Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

rızası ve bilgisi dışında bütün ziynet eşyalarını aldığını, taraflar arasında kıyılan dini nikah esnasında davalı tarafça imim ve tanıklar huzurunda ayrıca yazılı sözleşme yapılmak suretiyle 250 adet çeyrek altının mehir olarak verildiğini, davalının mehir senedini yok ettiği için hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, tüm bu sebeplerle alınışında müvekkilinin ve babasının katkısı ve aracın değer artışı da değerlendirilerek müvekkiline payının verilmesini, tespit edilecek güncel değerleri de dikkate alınarak müvekkilinin şahsi malı niteliğinde bulunan ziynet eşyalarının aynen veya güncel değerinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet ile mehir alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının reddine, kadının ziynet ve mehir alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince her iki tarafın başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmedilen manevi tazminat ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kurulan hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkekten kaynaklanan ve davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir vakıanın varlığı kanıtlanmamıştır. Davacı yanca dayanılan ......

      Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....

      Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1).Tasfiyeye konu 06 FH 224 plakalı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 02.06.2005 tarihinde satın alınarak, 8 numaralı bağımsız bölüm ise 01.09.2009 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi davalarının tefriki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, davacı-karşı davalı kadının vekili varken asile yapılan ilk derece mahkemesi kararının tebliğinin hukuki sonuç doğurmayacağının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz...

          Mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa m.10, TMK m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m)....

          Evlilik tarihi ve tarafların kişisel mal iddiası bulunmadığı dikkate alındığında söz konusu eşyanın edinilmiş mal olarak kabulü gereklidir. Bu halde Mahkemece davalının elinde bulunan eşyaların karar tarihine en yakın tarihteki değerinin ( sürüm değrinin) tespiti ile bu değerin yarısına TMK'nın 236. maddesi gereğince katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin mehir senedinden kaynaklanan alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince, davacı 21.11.2008 tarihli mehri müeccel senedinde belirtilen ziynet eşyalarının kendisine verilmediğini iddia etmiştir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Mehri müeccel ise ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir....

            Bu hüküm nedeniyle mal rejiminin paylaşımına ilişkin dosya tefrik edilmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/103 Esasına kaydı yapılarak yargılamaları bu dosya üzerinden yapılmış ve karara bağlanmıştır. Davalı taraf boşanma dava dosyasında davanın tümü ile birlikte reddini savunmuştur. Ayrı bir esasa kaydı yapılan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin iş bu dosyada ise: evlilik birliği içerisinde herhangi bir menkul ve gayri menkul mal edinilmediğini iş bu davanın da reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı taraf davasını kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; taraflar 09.10.2002 tarihinde evlenmiştir. Davacı ... Kuru'nun 25.01.2011 tarihinde açmış olduğu boşanma davası kabulle sonuçlanmış ve temyiz edilmediğinden 04.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Kural olarak, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı/ karşı davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri, ziynet alacağı ile katkı payı katılma alacağı istemine ilişkin davadan tefrik ile gelen ziynet alacağı ile katkı payı katılma alacağı istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu