Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanma davasından tefrik ile gelen ziynet alacağı davasıdır. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşıldığından davalı vekilinin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Taraflar 11.08.2007 tarihinde evlenmiş; 31.07.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 18.11.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi, TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, uyuşmazlık konusu 338 ada 75 parselde kayıtlı bulunan 18 nolu mesken öncesinde ... isimli şahsa ait iken, 06.11.2007 tarihinde 43.150 TL bedelle davalıya satıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2022 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2022/639 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma - Mal Rejimi KARAR : Bakırköy 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, mal rejiminin tasfiyesi ile ziynet eşyalarının bedeli ve kooperatife yapılan ödemelere ilişkin alacak istemine ilişkin olup, 8.Hukuk Dairesinin 20.04.20015 tarih ve 2014/2768 E.-2015/8796 K.sayılı bozma ilamı gereğince hüküm tesis edilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar anlaşmalı boşanma mutabakatında boşanmanın feri unsurları yanında ihtiyari olarak, ziynet ve ev eşyalarının paylaşımı, aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi gibi hususlarda anlaşabilecekleri gibi, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında yahut bundan bağımsız olarak bir kısım gayrimenkulün yahut sicile kayıtlı olan menkullerin tescili, menkullerin teslimi, bir miktar paranın ödenmesi, hisse devri ve bunun gibi bir çok hususu anlaşma boşanma protokolüne derc edebilirler. Anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte boşanmanın feri niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın taraflara boşanma protokolünde yüklenilen edimler artık boşanmanın ayrılmaz bir parçası haline gelir. Boşanma protokolünde taraflara yüklenen edimlerin sebebi de tarafların iradeleri gereği münhasıran boşanma hükmüne bağlıdır....

        Toplanan delillerden tarafların 08.10.2000 tarihinde evlendikleri, 11.06.2003 tarihinde açılan boşanma davasının boşanma ile sonuçlandığı, kararın 04.04.2005 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanma dava tarihi olan 11.06.2003 tarihinde sona erdiği (TMK m. 225) anlaşılmaktadır. Davacının ziynetleri satılmak suretiyle davaya konu aracın edinilmesine katkıda bulunduğu kanıtlanmıştır (TMK m. 227/1). Araç, evlilik birliği sırasında taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin (TMK m. 218-241) geçerli bulunduğu 05.07.2002 tarihinde edinilmiştir. Mahkemece, araç ve ziynetlerin katkı tarihindeki değerleri belirlenip davacının katkı oranının tespiti, daha sonra aracın tasfiye tarihindeki değeri esas alınarak değer artış payının belirlenmesi gerekir. Katılma alacağı isteğinde ise, edinilmiş mal her eşin mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir (TMK m. 219/1)....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların halen evli olduklarını, müvekkilinin boşanmak istemediğini, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma kararı olmadığından tasfiye istenemeyeceğini ve yapılamayacağını, doğmamış bir haktan feragatin mümkün olmadığından feragatin mal rejiminin tasfiyesi davası bakımından hukuki sonuç doğurmayacağını, boşanma davasının feragat sebebiyle reddedilmesinden dolayı, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermekten ibaret olduğunu, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK md.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM md.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa md.10 ve TMK md.202/1). Tasfiyeye konu 588 ada 9 parselde kayıtlı taşınmazın, eşler arasında mal ayrılığının rejiminin geçerli olduğu 31.05.2001 tarihinde satın alınarak davalı adına tapuda tescil edildiği anlaşılmaktadır.  Yapılan incelemede; davacı kadının, evin alımında kullanıldığını iddia ettiği ziynet eşyalarının, Elazığ 2....

          CEVAP 1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesinde ziynetlerin nelerden ibaret olduğunun ayrı ayrı gösterilmediğini, kadının ortak konutu eşyalarını da yanına almak suretiyle terk ettiğini, ziynet eşyalarının ortak konutta kalmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı erkek vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevaba cevap dilekçesi ile talep edilen mal rejiminin tasfiyesine ilişkin istemin işbu dava dosyasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki boşanma davasının da henüz derdest olduğunu ve kesinleşmesi gerektiğini, boşanma davası dosyasının kadının bu talebi yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca kadın tarafından mal rejiminin tasfiyesine ilişkin iki bağımsız davanın açıldığını ve kadının cevaba cevap dilekçesindeki talebi ile ilgili derdestlik sebebiyle ret kararı verilmesi gerektiğini, her ne kadar...

            Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 21.01.1995 tarihinde evlendikleri, 24.12.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 10.02.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, eldeki davanın ise 22.03.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu