Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

H Ü K Ü M : YUKARIDA AÇIKLANAN SEBEPLERLE; A-Davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile; Muradiye Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi 25/03/2021 Tarih, 2020/ 162 Esas, 2021/82 Karar sayılı kararının tamamen KALDIRILMASINA ve bu yönden esas hakkında yeniden hüküm tesisine, 1)Davacı kadının BOŞANMA VE ZİYNET EŞYASI ALACAĞI DAVASININ REDDİNE, İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN ; 2- İlk derece mahkemesi adli yardım kabul kararı vermekle boşanma davası yönünden davacıdan alınmayan 80,70 TL başvuru harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3- Taraflarca yatırılan fazla gider avansı varsa, HMK 333, HMK Yön. 47, maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarılmak suretiyle, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla adreste ödeme yoluyla gönderilmek suretiyle iadesine, 4- Davacı tarafından yapılan yargılama...

Dava; mehir alacağı istemine ilişkindir. Cevap dilekçesi bir usul işlemidir ve ıslah ile değiştirilmesi halinde cevap dilekçesinin verildiği tarih itibari ile sonuç doğurur. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04/06/2011 gün 2010/ 9- 629 E. 2011/ 70. K.). "Davacı, davalı Hakan tarafından imzalanan mehir senedindeki ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen ya da bedelinin iadesini talep etmiş, davalı Hakan ise öncelikli olarak senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek imzayı inkar etmiştir. Bu durumda, her şeyden önce senetteki imzanın davalı Hakan'a ait olup olmadığının tespit edilmesi ve davacının bu yöndeki iddiasını ispat etmesi zorunludur....

Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının düğünde takılan ziynet eşyalarını kendi şahsi borçlarını kapatmak için kullandığını, iade gerektiğini, ziynet eşyalarını 100 gram bilezik 19.000,00 TL, 1 kolye 1.500,00 TL, söz ve nişan yüzükleri 1.000,00 TL, düğün takıları 20.000,00 TL olduğunu belirterek ziynet eşyası iadesi davasının da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda; Taraflar arasında düzenlenen 09.11.2006 tarihli mehir senedinde, toplam 14 kalemde belirtilen altın ve ev eşyalarına ilişkin olarak "yukarıdaki eşyaları .... ya aşağıdaki şahitler huzurunda mihir olarak veriyorum" şeklinde yazıldığı, dava dilekçesinde ise davacının, ziynet eşyalarının elinden kandırılmak suretiyle alındığını iddia ettiği görülmüştür. Bu durumda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarının davacı kadına teslim edildiği ancak davacı kadının rızası dışında elinden alınıp alınmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır. Eldeki dava, mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının teslimi ya da bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre; konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir. Dava konusu eşyalar taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıyı bağlar....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının dava dilekçesinde, mehir olarak vadedilen 125 gram altın ile düğünde takılan 5 adet bilezik, 1 adet alyans, 1 adet künye, 1 adet tektaş yüzük, 1 adet saat ve 1 adet çeyrek altın talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından mehir olan vadedildiği iddia edilen 125 gram altın yönünden davalının bağışlamadan rücu definde bulunduğundan bahisle boşanma ilamının kesinleşmesi bekleneceğinden tefrik kararı verildiği görülmüştür. Davalının bağışlamadan rücu defi, dava edilen bütün alacak kalemlerini kapsar mahiyette olmasına rağmen sadece mehir olarak vadedildiği iddia edilen 125 gram altın yönünden bağışlamadan rücu definin değerlendirilmek üzere tefrik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Zira davalı ve ailesinin düğünde davacıya taktığı ziynet eşyaları yönünden de davalının bağıştan rücu hakkı vardır....

    hususların ileriye yönelik bir anlaşma olduğuna dahi taraflar arasında bir görüşme veya iletişimin bulunmadığını belirttiklerini, mehir senedinde ziynetlerin mehri müeccel olduğuna ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, sadece bu şekilde düşündüklerini ayrıca davalı tanıklarının davacıya taktıklarını belirttikleri 10 bileziğin mehir senedinde kararlaştırılan 200 grama tekabül ettiği de gözetildiğinde ilgili talep yönünden davacı tarafın mehir senedinde yazılı ziynetin mehri müeccel olduğunu ispatlayamadığının kabulü gerektiği gerekçesi ile, mehri müeccel ziynet talebi yönünden davanın esastan reddine, düğünde takılan ziynet talepleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesi'nin 05/10/2017 tarihli 2016/3603 esas sayılı ilamı) benzer şekilde olduğu anlaşılmakla; davacı kadının ziynet eşyalarıyla ilgili talebini ispat ettiği kanaatine varıldığından ziynet eşyalarıyla ilgili talebin davacı tarafça ibraz edilen tarafların düğün törenine ait fotoğraflarda tespit edilen ve kadına takıldığı anlaşılan ziynetler yönünden 29/11/2021 tarihli kuyumcu bilirkişi raporu dikkate alınarak kabulüne kararı verilmiştir. Davacı kadının mehir alacağı talebi; mehri müeccel olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile inceleme konusu yapılabileceğinden iş bu karar kesinleştiğinde tefrik edilerek MAHKEMEMİZİN AYRI BİR ESASINA KAYDINA karar verilmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkeme kararı gerekçesinin tatmin etmediğini, yeterli olmadığını , bilakis ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, boşanma davasında da görüleceği üzere karşı tarafın müşterek haneyi sebepsiz ve habersiz terk ettiğini ve yanına da takıları aldığını bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

      Aile Mahkemesi'nin 2020/728 Esas Sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 21/09/2021 tarihinde tarafların boşanmasına karar verildiğini, boşanma davasında verilen kararın davalı tarafça temyiz kanun yoluna başvurulması nedeniyle henüz kesinleşmediğini, taraflar arasında 18.08.2000 yılında yapılan imam nikahı sırasında 22 ayar 160 gram altın miktarı yazılı çeyiz (mehir) senedi orada bulunan şahitler huzurunda imzalanarak müvekkiline verildiğini, söz konusu senedin 7. maddesinde mehir olarak belirlenen 22 ayar 160 gram altın miktarının yazılı olarak bulunduğunu, davalı tarafından taahhüt edilen 22 ayar 160 gram altın müvekkiline ödenmediğini, çeyiz (mehir) senedi yazılı delil başlangıcı olduğunu, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalının davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet eşyasına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, 18.08.2000 tarihli çeyiz (mehir) senedinin 7. maddesinde belirtilen davalı tarafından taahhüt edilip ödenmeyen...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Mehmet Ali evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senedin davalı İbrahim tarafından kefil sıfatı ile imzalandığı, senedin mehri muaccel senet olup, davacının da kabulünde olduğu üzere senetteki ziynet ve eşyaların eksiksiz olarak alınmak sureti ile davacıya teslim edildiği, tarafların davalı İbrahim ile aynı evde oturdukları, dolayısıyla mehir eşyalarının da bu evde kullanıldığı, her ne kadar ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında Konya 4.Aile Mahkemesinin 2018/440 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davalı Mehmet Ali'nin mahkemeye verdiği 10/07/2019 tarihli dilekçesinde, ziynet eşyalarının davacının rızası ile satıldığının belirtildiği, dolayısıyla ziynet eşyalarının davalı tarafça harcandığının sabit olduğu, her ne kadar bu dilekçede satılan ziynet eşyaları yerine yenisinin alındığı belirtilmiş ise de, Dairemiz istinaf incelemesine konu dosyanın cevap dilekçesinde...

      UYAP Entegrasyonu