İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davalının akıl hastalığı nedeniyle kendisine kusur yüklenilemeyeceğinden bahisle yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, yoksulluk nafakası bakımından davalının kusurunun aranmayacağı ve dosya kapsamında kusursuz davacı eşin boşanma nedeniyle maddi olarak zor durumda kalacağının açık olduğunu, müvekkilin herhangi bir geliri olmayıp çevresinden gelen yardımlarla geçimini idame ettirdiğini, davacıya yoksulluk nafakası tahsis edilmesi gerekirken, verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu, davalının derdest tapu iptal ve tescil davası olduğunu, davalının bu dava neticesinde büyük oranda zenginleşme ihtimalinin mevcut olduğunu, bu hususun da göz önünde bulundurularak tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, talepleri...
Davalı karşı davacı kadın ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça verilen cevaba cevap dilekçesi içeriğine itiraz ettiklerini, yetkili Mahkemenin İstanbul Aile Mahkemeleri olduğuna yönelik itirazlarını tekrar ettiklerini, karşı davalının 4.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine ve boşanmadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " asıl davanın kabulü ile tarafların TMK.’nın 166/4.Maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, karar kesinleştiğinde Silivri 1....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Taraflarca Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince erkek tam kusurlu kabul edilerek erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne, davacı-karşı davalı kadın yararına dava tarihi itibariyle aylık 500 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 750 TL tedbir nafakası, 30.000 TL toptan yoksulluk nafakası ile davacı-karşı davalı kadın yararına 40.000 TL maddi tazminat, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur GEREKÇE : Dava, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davacı tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları yönünden istinaf edilmiştir. Re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK m.355) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince, davalının eşine şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, 06.07.2018 tarihinde kesinleşen tarafların boşanmalarına ilişkin Kayseri 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat - :İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde Almanca öğretmeni olduğunu, eşinin izin vermemesi nedeniyle evlilik süresince çalışmadığını, yine kendi adına kurulan Batu Dekarasyon adlı işyerini eşinin zarar uğrattığını ve borçları kendisinin ödemek zorunda kaldığını ve eşinin zorlaması sonucu annesi adına kayıtlı taşınmazlara ipotek tesis edildiğini, bunların kaldırılması için dava açtığını, tüm bu olaylar nedeniyle maddi zarara uğradığını " ileri sürerek davalıdan 100.000 TL. maddi tazminat istemiştir....
Davalı-davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için Didim 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2016/452 E.sayılı dosyasında bağlanan tedbir nafakasının boşanmadan sonra iştirak nafakası olarak devamına, müvekkili için 1000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 25.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların TMK.nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı-davacı anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine 300,00 TL tedbir-iştirak nafakası verilmesine, davalı-davacı kadın lehine 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, davacının işten çıkartılmış olması nedeniyle düzenli gelirinin bulunmadığı, davalının ise yetim aylığı aldığı, tarafların ekonomik durumlarının boşanmadan sonra davacı aleyhine bozulduğu gerekçesiyle dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Yerel Mahkeme bozma ilamına iştirak nafakası yönünden uymuş; yoksulluk nafakası yönünden ise istek yokluğundan yoksulluk nafakası konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vererek ilk kararında direnmiştir. (Uyulan kısım taraflarca temyiz edilmemiştir.) Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacı-davalı G... C… …'nin yoksulluk nafakası talebinde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu 174.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için davacının yoksulluk nafakası isteği olması şarttır ancak bu isteğin mutlaka dava dilekçesinde bulunması gerekmez yargılama aşamasında da yoksulluk nafakası isteğini dile getirebilir. Somut olayda; davacı vekili 25.02.2008 günlü oturumda önceki beyanlarını tekrar ederek; davacı-davalı kadının hiçbir yerden geliri olmadığı ve davalı-davacı kocanın ailesine maddi yönden destek olmadığı gerekçesiyle nafakaların (ÜFE) oranında artırılmasını istemiş ve bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir....
Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
Tenfiz kararından sonra davacı kadının başka bir erkekle evlendiği ve halen evli olduğu bildirildiği halde başka bir erkekle evli olan kadına, boşandığı kocasının tedbir ve yoksulluk nafakası vermesi Türk Hukuku ile bağdaşmamaktadır. Açıkladığım sebeplerle değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılmıyorum....