Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ve erkeğin boşanma davalarında verilen boşanma hükümlerine karşı istinaf başvurusu olmadığından taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği, kadının 11.01.2021 tarihli duruşmada "ben boşanma istemiyorum....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava; kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine...

      Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, dava açıldığı tarihte ortak çocuk Arda’nın baba yanında bulunduğu, davalı annenin dershanede öğretmen olarak çalışırken, yargılama sırasında memur sıfatıyla öğretmen olarak Batman iline atandığı, aylık 2.638,00 TL gelirinin bulunduğu ve gelirinin düzenli ve sürekli olduğu anlaşılmaktadır. Dava açıldığı tarihte ortak çocuğun baba yanında bulunduğu ve annenin de düzenli ve sürekli bir geliri bulunduğuna göre mahkemece ortak çocuk için baba lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki ilk incelemede bu yön gözden kaçırıldığından davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemiz ilamının tedbir nafakasının bozulmasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan sebeple ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        Boşanma davalarında, ergin olmayan ortak çocuklar için kararlaştırılan nafakalar boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ise iştirak nafakası niteliğindedir. Oysa, mahkemece ilk hükümle ortak çocuk ... lehine hükmedilen 1.500,00 TL tedbir nafakası temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olup, bozma sonrası verilecek hükümle, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra başlamak üzere iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, tedbir nafakasını da kapsayacak şekilde "Dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına” hükmedilmesi doğru değildir. O halde mahkemece yapılacak iş ortak çocuk yararına daha evvel verilen tedbir nafakası hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek olup, hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

          Değerlendirme Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilere ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Yapılan incelemede, davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası da dahil olmak üzere istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmünü istinaf etmediğinden bahisle boşanma kararının kesinleştiği değerlendirmesi yapılarak davalı-karşı davacı erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinin incelenmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

            Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların 27.03.2016 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıkları, ortak çocuk 06.05.1990 doğumlu ...'nin velayetinin anneye bırakıldığı, mahkemece tasdik edilen boşanma protokolüne göre çocuğun özel üniversitede öğrenim görmesi halinde tüm özel eğitim giderlerinin yarısının davalı baba tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı ve ortak çocuğun icra dosyasına konu alacak talebinin ait olduğu dönemde halen bir özel üniversitede öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların anlaşmalı boşanmalarına ilişkin hükmün, diğer bir deyişle sözleşmenin, taraflarından biri davacı anne olup, velayeti anneye bırakılan ve boşanma protokolünde lehine eğitim giderleri konusunda düzenleme yapılan ortak çocuk boşanma hükmünün tarafı değildir. Ortak çocuğun sonraki bir tarihte ergin olması da, çocuk lehine boşanma protokolüne dayalı bir hakkın ifasında ona taraf sıfatı kazandırmaz....

              KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/558 E., 2021/333 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin karşı davası yönünden kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasının ve tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair, davalı karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmıştır. MK'nın 166/1.maddesi kusura dayanan bir boşanma nedeni değildir. Eşlerden her ikisinin de kusuru olsa veya her ikisinin de kusuru bulunmasa bile boşanma davası açılabilir. Madde kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz biçimde sarsılmasını temel aldığından kusurlu tarafa da boşanma davası açma hakkı verilmiştir. Ancak Yargıtay bu değişikliği tam kusurlu eşin de boşanma davası açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek görüşündedir. Çünkü böyle bir düşünce kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarı....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini ihmâl ettiği, borçlandığı ve borçluların alacaklarını tahsil etmek amacıyla ortak konuta geldiği, bu durumun tanık beyanları ile sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 750,00'şer TL tedbir nafakası ve 750,00'şer TL iştirak nafakasına, ortak çocuk Furkan yararına ergin olduğu tarihe kadar 750,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadın yararına 22.000,00 maddî tazminat, 20.000,00 manevî tazminata karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                  Bu nedenle kadının ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca iştirak nafakası konusunda yeniden karar verilerek müşterek çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK 175. madde) Toplanan delillerle, boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurunun bulunmadığı, kadının çalışmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu