İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kısmi ret kararının kanunlara ve hukukun temel normlarına aykırı olduğunu, müvekkilinin dört dönemdir milletvekilliği yapmakla bu kamu görevi ve toplumsal duyarlılığı sebebiyle toplum nezdinde saygın bir kişiliğe ve itibara sahip olduğunu, davalı tarafından ulusal ve uluslararası çapta yaygın olarak kullanılan bir sitede gerçekleştirilen paylaşım ile müvekkilin direkt şahsını hedef alan hakaret eylemi ile müvekkilin şeref ve öz saygısının zedelendiğini, verilen kararın kanunlara, Anayasa'ya ve hukukun temel normlarına tamamen aykırı olduğunu, davalı tarafından müvekkilin kişilik haklarına saldırılmış olduğunu ve derin üzüntü yaşadığının göz önüne alınması gerektiğini, müvekkil lehine işbu manevi zararı karşılayacak bir tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliği’nin 24.11.2015 tarih ve ...yevmiyeli temlik sözleşmesi ile müvekkili şirketin davalı şirketten "Gelir Paylaşım İşi Sözleşmesi" gereği alacağı 23.040.000,00 USD'nin, ... Bankası A.Ş. .... Bulvarı Ticari Şubesi'ne kredi borcuna karşılık sözleşme ile temlik edildiğini, davalı Hacettepe Üniversitesi ... A.Ş....
Davalı, mirasbırakanın amacının mal kaçırmak değil mirasçıları arasında adil bir paylaşım yapmak olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'nin 21.05.2008 tarihinde ölümüyle mirasçı olarak eşi ..., kızı ..., oğlu ..., kızı ..., davacı oğulları ...ve ... ile davalı kızı ...'nin kaldığı, çekişme konusu 119 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken 3.000.000.000 TL bedelle, 22.12.2000 tarihinde davalı ...'ye satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Tanzim olunan sıra cetveli tüm alacaklılara tebliğ edildiğini, müflis masasında tanzim olunan ve kesinleşen sıra cetvellerine göre birinci sırada olan alacaklılara kısmı ödemeler yapıldığını, müflis masasına iflas masasına mal varlığına dahil bulunan paraya çevrilecek başkaca mal varlığı bulunmadığından ve tasfiye adına yapılacak bir muamele kalmadığından, alacak talebinde bulunan alacaklılardan paylaşım yapılan alacaklılara kalan alacakları üzerinden, ödeme yapılmayan alacaklılara alacak talepleri üzerinden kesinleşen sıra cetveli doğrultusunda aciz belgesi tanzim edilerek tebliğ edildiğini belirterek müflis hakkında verilen iflas kararının İ.İ.K.un 218. ve 254. maddeleri gereğince İFLASIN KAPATILMASINA dair bir karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, iflasın kapatılması taleplidir. Müflis şirket hakkında İstanbul Anadolu ---....
Tanzim olunan sıra cetveli tüm alacaklılara tebliğ edildiğini, müflis masasında tanzim olunan ve kesinleşen sıra cetvellerine göre birinci sırada olan alacaklılara kısmı ödemeler yapıldığını, müflis masasına iflas masasına mal varlığına dahil bulunan paraya çevrilecek başkaca mal varlığı bulunmadığından ve tasfiye adına yapılacak bir muamele kalmadığından, alacak talebinde bulunan alacaklılardan paylaşım yapılan alacaklılara kalan alacakları üzerinden, ödeme yapılmayan alacaklılara alacak talepleri üzerinden kesinleşen sıra cetveli doğrultusunda aciz belgesi tanzim edilerek tebliğ edildiğini belirterek müflis hakkında verilen iflas kararının İ.İ.K.un 218. ve 254. maddeleri gereğince İFLASIN KAPATILMASINA dair bir karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, iflasın kapatılması taleplidir. Müflis şirket hakkında İstanbul Anadolu ---....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2023 NUMARASI : 2016/1174 ESAS 2023/50 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içinde davalı adına edinilen Aksaray İli Küçük Bölcek Mahallesi 3182 ada 6 parselde bulunan 5 numaralı bağımsız bölümün davalı tarafından kardeşine muvazaalı bir şekilde devredildiğinden bahisle mal rejiminin tasfiyesi sureti ile şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, talep belirleme dilekçesi ile de dava değerini 170.000,00 TL olarak belirlemiştir....
Davalılar, 21.03.2014 tarihinde evvela mal ayrılığı sözleşmesi, bilahare ise mal rejimine ilişkin hükümler çerçevesinde yapılan paylaşımı gerekçe göstererek hisse devir sözleşmesi yapmışlardır. Davacılar, mal ayrılığı sözleşmesinin de muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptalini ayrıca dava etmişler ise de 8. Hukuk Dairesi’nin “.... davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesinin yapıldğı tarihten sonrası için geçerli olup.... davacıların haklarını etkilemesinin söz konusu olmadığı ve bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiği” gerekçesiyle bozulması sonrasında dava rededilerek karar kesinleşmiştir. Bu durumda, mal ayrılığı sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonrası için geçerli olduğu hususu kesinleşmiştir. TMK yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş ise de eşlerin her zaman usulüne göre yapacakları sözleşme ile başka bir kanuni mal rejimine geçmeleri mümkündür. (TMK. 202-203 md.)...
Bozma Kararı Dairenin 05/03/2019 tarihli ve 2016/496 E., 2019/1534 K. sayılı ilamı ile ‘‘...toplanan deliller ve dinlenen tanıkların beyanlarından mirasbırakanın davacı ile arasında davacıdan mal kaçırmasını gerektirir bir neden bulunmadığı anlaşılmakta olup terekesinde dava konusu taşınmazda kayıtlı 10 adet bağımsız bölüm ile dava dışı 4 parça taşınmazı ve bankada yüklü miktarda nakit parası olduğu, mal kaçırma kastı ile hareket etseydi terekesindeki diğer taşınmazları da davalılara temlik edebileceği açıktır. Somut olgular yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde temlikin mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir". gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bartın 2....
Dosya kapsamı incelendiğinde davacının iş saatleri içerisinde sosyal paylaşım sitelerinde ve işle ilgisiz internet sitelerinde ne kadar zaman geçirdiğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple bu durumun açıklığa kavuşması için mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiye davacının mesai saatleri içerisinde sosyal paylaşım sitelerinde ve işle ilgisiz internet sitelerinde ne kadar vakit geçirdiğinin tespiti için inceleme yaptırılması ve bu konuda rapor alınması gereklidir. Bu bakımdan eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2015 gün, 2014/425 esas, 2015/1 karar sayılı kararının incelenmesinde; davaya konu paylaşım nedeniyle davalı hakkında hakaret suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılamada her ne kadar sanık tarafından yazıda katılanın isminin geçmediği savunulmuş ise de, paylaşımın sosyal medya üzerinden katılanın belediye meclis adaylığı üzerine yapılmaya başladığı ve yazışmaların hemen hemen tamamında adının geçtiği, bu anlamda davaya konu ifadenin davacıyı hedef aldığının sabit olduğu ve katılanı küçük düşürücü, şeref ve haysiyetini ihlal edici nitelikte olduğu gerekçesiyle, davalının alenen hakaret suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davaya konu edilen ve internet ortamında yapılan paylaşımın bir bütün olarak değerlendirilmesinde; davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak mahiyette olup, eleştiri sınırlarını aşacak boyuta varmıştır....