Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkemece bozma öncesi kararda yer alan gerekçeye yer verildikten sonra; davalı erkeğin aşırı tutumlu davrandığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve küfürlü konuştuğu, ancak aile büyüklerinin araya girmesiyle davacı kadının eşi ile barışıp ortak eve döndüğü, fakat aynı sorunların devam ettiği, tanık beyanlarının soyut olmadığı, son yaşanan olayda davalı erkeğin ortak ikamete kimlerin geleceğine kendisinin izin vereceği konusundaki beyanının davacı kadın için kırıcı olduğu, diğer sorunlar sebebiyle de davacı kadının ortak evi terk ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Bu durumda, davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin kabulünde olduğu üzere davacı-karşı davalı kadının, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu bunun yanında ortak çocuğa kötü davrandığı ve eşini tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin birleşen davaya karşı dava olarak açtığı boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır....

      Değerlendirme Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilere ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Yapılan incelemede, davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası da dahil olmak üzere istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmünü istinaf etmediğinden bahisle boşanma kararının kesinleştiği değerlendirmesi yapılarak davalı-karşı davacı erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinin incelenmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        DAVA Davacı erkek dava dilekçesinde ve süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde; daha önce 21.01.2014 tarihinde ... 11 Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını, dava açtıktan sonra davalının kendisine boşanma konusunda verdiği güven neticesinde tanık bildirmemesinden dolayı davanın reddedildiğini, 15.05.2014 tarihi itibariyle birlikte oturdukları ikametten ayrılarak davalı ile fiili ayrılıklarının başladığını, davanın reddine karar verildiği, hiç bir zaman davalı ile ortak alanda kalmadığını müşterek hayatın yeniden kurulmadığını, kararın 09.12.2015 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, 3 yıl bekleyerek yeniden dava açtığını, davalının müşterek ikametten mernis adresinden kaydını sildirdiğini, davalıya yaklaşık 3 yıldır tedbir nafakası ödediğini, icra dairesinden her ay maaşından kesinti yapıldığını iddia ederek tarafların eylemli ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

          Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı erkek de boşanma davası açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya (TMK m.166/2) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddi doğru bulunmamıştır. 3-Yukarıda 2. bentte de belirtildiği üzere toplanan delillerden, davalı-davacı erkeğin ortak çocuklar ile davacı-davalı kadına hakaret ettiği, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-davalı kadına da birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı en son olayda kadının kafasına yumruk attığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü gerekir....

            KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 14. Aile Mahkemesi SAYISI : 2018/106 E., 2020/776 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kısmen kabulüne, karşı ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

              TMK'nın 166/son maddesine göre "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir."...

              Mahkemece bozma ilamına uyulup; velayet ve vekalet ücretine yönelik yeniden hüküm tesis edilmiştir. İlk hükmün velayet yönünden bozulması sebebiyle ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası temyiz incelemesi dışında kalmış ve kesinleşmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, hükmün bu yönden de kesinleştiğinden bahisle ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmemiş olması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2020 (Prş.)...

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ve nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, daha sonra davasını ıslah ederek, evliliğin iptaline (TMK m. 145) karar verilmesini, bu mümkün değilse akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Türk Medeni Kanununun 170.-172. maddeleri gereğince tarafların 2 yıl müddetle ayrılıklarına hükmetmiştir. Anayasanın 141/3.maddesi gereğince "mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır" Medeni Kanunun 170/3. maddesine göre "dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir." Bu durumda, davacımutlak bir boşanma nedenine dayanmış ve bunun varlığını kanıtlamış olsa bile, hakim barışma olasılığını gördüğü takdirde boşanma yerine ayrılığa hükmedebilecektir....

                    UYAP Entegrasyonu