WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Evlilik süresi ve tazminat talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı,tarafların ekonomik durumu,eşlerin boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dağılım ve derecesinin müterafik(birlikte)kusur oluşturması,eşin diğer eşin sosyal güvenlik haklarından yararlanma durumunun ortadan kalkacak olması,boşanmayla mevcut yaşam standardının düşecek olması,boşanmadan sonra eşten ayrıca yoksulluk nafakası,bir başka tazminat ve edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi nedeniyle alınabilecek tasfiye alacağı ve varsa eşin malvarlığından alınabilecek değer artış payı alacağı gibi unsurlar bir ölçüt olarak kullanılıp,Türk Borçlar Kanunu’nun 50,51,52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle maddi tazminat takdir edilecektir....

    Mahkemece, her ne kadar Türk Medeni Yasasının 177. maddesi gözönünde bulundurularak yetkisizlik kararı verilmişse de, bu maddeye göre boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka, alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunun hüküm altına alındığı, oysa ki; somut olayda boşanmadan sonra açılan ayrı bir davanın söz konusu olmadığı, açılan boşanma davasına karşı cevap dilekçesiyle birlikte karşı talepte bulunulduğu, H.Y.U.Y.'nın 14 ve 203. maddeleri gözönünde bulundurulduğunda, asıl davanın açılmış olduğu mahkemenin asıl davaya karşı açılan karşılık davaya bakmaya da yetkili olduğu gözönünde bulundurulduğunda, uyuşmazlığın asıl davanın açıldığı Abana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Abana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2718 KARAR NO : 2022/1775 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇUMRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2020 NUMARASI : 2017/561 ESAS 2020/453 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Tazminat) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı kadın tarafından boşanmadan sonra açılmış iştirak ve yoksulluk yoksulluk nafakası davasıdır. 1- Davalı ile davacının 24/01/2017 tarihinde kesinleşen ilam ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, kadın için yoksulluk nafakası ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacı anne ile çocuğun birlikte yaşadıkları anlaşılmıştır. Boşanma davası 24/01/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 26/09/2017 tarihinde açılmış olup yoksulluk nafakası yönünden dava yasal süresinde açılmıştır. Tarafların boşanmalarına ilişkin Bolu Aile Mahkemesi'nin kesinleşen 2015/521 E, 2016/676 K, sayılı sayılı kararında tarafların boşanmaya neden olan olaylar bakımından eşit kusurlu olduğu tespit edilmiştir. TMK.nun 175 göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....

      Dava ve uyuşmazlık * boşanmadan bağımsız olarak açılan yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.05.2007...

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, hükmedilen nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile erkeğin geçimini sağlama imkanı ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile erkeğin tüm istinaf taleplerinin ve kadının kusur tespiti ve birleşen davanın kabulü kararına dair istinaf başvurularının esastan reddine, kadının lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ile lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlara dair istinaf başvurularının kabulüne, ilgili bnetlerin kaldırılmasına, kadın için kararın kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere 2.000,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl Ocak ayında TÜİK'in belirlemiş olduğu ÜFE oranında arttırılmasına, kadın...

          tazminata karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve manevi tazminat ile vekalet ücretine yönelik olarak istinaf edilmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, davaya bakma yetkisinin Pınarbaşı asliye hukuk mahkemesinde olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı lehine bağlanan nafakanın kaldırılarak müvekkili lehine yoksulluk nafakası bağlanmasının gerektiğini, davacının 10 yıldan beri arttırım davası açmamasının gelirinin yüksek olmasından kaynaklı olduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyacının olmadığını, müvekkilinin boşanmadan sonra ekonomik olarak yıprandığını, çocuğu Dilara'nın ihtiyaçlarını da müvekkilinin karşıladığını, davacının menkul ve gayri menkullerinin bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Davalı; ekonomik durumunun iyi olmadığını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı lehine hükmedilen 125,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık 125,00 TL iştirak nafakasının da dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilen karar Dairemizin 23.02.2017 tarih ve 2016/12127 E. 2017/1989 K. sayılı ilamı ile ''Davacı tarafından, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....

              Maddi tazminat; evlilik süresi ve talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı; tarafların ekonomik durumu; boşanmadaki kusur derece ve yoğunluğu; eşin diğer eşin sosyal güvenlik imkanlarından yararlanma hakkının ortadan kalkması, boşanmayla yaşam standardının düşecek olması boşanmadan sonra yoksulluk nafakası ve diğer eşin malvarlığından tasfiye ve değer artış payı alabilme durumu; toplumun genel yapısı ve yaşam koşulları gibi ölçütler değerlendirilip ve Türk Borçlar Kanununun 50,51 ve 52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle takdir edilmelidir. Manevi tazminat miktarının takdirinde de maddi tazminatın belirlenmesindeki ölçütlerle birlikte Türk Borçlar Kanununun 50,51, 52 ve 58/1. maddelerinin özellikle kusur dağılım ve derecesi, boşanmaya neden olan ve eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden olayın, saldırıya uğrayan eşde bırakacağı objektif zedelenme etkisi gözönüne alınmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu