Şöyle ki; asıl ve birleşen dava dilekçesinde TMK’nin 240. maddesine dayalı olarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescili, mümkün olmadığı takdirde tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesi ve taşınmazlar üzerindeki katılma alacağına mahsuben intifa ve oturma hakkı tesisi ile aile konutunun özgülenmesine karar verilmesi istenmiş; dava konusu 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazın TMK’nin 652. maddesi uyarınca miras hakkına mahsuben veya TMK’nin 240. maddesi uyarınca katılma alacağına mahsuben davacı adına tescili, aksi kanaat halinde intifa veya oturma hakkının miras hakkına mahsuben veya katılma alacağına mahsuben tesisi, konutun aile konutu olduğunun tespiti, aksi kanaat halinde davacının dava konusu parselin ve konutun edinimine olan katkısının tespiti ve 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline ilişkin talepleri içeren 29.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi bozmadan sonra sunulmuştur....
Somut olaya gelince; dava konusu satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilen 6618 parsel sayılı taşınmazın irtifak hanesinde "01.01.1900 başlama tarihli ... 14/240 hisseleri üzerinde kanuni intifa hakkı mevcuttur" şerhi bulunduğu ancak intifa hakkı sahiplerinin davaya dahil edilmediği, UYAP üzerinden alınan güncel tapu kaydında ise intifa hakkının başlangıç ve tesis tarihine ilişkin herhangi bir ifade bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece öncelikle adı geçen intifa hakkı sahiplerine usulüne uygun dava dilekçesi tebliği ile davaya dahil edilerek intifa hakkının tesis edildiği tarih tespit edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle intifa hakkı sahiplerinin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İntifa hakkı tesisi ... ile ... aralarındaki intifa hakkı tesisi davasının reddine dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 11.05.2012 gün ve 208/418 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Dosya kapsamından, tarafların 27/12/2017 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamı ile velayet hakkı davalı anneye verilen müşterek çocuk Poyraz lehine aylık 500.00 TL iştirak nafakası ve davalı kadın lehine aylık 1.300,00 TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalı kadına ödemesine karar verildiği, ayrıca boşanma ilamı ile onaylanan anlaşmalı boşanma protokolü gereğince evlilik birliği içerisinde davacı erkek adına edinilen İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Bostanlı mahallesindeki dükkan niteliğindeki taşınmazın tapu kaydında davalı kadın lehine ölünceye kadar süreli intifa hakkı tesis edildiği, davacı erkeğin bu taşınmazı boşandıktan sonra da 2019 yılı Ocak ayına kadar kuaför dükkanı olarak kullandığı, 2019 yılı Şubat ayında dükkanı tahliye ederek başka bir yerde restoran işletmeciğine başladığı, ayrıca emekli maaşı aldığı, aylık 1.500,00 TL'ye kiraladığı evde yalnız yaşadığı, üzerine kayıtlı davalıya intifa hakkını verdiği bir dükkanı ile Dikili'de...
Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse veya yarar ortadan kalkmış ise malik bu hususları ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır....
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK.m.796)....
Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. 795. madesinde “ İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur." 803. maddesinde; "İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahiptir. " düzenlemeleri bulunmaktadır. İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağı sağlayan bir irtifak türüdür....
TMK’nin 795. maddesinin birinci cümlesinde; menkullerin, gayrimenkullerin ve hakların intifa hakkına konu olabileceği belirtilmiştir. İntifa hakkı bir ayni hak olarak sahibine mal üzerinde fiili hakimiyet sağlar. Bu hakkın sağladığı zilyetlik sayesinde intifa hakkı sahibi malı kullanabilir. Böylece zilyede tanınmış bulunan dava haklarını intifa hakkı sahibinin kullanmaya hakkı bulunduğu gibi mülkiyet hakkı sahibine tanınmış bulunan dava haklarından da intifa hakkı sahibi yararlanır....
Mahkemece yapılan yargılama alınan bilirkişi raporu neticesinde, taraflar arasında 19/06/2008 tarihli sözleşme imzalandığı, 17 yıllık intifa hakkı tesis edilmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 18/09/2015 tarihinden sonra imzalanmış olması nedeniyle grup muafiyetinden yararlanma süresinin 29/05/2013'e kadar olduğu, bu tarih itibariyle sözleşmenin sona ermiş kabul edilmesi gerektiği, bu durumda intifa hakkının kalan süresinin 4388 gün olduğu, intifa hakkı karşılığında davalıya verilen bedelin kısmen sebepsiz kaldığı, bu kısım yönünden iade borcunun doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava intifanın kullanılmayan süresine ilişkin intifa bedelinin tahsili davasıdır. Davalı cevap dilekçesinde davacının intifa hakkını kendi rızasıyla kaldırdığını , akit tablosu içeriğine göre bedel talep edemeyeceğini savunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK.m.796)....