Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

T3 ödenmesi şeklinde karar verilmesi gerektiği halde, belirlenen kamulaştırma bedelinin tamamının T3 ödendiğini, bu hali ile takyidat dikkate alınmadan 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası hükümlerine aykırı olarak hüküm kurulduğunu fakat bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan intifa hakkına ilişkin şerh kaldırılmadığı için taşınmazın idare adına tescil ve terkin işlemlerinin yapılamadığını, intifa hakkının terkini için bu kez İzmir 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/251 E 2016/37 K sayılı dosyasında görülen intifa hakkının bedelsiz terkini talepli davayı açtıklarını, mahkemece, intifa hakkı karşılığı olarak belirlenen 256.319,56 TL'nin intifa hakkı sahibi adına depo ettirildiğini ve buna göre karar tesis ettiğini, dolayısıyla, davalının, kamulaştırma bedelini intifa hakkı sahine ödemeyerek sebepsiz zenginleştiğini ve idarenin bu bedeli hem kamulaştırma dosyasında hem de intifa hakkının terkini talepli açtıkları davada yatırmak...

A.Ş.ne 19.07.1993 başlama tarihli olmak üzere kırk dokuz yıl süreyle müstakil ve daimi nitelikte üst hakkı tanındığı, üst hakkı tanınmasıyla bahse konu şirketin tapu maliki olduğu, dava dışı şirket tarafından üst hakkına dayalı olarak intifa senetlerinin çıkarıldığı, davacının da 26.08.1996 tarihli intifa senedine dayalı olarak dava konusu yeri zilyetliğinde bulundurduğu, davalı Kurum tarafından dava dışı şirkete verilen üst hakkı izin "Olur"unun 07.05.2014 tarihinde ünitelerin ikinci konut olarak kullanılması ve diğer bir takım sebeplerle iptal edildiği, dava dışı şirket tarafından iptal edilen işleme karşı İdare Mahkemesinde dava açıldığı ve davanın halen devam ettiği, davalı Kurum tarafından davacının intifa senedi ile zilyet olduğu davaya konu villanın tahliyesinin istendiği, davacının da bu tahliye istemine karşı zilyetliğinin korunması için eldeki davayı açtığı ve mahkemece davalı Kurumun pasif dava ehliyeti bulunmadığından ön inceleme tutanağı ile davayı usulden reddettiği anlaşılmaktadır...

    Dava, tesis olunan intifa hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesine ilişkindir. İntifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. Kuşkusuz intifa hakkı sahibi, eşya üzerinde oluşan saldırının kaldırılmasını isteyebilir. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibini o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir. Somut olaya gelince; davacı şirket ile davalı ... Petrol Tic. San. Tur. Ltd. Şti. arasında bayilik sözleşmesi bulunmakta olup, dava konusu 545 parsel sayılı taşınmazdaki intifa hakkını bayisi aracılığı ile kullanmaktadır. Ancak bayisi davalı ... Petrol Tic. San Tur. Ltd.Şti. aynı zamanda taşınmaz üzerinde ... Gaz Tic. A.Ş.'nin pazarladığı otogaz satışını da yapmaktadır....

      Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu (eski 835 ada 1 parsel) yeni 3161 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı ile davalının 103/614’er pay ile paydaş oldukları, tapu kaydında “ .... ve ...’e ait hisselerin intifa hakkı ... ile ...’e aittir.” şerhinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; TMK 794.maddesinde “İntifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar.” hükmü yer almaktadır. Hal böyle olunca; çekişme konusu davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde ... ve ... lehine intifa hakkı bulunması nedeni ile davalının savunması doğrultusunda intifa hakkı sahiplerinin sağ olup olmadıklarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....

        (MK'nın 732 ve devamı maddeleri) İntifa hakkının terkinine dair isteme gelince; Türk Medeni Kanununun 794 ve devamı maddelerinde düzenlenen intifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya malvarlığı üzerinde belli bir kişiye tam yararlanma hakkı tanıyan bir irtifak türüdür. İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK. M. 796) Somut olaya gelince; davacı intifa hakkı lehtarı ... hakkında usulüne uygun bir dava açmamıştır. Dosyada mevcut 01.04.2013 tarihli dilekçesi harçlandırılmamıştır....

          26.11.2013 tarih 21714 yevmiye numarası ile resmi senet akdedilmiş ve tapuda intifa hakkı tescil işlemi gerçekleştirildiğini, idari yargı yolu ile belediye meclis kararının hükümsüz kılınmış olması intifa hakkına ilişkin tescili yolsuz kılmayacağını, hüküm eksik inceleme ile tesis edildiğini, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadığını, kesin hüküm ve kesin delil etkisi olmayan idari yargı kararına dayalı olarak hatalı şekilde hüküm tesis edildiğini, belediyelerin sahip olduğu taşınmazların kamu hizmeti veren diğer kurum ve kuruluşlara devri, kamu yararı amacıyla faaliyette bulunan kişilere tahsisi ve bu amaçlarla sınırlı ayni hak tesisi 5393 s.lı kanuna uygun olduğunu, açıklanan nedenlerle İstanbul 10....

          Davacı ile davalı T9 Arasında 10/07/2006 tarihinde bayilik sözleşmesi ile bila tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. 10/07/2006 tarihli bayilik sözleşmesinin intifa hakkı tesisine ilişkin 6. Maddesinde mevcut satış yeri üzerinde PO lehine mevcut intifanın üzerine 15 yıllık süre için ilave intifa hakkı tesis edilmesi, taşınmazı 15 yıllık intifa ivaz bedeli 20.000,00 USD'nin tapuda intifa tesisi sonrası intifa tesis tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek bayiye ödenmesi kararlaştırılmıştır. Taşınmaz üzerinde Petrol Ofisi lehine tapu müdürlüğünün 03/08/1998 tarih ve 768 YN'lu resmi senetle 15 yıl süre ile tesis edilen intifa hakkı bu kez 17/05/2006 tarih ve 763 YN'lu işlemle terkin edilmiştir. Daha sonra taşınmaz üzerinne 17/05/2006 tarih ve 764 YN'lu işlemle yıllığı 1.532,00 TL' den 19 yıl süre ile toplam 29.108,00 TL bedel ile Petrol Ofisi lehine intifa hakkı tesis edilmiştir....

          Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlenme protokolüne dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacılardan ...'ın davalının eski eşi olduğu, diğer iki davacının ise bunların çocukları olduğu, davacı ... ile davalının boşanma davası sırasında 28.09.2007 günlü "Boşanmak için anlaşma protokolü" başlıklı protokolü imzaladıkları, daha sonra boşanmanın gerçekleştiği, protokole dayalı olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; protokolün tartaşılması gerektiği gözlenmekle, uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda uyuşmazlık, boşanma protokolüne dayalı olarak tapu iptal ve tescili istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından kaynaklanmaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Buna göre uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....

              UYAP Entegrasyonu