Mahkemece, tarafların boşanmalarına ilişkin dosyada mahkemeye sunulan ve mahkemece hükme esas alınan anlaşmada, “eşyaların taraflarca paylaşıldığının, boşanma ile ilgili olarak tarafların birbirlerinden maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerinin” belirtildiği, boşanma sırasında bu anlaşmaya göre eşya hususunda talebi olmayan davacının sonradan değer artış payı alacağı davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır....
davacı-davalı kadının "09.09.1997 tarihli boşanma kararından sonra 15 yıl süre ile davalı-davacı erkek ile birlikte yaşadıktan sonra boşanma kararını tebliğe çıkartması nedeniyle davalı-davacı erkek ile birlikte yaşamak istemediği, iyi niyetli olmadığı" vakıası kusur olarak yüklenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine ve özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasının TMK 161. maddesinde belirtilen dava sebebinin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay içerisinde açılmadığı, kadının açıkça zina sebebine dayanmadığı gibi zinanın kanıtlanamadığından bahisle reddine; erkeğin kadının güven duygusunu sarsacak bir şekilde başka bir kadınla dost hayatı yaşamış olması gerekçesiyle TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, 18.12.2014 tarihli ilk kararda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, taraflarca temyiz edilen hüküm Dairemizin 10.10.2016 tarihli ilamı ile "davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası hakkında hüküm kurulmadığı" gerekçesiyle tüm yönlerden bozulmuş, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası ve boşanmanın fer'ilerine yönelik temyiz itirazları ise incelenmemiştir. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 16.02.2017 tarihli ikinci kararda ise, davacı-karşı davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmünün kesinleştiği belirtilerek boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı-karşı davalı tarafça temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından 08.02.2013 tarihinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanılarak açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı erkek tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 08.03.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış; davacı-karşı davalı kadının daha sonra 06.02.2014 tarihinde bağımsız olarak açtığı "zina" (TMK. md.161) sebebine dayanan ... 3. Aile mahkemesinin 2014/113 esas 2014/85 karar sayılı boşanma davası, bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece, dava ve karşı dava hakkında hüküm kurulduğu halde, kadın tarafından açılan "zina" sebebine dayalı birleştirilen boşanma davası hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Davalar birleştirilerek görülmüş olsa dahi, her dava bağımsız niteliklerini korurlar ve birleştirilen davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
Davacının "tam kusurlu" olması, koşullarının gerçekleşmesi halinde bu maddeye göre boşanma kararı verilmesine engel değildir. Kusur, burada boşanma kararı verilmesi bakımından bir unsur olarak kabul edilmemiştir. Sadece boşanmanın sonuçları düzenlenirken etkilidir. Davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 08.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise 20.02.2013 tarihinde açılmıştır. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu durumda davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan "tam kusurlu" olduğundan bahisle davacı-davalı(nın) boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır....
O halde, davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Ne var ki davalı-karşı davacı kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin davasının konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilmeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m.331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davacı-karşı davalı erkek tam kusurludur....
Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek erkeğin boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'...
Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek kocanın boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....