WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, velayetin kaldırılması kararından sonra küçüğe atanan vasiye karşı TMK'nın 351/2.madde kapsamında açılan velayetin geri verilmesi davasıdır. TMK'nın 351/2.madde kapsamında '' velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalmış ise hakim re'sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velayeti geri verir. '' Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6....

Davacı vekili dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi isteğinin yanında, bu isteğin kabul edilmemesi halinde terditli olarak baba ile kurulan kişisel ilişkinin genişletilerek yeniden düzenlenmesi isteğinde de bulunmuş olup, mahkemece davacının velayet değişikliğine ilişkin davasının reddine karar verilmiş olmasına rağmen kademeli (terditli) olarak talep olunan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği gibi hükmün gerekçesinde de taleple ilgili olumlu-olumsuz bir açıklama yapılmamıştır. Terditli dava 6100 sayılı HMK’nın 111. maddesinde düzenlenmiştir. Terditli davalarda aynı davalıya karşı birden fazla talep, aralarında bir aslilik ferilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürülebilir. Ancak bu talepler arasında hukuki bağlantının bulunması şarttır. Yasa’nın 111/2. maddesinde belirtildiği üzere mahkeme davacının asli talebininin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz....

GEREKÇE Dava velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece, velayetin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmiştir. Gerekçeli kararda davalının küçüğün velayetinin eğitim ve geleceği yönünden davacıya verilmesini kabul ettiği belirtilmiş ise de ; dosya içinde, davalı annenin belirtilen şekilde bir beyanına rastlanılmamıştır. Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın yada velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır. Velayet görevi kamu düzenine ilişkin olup re'sen araştırma ilkesi geçerlidir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocukların velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

Yukarıda da açıklandığı üzere ilk derece mahkemesince verilen ilk hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise sadece velayet yönünden istinaf edilmiştir. Bu durumda, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Hal böyle iken, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, son kararla kesinleşen kadının boşanma davasındaki boşanma hükmü yönünden hüküm kurulması yine kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf kapsamı dışında tutularak kesinleşmekle, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası yönünden konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...karar sonrasında kendisine verilen velayetin diğer tarafa verilmesi şeklinde diğer tarafla anlaştıklarını ve velayetin diğer tarafa verilmesini kendisinin de kabul ettiğini,bu yönde karar verilmesini" istinaf sebebi yapmıştır. Davalının sunduğu 19.10.2023 havale tarihli dilekçede de özetle"...velayetin kendisine verilmesini kabul ettiğini,boşanmaya itirazı bulunmadığını"bildirdiği görülmüştür. GEREKÇE;Dava, boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile ; Her ne kadar tarafların anlaşması gereğince velayet ilkin davacı kadına verilmiş ise de karar sonrasında tarafların velayetin babaya verilmesine ilişkin yeni bir anlaşma sağladığı,bu hali ile davanın niteliği dikkate alındığında taraf beyanlarının ve iradelerinin bütünüyle tekrar tespiti ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür....

    Mahkemece; "Mahkememizde görülen işbu dava boşanma sonrası velayetin değiştirilmesi davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 183.maddesi gereği: "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi , başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim , re'sen veya ana babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır."...

    Öte yandan ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Eş söyleyişle, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 23.5.2001 gün ve 2001/2-430 E., 2001/432 K sayılı kararında da velayetin düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında velayetin kamu düzeni ile ilgili olması ve çocuğun üstün yararı da dikkate alındığında değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, velayetin kaldırılması isteğine ilişkindir. Çocuk 2010 doğumlu ...'nin velayeti 20.03.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile davalı anneye verilmiştir. "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine” göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde, çocuklara adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön görmektedir (Söz.m.4)....

        UYAP Entegrasyonu