Mahkemece, taraflarca içeriği kabul edilen sulh ve ibraname protokolüne göre davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı - karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; adli tıp üst kurul raporunun ayrılıktan 8 yıl sonra alındığını, ayrılık tarihinde ki sağlık raporuna göre kusur belirlenmesi gerektiğini, erkeğin kadının hastalığını bilerek evlendiğini, o dönemde kadın hastalığın etkisiyle hareket ettiğini belirterek yerel mahkeme kararının kusur, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen karşı boşanma davası yönünden kaldırılmasını talepleri doğrultusunda yeniden hüküm verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davası (TMK m.166/1) dır. HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dosya içeriğine göre; Adli tıp üst 1....
Somut olayda; taraflar arasında 12.08.2011 yılında gerçekleşen boşanma davasında, anlaşma protokolüne göre davacının müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.900,00 TL nafaka ödemeyi kabul etmesine rağmen aradan kısa bir süre geçtikten sonra 23.02.2012 tarihinde eldeki davayı açtığı, boşanma davasından sonra davacının ekonomik ve sosyal durumunda menfi bir değişiklik bulunduğuna ilişkin mahkemece yapılan tespit yerinde ise de; müşterek çocukların 1996 ve 2004 doğumlu olup özel okulda eğitim görüyor olmaları, her geçen gün yaşları itibariyle ihtiyaçlarının artıyor olması, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile nafakanın niteliği nazara alındığında mahkemece yapılan indirim miktarı fazla olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
K A R A R Davacı avukat, davalı ile eşinin boşanma davasını takip etmek üzere vekil tayin edildiğini, davalının eşi tarafından ... 1. Aile Mahkemesi'nde açılan 2003/2102 Esas sayılı boşanma davasında davalıyı temsil ettiğini ve ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2004/99 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açarak 750.000,00 TL maddi, 750.000,00TL manevi tazminat ile 500.0000,00 TL mal rejiminden kaynaklı katılım payı talep ettiğini, açtığı boşanma davasının ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2003/2102 ESAS sayılı dosyası ile birleştiğini, bu dava devam ederken davalı tarafından gönderilen ihtarname ile bir başka avukatın davayı takip edeceğinin bildirdiğini, gönderdiği cevabi ihtarname ile başka avukatın takibine muvafakat etmediğimi ve vekalet ücretinin ödenmesini istediğini, olumlu yanıt alamayınca davalı aleyhine ... 1....
Boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan kadın lehine TMK 174.madde yasal koşulları oluşmakla maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarı da tarafların ekonomik, sosyal durumları, hakkaniyet ve TBK 50- 51.maddeler gereğince uygun olmakla davalı erkeğin kadına maddi ve manevi tazminat verilmesi ve miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davalarında yargılama gideri ve vekalet ücreti boşanma talebinin kabulü ya da reddine göre belirlenir, boşanmanın ferileri yönünden ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemez. Bu haliyle davalı erkeğin, kısmen reddedilen tazminatlar yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma ve ferilerine ilişkin davası yanında mal rejiminden kaynaklı katılma alacağı talepli kısmi alacak davası da açmıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre; davacı kadının, davalı erkeğin cinsel problemlerini akrabaları yanında ifşa ettiği, davalı erkeğin ise; ağabeylerinin hamile eşini müşterek konuttan kovmasına sessiz kaldığı, evin temel ihtiyaçlarını gidermediği, fiilen ayrı oldukları dönemde dünyaya gelen ortak çocuğu görmediği ve ihtiyaçlarını da karşılamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır davacı kadının az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kabul edilen bu kusurlu davranışlardan davalı erkekten kaynaklı eylemler davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir....
den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 324.865,58 TL'ye yükseltmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davalı ... şirketi aleyhine açılan davanın sulh ve ibra protokolüne bağlı feragat nedeniyle reddine; davalılar ... mirasçıları aleyhine açılan 40.000,00 TL manevi tazminata ilişkin hüküm kesinleşmekle yeniden karar verilmesine yer olmadığına; davalılar ... mirasçıları aleyhine açılan maddi tazminat davası, ödenecek miktarı diğer davalı ... şirketinin ödemesi nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yapılan boşanma protokolü gereğince davacının müvekkilinden tazminat talep edemeyeceğini öte yandan ecrimisil talebinde bulunabilmek için davalının kötüniyetli olmasının zorunlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/188 esas 2022/240 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir....
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin boşanma davasının kabulü ve kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince boşanma davasının reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına, 07/06/2022 tarihli protokolün onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına, talep edilmediğinden nafaka, tazminat ve eşya hususunda karar verilmesine yer olmadığına, mal rejiminden kaynaklı talep olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; verilen anlaşmalı boşanma kararını kabul etmediğini, anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini, davacıdan nafaka, maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası taleplerinin olduğunu, davanın çekişmeli boşanma olarak devamını istediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....