihi itibarıyla yürürlükteki yasal mevzuat gereğince babası üzerinden ölüm aylığı tahsis edilemeyeceği gibi süreç içerisindeki yasal değişiklikler karşısında da çift aylığa hak kazanamadığı açıktır, davacının eşinin 5510 Sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden sonra vefat ettiği, gerek iptale konu gerekse iptale konu olmayan aylıkların da bu tarihden sonra bağlandığı, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya hakkı doğuran olay tarihi itibarıyla yürürlükteki yasal mevzuat gereğince babası üzerinden ölüm aylığı tahsis edilemeyeceği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....

      in annesi, babası ve kardeşi ile birlikte oturduklarını, annesinin denetim sırasında gezmede olduğunu beyan ettiği, davacının boşanmadan sonrasına ilişkin olarak 01/08/2014-01/08/2015 tarihleri arasını kapsayan Ümraniye'de bir eve ilişkin olarak kira sözleşmesini sunduğu ancak bu sözleşmenin her zaman düzenlenebilir nitelikte bir belge olduğu, ayrıca beyanları alınan tanıkların davacının boşandıktan sonra bir müddet Erdemli'de bulunan kardeşinin daha sonra da ...'de yaşayan kardeşinin yanında yaşadığını belirttikleri, davacı tarafından sunulan kira sözleşmesinin bu ifadeler ile de çelişki oluşturduğu, davacının kendisine ait bir evi olmadan Erdemli'de ve ...'...

        Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "... kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

          Kurum denetmen raporunun içeriği ve yapılan tespitlerin aksinin somut ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ile eşinin gerçek iradelerinin boşanma olmadığı, davalının asıl amacının ölen babasından ötürü ölüm aylığı almak olduğu, davalı ile boşandığı eşinin boşanmadan sonra da yine fiilen birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır....

          Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş kadinin haksız olarak sona erdirildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, hafta tatili, bayram genel tatil, fazla mesai alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Savunmasının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yapılıp yapılmadığı konusunda uyuşmazlık vardır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İCRA HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI İcra Mahkemesince verilen karar doğrudan Dairemize gönderilmiş ise de, kararın temyizen incelenebilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmesi gerekli olup, bu sürecin tamamlanabilmesi için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İCRA HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN KALDIRILMASI VE TAHLİYE İcra Mahkemesince verilen karar doğrudan Dairemize gönderilmiş ise de, kararın temyizen incelenebilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmesi gerekli olup, bu sürecin tamamlanabilmesi için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 22.09.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2020 (Pzt.)...

                  UYAP Entegrasyonu