WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, boşanma sebebi, lehine hükmolunan manevi tazminat miktarı ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı hem zina, hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine birlikte dayanarak boşanma davası açmıştır. Davalının bir başka erkekle birlikte yaşadığı toplanan delillerle gerçekleşmiş, bu husus mahkemece de sabit kabul edilmiştir. Bir başka erkekle birlikte yaşama olgusu zinanın varlığına muhakkak nazarıyla bakılmasını gerektiren bir durumdur. Davada zina özel sebebine de dayanıldığına göre, davanın zina sebebiyle de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanma davasının fiili ayrılık sebebine, kadının boşanma davasının da zina ve fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açıldığı, erkek tarafından işbu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği 30.06.2015 tarihinden bu davanın açılma tarihine kadar üç yıldan fazla bir zaman geçtiği halde taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden tesisi amacıyla ortak yaşamın kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu; dosya kapsamındaki tanık beyanları ve nüfus kaydına göre, erkeğin başka bir kadından 2016 yılı doğumlu bir çocuğunun olduğu, erkeğin anne ve babasının beyanından erkeğin diğer kadınla yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle, temadi eden eylem için zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk boşanma...

      Davacı kadın vekili; davanın TMK'nın 161.maddesinde düzenlenen zina ve TMK'nın 163.maddesinde düzenlenen haysiyetsiz yaşam sürme sebebine de dayandığını, zina nedeniyle açtıkları davanın af nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı gibi, haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle açılan davada, haysiyetsiz yaşam sürmenin affedilmesi veya en azından hoşgörüyle karşılanması diye bir hususun TMK'nın 163.maddesinde düzenlenmemesine rağmen mahkemece, davanın sadece zina nedenine dayandırılmış olduğu düşünülerek boşanma kararı verilmemesi nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurmuş, kararın kaldırılarak, davalının zina başta olmak üzere sadakatsiz ve haysiyetsiz yaşam sürmesi sebebiyle tarafların boşanmalarına ve diğer taleplerinin de kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin en son 28.10.2020-29.10.2020 tarihleri arasında başka kadınlarla otelde konakladığı, bu durumda, zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihi olan 28.10.2020 tarihinden başlayacağı, zina hukuki sebebine dayanan boşanma davasının kabulü koşullarının oluştuğu, ancak, İlk Derece Mahkemesince davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davanın terditli açılan bir dava olmayıp, 166 ncı maddeye dayalı boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu kesinleşme nedeni ile sona erdiği, bu nedenle davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına...

        Sayfa E bendinde de saptanmış ve bağıştan rücu davasının reddi gerektiği açıkça rapor edildiğini, zaten yerel mahkemenin de ilk hükmünde boşanma davasının "zina" veya "hayata kast" nedeniyle açılmamış olması gerekçesiyle bağıştan rücu davasını reddettiğini, *Davacının oluşturmaya çalıştığı senaryoda boşanma davası sanki zina gerekçesiyle açılmış ve sonuçlandırılmış gibi lanse edilmek istendiğini, oysa söz konusu davada müşterek çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimleri için daha uygun olacağı düşünülerek velayetlerinin müvekkiline verilmesinin adeta davacının yersiz ve haksız iddialarına cevap mahiyetinde olduğunu, *Yasa koyucunun bu maddenin bile uygulanması için boşanma kararının TMK m. 161 veya m. 162’ye dayanılarak karar verilmesi hususunu açıkça belirtmişken olayda davacının açtığı boşanma davası Türk medeni kanunu 166/1 uyarınca karar altına alındığını ve Yargıtay da bu şekilde onayladığını, hal böyleyken açtığı ve kesinleşen boşanma davasının gerekçe ve kaynak maddesinden farklı...

        Aile Mahkemesinde görülen davanın ise 30.06.2020 tarihinde onanarak kesinleştiğini, zina davası açıldığında boşanma davasının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olsa dahi tazminatlar yönünden taleplerin kabulü gerektiğini, boşanma davası açıldıktan sonra gerçekleşen olaylara ilişkin ayrıca dava açma hakkının bulunduğunu ilk açılan boşanma davasında takdir edilen tazminatlar ile zina davasının kabulü nedeniyle hükmedilecek tazminat miktarının kıyaslanamayacak olduğunu, boşanma kesinleşmeden başka bir erkekle dini nikah kıyan kadın yönünden manevî tazminat miktarının değerlendirilmesi gerektiğini, her iki davanın hukuki sebeplerinin farklı olduğunu, dava konusu olan zina eyleminin sosyal medya fotoğrafları, whatsapp yazışmaları, tanık beyanları ve diğer delillerle ispatlandığını kadının dini nikahla bir başka erkekle evlendiğini ve bu vakıanın zina olarak kabulünü gerektirdiğini belirterek davanın reddi yönünden kararın...

          Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının hiç bir zaman evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, maddi ve manevi olarak hiç bir zaman davalının yanında olmadığını, müvekkilini ve çocuklarını Türkiye'de bırakıp kendisine yeni bir hayat çizdiğini, davacının müvekkilinden zina sebebiyle boşandığını, yerel mahkemece zina hususunun hiç bir şekilde değerlendirilmediğini, bu hususun mahkeme kararında açıkça belirtildiğini, davacının uzun yıllar ailesi ile görüşmediğini, maddi ve manevi hiç bir katkısının olmadığını, zina durumunun varlığı sebebiyle davacının değer katılma payının kaldırılması gerektiği halde davacı lehine hak tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, yine ziynet eşyası yönünden de talep doğrultusunda karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verildiğini, ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak istinaf talepleri doğrultusunda...

          "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; zina sebebiyle verilen boşanma yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14/03/2017 günü temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davacı ... vekili Av.... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal nedenlerini göstererek dava açmış, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, zina sebebine dayalı dava ile ilgili ise bir karar verilmemiştir. Davacının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1350.00 TL. vekalet ücretinin ...'tan alınıp ......

              uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının ziynet eşyalarını rızası dışında aldığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, ortak konutu sık sık terk ettiğini, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyası, ev eşyası ve katılma alacağı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu