Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların yargılama devam ederken başka bir mahkemede anlaşmalı olarak boşandıkları, bu boşanma kararının kesinleştiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmış olmaları nedeniyle, daha önceden açılmış olan temyiz incelemesine konu eldeki boşanma davasında birbirlerine kusur izafe etmeleri mümkün olmadığı gibi, artık 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca haklılık araştırmasının da yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkeğin açtığı iş bu davada, boşanma davasının konusuz kaldığından bahisle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru ise de kusur tartışması yapılarak davacı erkek aleyhine olacak şekilde davalı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. VI....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi. 3....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/10 esas sayılı dosyasında boşanma davasının reddedildiğini ve 14.01.2013 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bu boşanma davasından sonra bir daha bir araya gelmediklerini,5 yıldan fazla süre geçtiğini ortak hayatın yeniden kurulamadığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; boşanma davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ile 7-8 yıldır ayrı yaşadıklarını, evliliğin sona ermesinde davacının kusurlu olması nedeni ile 50.000,00 TL manevî ve 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini, aylık 500,00 TL nafakanın 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların 25.12.1971 yılında evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının reşit olduğu, davacının davalı aleyhine Mahkemenin 2014/548 Esas, 2015/173 Karar sayılı ilamı ile boşanma davası açtığı, davanın reddine karar verildiği, davanın 29.04.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların 13 yıldır ayrı yaşadıkları, reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri, Kanun'un aradığı koşullarının gerçekleştiği, taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının, davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının kanıtlanamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda bu davaya dayanak teşkil eden ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan, birlikte yaşamaktan kaçınan ve halen Nihal isimli kadınla...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların boşanma ve sonuçları konusunda anlaşmış olmaların nedeniyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verildiği, kararın 18.08.2020 tarihinde kesinleştiği, davalının, davacının iradesini boşanma kararından önce sakatladığı, davacıyı kandırdığının, hile ile iradesini etkilediği iddiasına yönelik somut delil ibraz etmediği, tarafların anlaşma boşanma davasının 18.08.2020 tarihinde görüldüğü, davacının beyanlarının zapta yazıldığı, "... davacı ve davalı söz aldılar: Boşanma ile boşanmanın mali sonuçları ile feri hükümleri konularında anlaştık. Buna ilişkin boşanma protokolünü dosyaya ibraz ettik. Protokolün tasdikine karar verilerek boşanmamıza hükmedilsin dediler....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının ilk açtığı boşanma davasıyla aynı sebeplere dayanarak boşanma davası açamayacağını ve erkeğin çocuklar için kadını aradığında hakaret ve tehditlere maruz kalması nedeniyle çocukları görmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının dayandığı protokolün hukuken geçerliliğinin olmadığını, taraflar evli olmadıkları için taşınmaza aile konutu şerhi konulamayacağını, müvekkilinin boşanma kararından sonra davacıya 40.000,00 TL tazminatı elden ödediğini, ancak davacının ikinci kez talep ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Bakırköy 9. Aile Mahkemesinde boşandıkları, sunulan anlaşma protokolünün mahkemece onaylandığı, tarafların mahkemece onaylanan anlaşmalı boşanma protokolünde bulunan düzenlemelerin ifasını her zaman talep etme haklarının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile anlaşmalı boşanma protokolünün 5....
İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hak düşürücü süre, davanın kabulü ile boşanma ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Aile Mahkemesinde açmış olduğu 2018/167 Esas sayılı boşanma dava dosyasının 02/05/2018 tarihinde mevcut dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tanıma ve tenfiz davasına konu Federal Alman Cumhuriyeti Mahkemesince verilen boşanma kararının 08.10.2021 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten önce 12.08.2021 tarihinde kendilerince Uşak 3. Aile Mahkemesi'nin 2021/425 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası ikame edildiğini, her ne kadar Türkiye'de boşanma davası ikame etmiş olsalar da Almanya'da verilen kararın kesinleşmesi üzere; henüz dilekçeler aşamasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 141 inci maddesi gereği boşanma talebimizi değiştirerek davanın tanıma ve tenfiz davası olarak görülmesini talep ettiklerini, davacı tarafından ikame edilen davaya bu nedenlerden ötürü derdestlik itirazlarının bulunduklarını, yetki itirazında bulunduklarını ayrıca davanın derdestlik nedeniyle reddini talep etmiştir. III....