"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı ancak davalı kadının da eşine hakaret etmek suretiyle az da olsa kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de toplanan delillerden; davalı kadının eşine hakaret etme olayı davacının terk nedenine dayanarak 20.05.2013 tarihinde açtığı davadan önce gerçekleşen olaydır. Davacı erkeğin terk nedeni ile açtığı boşanma davasına esas olan ihtarnameyi davalıya göndermekle önceki olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Artık bu olaylara dayanarak kadına kusur yüklenemez. Kaldı ki davacı erkek dava dilekçesinde hakaret vakıasına dayanmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Terk nedeni ile açılan boşanma davasında davalının terkte haklılığını değil, müşterek konuta dönmemekte haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. Davalı kadına usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı kadın tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davacı erkek tarafından usulüne uygun şekilde çekilen eve dön ihtarına uymayan davalı kadın eve dönmemekte haklılığını kanıtlayamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Boşanma davalarında tarafların kusurlu davranışları değerlendirilip, boşanmaya sebebiyet veren vakıalara göre taraflardan her birinin kusur durumu belirlenip, tek kusur belirlemesi yapılarak, belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, kadın yararına bir kez maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açılan boşanma davasının kabulü ile verilen tazminatlara ek olarak, zinaya dayalı boşanma kararı nedeni ile ek tazminata hükmedilmesi ve tedbir-yoksulluk nafakası miktar ve tarihleri yönünden infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2020 NUMARASI : 2018/437 ESAS 2020/230 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2021 NUMARASI : 2018/429 ESAS 2021/24 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı erkeğin Türk Medeni kanununun 164. maddesi uyarınca terk hukuki sebebine dayanan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadını hayvanlarına bakmaya zorladığı, davalı kadının evi terkte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Eşini ortak kanutu terk etmeye zorlayan davacı erkek terk eden eş konumunda olup, bu durumda terk hukuki sebebine dayanarak boşanma talep edemez (HGK 04.11.2009 2009/2-402 esas, 2009/484 K.). Açıklanan sebeple davacı erkeğin davasının reddi gerekirken kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tüm tanık beyanları ile tarafların davalının annesine ait evde, davalının annesi ile aynı avluda yaşadıklarının sabit olduğunu, tarafların yeme içmesinin davalının ailesi ile birlikte olduğunu, müvekkilinin maaşını davalının aldığını, paranın nereye harcanmasına davalının ailesinin karar verdiğini, müşterek hanenin anahtarının davalının annesinde olduğunu, davalının annesinin gece yarısı bile müşterek haneye girip çıktığını, tarafların özel hayatlarının kalmadığını, müvekkilinin ayrı eve çıkma talebini davalının kabul etmediğini, müvekkilinin ayrı bir ev tuttuğunu ve davalıyı çağırdığını, davalının gelmediğini, müvekkilinin eve dön ihtarına davalının cevap vermediğini, açılan terk nedeni ile boşanma davasının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece ayrılığın en az 4 ay sürmüş olması koşulu yerine gelmediğinden davanın reddine karar vermiş olmasının olaya uygun olmadığını, tarafların 2016...
Yine dinlenen tanık beyanlarından açıkça anlaşıldığı üzere erkeğin evi haklı bir neden yokken terk ettiği ailesi ve kadın ile maddi ve manevi olarak ilgilenmediği hususları da ispatlanmış olmasına rağmen erkeğin kusuru olarak kabul edilmemesi de hatalı olmuştur. Bu nedenle kadından hakaret kusurunun çıkarılmasına ve erkeğe evi haklı bir neden olmadan terk ederek ailesi ve çocuklarla madden ve manen ilgilenmemesi kusurunun eklenmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kadından çıkarılan kusur ile erkeğe eklenen kusura rağmen erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında daha ağır, kadının daha hafif kusurlu hallerinin devam ettiği anlaşıldığından boşanmaya karar verilmesi doğru olduğundan davalı/davacı kadın vekilinin kusur taktirine yönelik istinaf talebinin kabulü ile boşanma hükmüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Sadece eşi evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla kendisini terk eden veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmeyen değil, eşi tarafından terke zorlanan veya ortak konuta dönmesi engellenen eş de terk edilen eş kavramına girmektedir. O halde terke zorlayan veya eve dönmeyi engelleyen eşin terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. (HGK.4.11.2009, E.2009/2-402K.2009/484) Somut olay değerlendirildiğinde, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı-davalı erkek, eşine hakaret ve küfür edip, şiddet uygulayıp, eşini ve ortak çocukları evden kovmuştur. Yukarıda belirtilen Türk Medeni Kanununun 164. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı-davalı erkek eşin gerçekte iddia ettiği gibi terk edilen değil, terk eden eş olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacı-davalı erkeğin terk hukuki nedenine dayalı dava açma hakkı bulunmadığından, davasının reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
işbu iddianın kadın aleyhine kusur olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı değerlendirilmekle davacı tarafın iddialarını kanıtlar nitelikte somut delillerin bulunmadığı anlaşılmış, dava dilekçesinde her ne kadar tarafların fiilen bir arada oldukları son tarihin 28/08/2016 olduğu, sonrasında davalı kadının evi terk ettiği iddia edilmiş ise de fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamasına göre (emsal: Yargıtay 2....