HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Kadın vekilinin, yoksulluk ve iştirak nafakası dışındaki tüm istinaf talebinin, erkek vekilinin ise çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakası dışındaki tüm istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Kadın vekilinin, iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik, erkek vekilinin ise çocuklar için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5.bendinin KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, BUNA GÖRE; -Davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5.bent yerine geçmek üzere: Müşterek çocuklar yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, Müşterek çocuklar 22/03/2019 dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 1.000,00er TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, C-Tarafların istinaf incelemesine hasren yaptığı yargılama giderine yönelik...
Davacı, boşanmanın kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi içinde maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1- 2) ile yoksulluk nafakası (TMK m.175) talep etmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan boşanmanın fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur, boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Kesinleşen boşanma davası tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) ile yoksulluk nafakası (TMK m.175) talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 21/03/2013 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, eldeki nafaka artırım davası 11/05/2015 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma yazılarına göre, davacının ev hanımı olduğu, geçimini babası ve kız kardeşinin sağladığı, kira ödemediği, nafaka yükümlüsü davalının ise ... isimli işyerinde işçi olarak çalıştığı, 1040 TL maaş aldığı, aylık 750 TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Başka bir ifadeyle, geçimini kendi malî kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 16. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlâki düşünceler yer almaktadır. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D., Aile Hukuku, C. 2, İstanbul 2019, s. 302). 17. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünüldüğünden, yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek olamaz....
Somut olayda davacı, dava dilekçesinde davalının ekonomik durumunda düzelme olduğunu ileri sürdüğüne göre, yoksulluk nafakası yönünden, bu iddiası hakkında davacıya varsa delilleri sorulmalı, davalının gelirinde boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ispatlanır ise, TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranının üstünde hakkaniyete uygun bir miktara hükmedilmeli, davalının gelirinde olağanüstü bir değişikliğin olduğu ispat edilemediğinde ise, halen ödenmekte olan yoksulluk nafakasının takdir edildiği tarih gözetilerek, TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi; iştirak nafakası yönünden ise tarafların gelir durumu, çocuğun yaşı ve eğitimi ile orantılı olacak şekilde bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma ilamı ile davalıya 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davalının sonradan işe başladığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında; 2012 Eylül ayında asgari ücretle işe başladığını, maddi durumunun iyi olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasında davalı kadın lehine 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 2.Hukuk Dairesinin onama ilamı ile 19.09.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiştir....
O halde, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle dairemiz kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına bozulmasına hükmedilmiştir. Dairemizce, Yargıtayın bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları kusur durumu, tüm dosya kapsamına göre, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davalı karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile hükmedilen nafakanın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile, aylık 1.000,00....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, boşanmadan sonra açılan tazminat ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl davada nafakanın kaldırılması veya indirilmesi, karşı davada nafakanını artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Asıl davada davacı dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, boşanma ile birlikte davalı lehine 250,00- TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk için 400,00- TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, boşanmadan sonra işini ve ev düzenini kaybettiğini, davalının evinin, arabasının ve banka mevduatının bulunduğunu, davalının babasından da yetim aylığı almakta olduğunu belirterek, davalı lehine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak-yoksulluk nafakası artırım davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2005 yılında boşandıklarını, müşterek çocukları ...velayetlerinin kendisine verildiğini, boşanma sonucu kendisi lehine aylık 125 TL yoksulluk; müşterek çocuklar lehine ise aylık 75’şer TL iştirak nafakalarına hükmedildiğini, aradan geçen süre ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında meydana gelen değişiklikler de dikkate alındığında kendisi ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek, kendisi için hükmedilen aylık 125 TL’lik yoksulluk nafakasının 500 TL’ye;...