Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2016/17490 ESAS 2018/5662 KARAR sayılı ilamında da işaret edildiği üzre Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Başka bir ifade ile terk ihtarında samimiyet esastır. Somut olayda davacı erkeğin ihtarı, dava dilekçesinde hem evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK.m.166/1) sebebine hem de terke (TMK m .164) dayandığı için ayrıca terke dayalı olarak dava açılması nedeni ile samimi değildir. Bu nedenle davacının terke dayalı boşanma davasının reddi gerekmiştir. Şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası bakımından ise; davacının davalı kadına gönderdiği terk ihtarı davalı eşin ihtar talep tarihinden önceki kusurlu davranışlarının affedilip, en azından hoşgörüyle karşılandığına ve bu nedenle yeniden birlikte yaşama isteğine ilişkin bir irade açıklaması niteliğindedir....
Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Davacı erkek tarafından 13.02.2012 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu halde, aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra 02.11.2015 tarihinde terk nedenine dayanarak boşanma davası açılması, davacı erkeğin eve dön ihtarında samimi olmadığını göstermektedir. Ayrıca davalı kadın, 03.12.2012 tarihinde açılan ve kabul edilen Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası ile ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlamış olmakla ortak konuta haklı sebeple dönmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece terk nedenine dayanarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Öte yandan; davacı karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadına süreklilik arz eden nitelikte fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiği ve en son müşterek çocuk Mukaddis ile birlikte evden kovduğu anlaşılmaktadır. Terk edilen kadın olup, TMK.nun 164.maddesi gereğince boşanma davası açma hakkı terk edilen eşe aittir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan eş de terk etmiş sayılır ve terk nedeniyle dava açamaz. (YHGK 04/11/2009, 2009/2- 402, 2009/484) Bu itibarla; mahkemece, davacı karşı davalı erkeğin terk hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ve ayrı yaşamda haklı olan kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı karşı davalı erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin evi terk etmediğini, müvekkilinin eşi tarafından evden kovulduğunu, müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kalmasından sonra davacı tarafından Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/447 esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ve davanın red olduğunu, boşanma davası açılması ile birlikte zaten davalının ayrı yaşama hakkı doğduğunu, boşanma davası kesinleştikten sonra davalıya terk ihtarı göndermesinin kötü niyetli yapılan bir işlem olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır” (TMK m. 164/1). Somut olayda da terk edilen, davalı- davacı erkek değil davacı-davalı kadındır. Çünkü davacı-davalı kadın ortak konutu terk etmeye zorlanmıştır. Davalı-davacı erkeğin terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2015 gün ve 2013/2-1688 E, 2015/1032 K. sayılı ilamı) Mevcut duruma göre, davalı-davacı erkek tam kusurlu, davacı-davalı kadın ise kusursuzdur. Davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü, davacı-davalı kadının boşanma davasının reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/600 KARAR NO : 2022/679 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KELKİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2022 NUMARASI : 2021/18 ESAS - 2022/37 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı eşin 12/01/2001 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıkların bugüne kadar devam ettiğini, davalı eşin 2013 yılında müşterek konutu terk ettiğini, müvekkilinin ısrar ve girişimlerine rağmen geri dönmediğini, uzunca süredir devam eden mevcut durumun müvekkili için katlanılamaz...
Maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı/davacı kadın yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı/davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen dava yönünden; davalı/davacı kadının birleşen davasının reddine, davalı/davacı kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiştir. Davalı/davacı kadın vekili; kusur tespitine, kadının reddedilen boşanma davası ile erkeğin kabul edilen terk nedenine dayalı boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; terk (TMK md. 164) nedenine dayalı boşanma davası, birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
ın kendisini terk ederek ".../..." adresinde bulunduğunu beyan ettiği, mahkememizin 15.01.2013 tarihinde davacıya ".../..." adresine terk ihtarı çekildiği anlaşılmış, davacının ortak haneden ayrıldıktan sonra ailesinin yanına gittiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 01.11.2007 tarih 2007/1512 Esas 2007/14714 Karar sayılı içtihatı doğrultusunda kocasının yanından ayrılan ve baba evine yerleşmek niyetiyle giden davalının boşanma davası açılmadan önceki son 6 aylık dönem içindeki ikametgahının ... olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup, boşanma davalarında yetki kesin değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usûlü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır....
Kocasının sürekli alkol alması, sürekli fiziksel şiddet uygulaması ve sürekli hakaret etmesi sebebiyle evden ayrılan davalı kadın terk eden eş değildir. Zira, terk eden eşin tanımını Türk Medeni Kanunu, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk eden eş olarak tanımlamıştır (TMK.m.164/1). Davacı erkek eşin dava hakkının olmadığını YHGK emsal kararı ile de teyit etmiştir (YHGK, 4.11.2009, 2009/2-402-2009/484). 2-KALDI Kİ; Erkek eşin hiçbir haklı ve kabul edilebilir sebep göstermeden ihtarın (TMK.m.164) tebliğinden 3 yıl 2 ay sonra terk sebebiyle boşanma davası açması dürüstlük kurallarına (TMK.m.2) uygun olmadığı gibi geçen zaman dikkate alındığında ihtar isteğinin samimi bir arzuya dayandığı da kabul edilemez (Emsal karar; Y.2.H.D, 8.12.2010, 2009/17968 esas, 2010/20643 karar). KARŞI OY YAZISI Boşanma davasını terk edilen eş açabilir (TMK.m.164/1)....
Her ne kadar evlilik birliğinin taraflara yüklediği en önemli yükümlülüklerden olan birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi bir kusur olarak değerlendirilebilecek ise de terk vakası ancak TMK. 164. Maddede ve eylemli ayrı yaşama vakıası da TMK.166/son maddesinde düzenlenen hukuksal nedene dayalı bir dava açılmak suretiyle ileri sürülebilecektir. Zira Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2016/12672 E., 2018/2688 K. Sayılı ilamındaki; ''Davacı erkek dava dilekçesinde, davalı kadının evi terk ettiğini ileri sürmüştür. Evi terk etme vakıası, terk (TMK164) hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir bir dava bulunmadığından ve eylemli olarak ayrı yaşama olgusunun Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte geçekleşmiş olmadıkça, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılmış dava için boşanma nedeni olamayacağından, bu vakıanın mahkemece kadına kusur olarak yüklenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....