Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak bir çocuklarının bulunduğunu, davalı erkek son derece kıskanç olduğu için aralarında zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik oluştuğu ve bu yüzden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davalı erkeğin ortak konutu terk ettiğini, ortak hayatın yeniden tesisinin de mümkün olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına 750,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, iki adet taşınmazın tespit edilecek katkı payları ve değer artışlarının yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

    Temyiz Sebepleri Davalı erkek temyiz dilekçesinde; tarafların arasında geçimsizlik bulunmadığını, kadının ailesinin baskısı altında boşanma davası açtığını, iddialarını ispat edemediği halde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, ergin olmayan ortak çocukların babalarının yanında kalıyor olmaları nedeniyle velâyetlerinin annelerine verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davası ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocukların velâyetinin ebeveynlerden hangisine verilmesinin çocukların üstün menfaatlerine uygun olduğu noktasında toplanmaktadır. 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 13/04/2016 tarihli ilamı ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olması sebebiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda çocuk için 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası az olup, bozma ilamının amacına aykırı bulunmuştur....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında görülen ilk boşanma davasının reddine karar verilmiş olduğu, bu kararın 06.07.2015 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı ... sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilmesi için gerekli yasal koşulların oluştuğu, ortak çocuğun fiili ayrılık döneminde baba ile yaşaması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesinin uygun olacağı ve kadının fer'î taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... Hüseyin'in velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV....

          Mahkemece bu yasal zorunluluk yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, boşanma hükmünün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı babanın ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulmasına ilişkin birleşen davası, mahkemece; "birlikte görülen boşanma davasında baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiği" gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulması davasının (TMK m. 197/4) açıldığı 23.05.2014 tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, ortak çocuğun fiilen anne ile birlikte kaldığı, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir halin de (TMK m.324/2) mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir ve davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuğunun yurt dışına çıkmasına izin verilmesi yönünde hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

              Aile Mahkemesinin 2012/866 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, bu davanın Mahkemesince reddedildiği, anılan kararın 17/05/2013 tarihinde kesinleştiği, davacının Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 3 yıl geçtiği halde ortak hayat kurulamadığı için bu davayı açtığı, tarafların tanıklarının dinlendiği, davacı tanıklarından Hasip’in davacının 5 yıldır eşinden ayrı yaşadığını bildiğini, diğer tanık Harun ise ilk boşanma davasından sonra davacının eve dönmediğini, ancak çocuğunu görmek için geldiğini, gece kalıp kalmadığını beyan ettiği, davalı tanıklarından Yüksel tarafların boşanma davasından sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerini, çocuklarının kazasında ziyarete gittiğinde davacının evde olduğunu, davacının davalıyı aradığını akşam gelirken ne alayım diye sorduğunu, diğer davalı tanığı Nigar’ın davacının ayrı evi olduğu, buna rağmen davalının evine gelip kaldığını, bazen yemek yarken bazen de kahvaltı yaparken tarafları gördüğünü, tarafların çocuğu evde yokken de davacının...

              "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kararın tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m. 166/son) istemine ilişkindir. İlk boşanma davası 25.02.2007 tarihinde açılmış, davanın reddine dair karar 23.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eldeki dava ise ilk boşanma davasının reddinden sonra süresi içerisinde açılmıştır. İlk boşanma davasının reddinden sonra tarafların farklı evlerde yaşadıkları kısa süreli bir araya gelmelerinin ortak hayatı yeniden kurmaya yönelik olmadığı, tarafların ve dinlenen tanıkların anlatımları ile toplanan diğer delillerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları oluşmuştur....

                SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davalı-davacı kadının reddedilen boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davacı-davalı kocanın boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.11.2014(Prş.)...

                  Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesi ile velâyeti anneye verilen çocuklar yararına tedbir nafakası bağlanmasında isabetsizlik bulunmadığı, nafakaların miktarının hukuka uygun olduğu, ortak çocuklardan Ekin'in istinaf aşamasında 05.07.2021 tarihinde ergin olduğu ve ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmişse de nafaka başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, davalı erkeğin ortak çocuk Hazal'ın iştirak nafakası ile ortak çocuk Ekin'in tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüyle kararın bu yönlere ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle ortak çocuk Hazal yararına dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar 300,00 TL tedbir nafakası ile hükmün kesinleşmesinden sonra 300,00 TL iştirak nafakasına...

                    UYAP Entegrasyonu