"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kocanın 1.8.2005 tarihinde terk sebebiyle boşanma davası açması üzerine davalı kadında 22.08.2005 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açmıştır. Davalı kadın haklı bir sebebe dayanarak ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup terke dayalı boşanma davasını sonuçsuz bırakmaya yöneliktir....
Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafça her ne kadar 2012 yılından bu yana evlilik birliğinin bitmiş olduğu ileri sürülmüş ise de tarafların kesinleşen boşanma davasından sonra bir araya geldiklerini, davalı müvekkilinin 2013 yılında işten geldiğinde, görümcesi ve kayınvalidesi tarafından eve alınmadığını, eşinin gelmesi ile eve girdiğini ancak görümcesi ve kayınvalidesi tarafından evden atıldığını, ortak çocuğun davacı tarafından çeşitli zamanlarda yatılı okula gönderildiğini, ortak çocuğa davacının ailesi tarafından kötü davranıldığını savunarak ve iddia ederek davanın reddine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. 2....
İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davacı-davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüyle, davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğe hakaret ettiği az da olsa kusurunun bulunduğu, davacı-davalı erkeğin kadının bu kusurlu davranışını affetmediği, erkeğin davranışının barışma girişimi olarak nitelendirilebileceği, gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı erkeğin boşanma davasının da kabulünün gerektiği ancak kadının davasında verilen boşanma kararının istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği boşanma davasının konusuz kaldığı, erkeğin boşanma davası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, erkeğin ağır kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının fazla olduğuna ve kadın lehine 16.000,00 maddi tazminatın davalı-davacıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından kadın lehine hükmedilen yoksulluk...
vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, iftira attığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ekonomik, duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina hukuki sebebiyle kabul edilmediği takdirde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 15.000,00 TL tedbir nafakası, 15.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 30.000,00 TL tedbir nafakası, 30.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 1.000.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir. 3.Davalı-karşı davacı kadın vekili 30.12.2020 tarihli birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle ispatlanmadığından zina sebebiyle açılmış boşanma davasının reddine, Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Sebebi ile boşanma talebinde bulunulmuş ise de; erkeğin davranışın boşanma sebebi oluşturması için, eşin vücut bütünlüğüne veya sağlığına yönelmesi ve bu davranışın zulüm veya işkence boyutunda olması gerektiğinden şartları oluşmadığından bu sebebe dayalı boşanma talebinin reddine, erkek eşin işlediği suç sebebiyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığına yönelik iddiası dinlenen tanık beyanlarının, erkeğin işlediği suç sebebiyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığına dair beyanda bulunmadığı, bu haliyle davacı kadının 4721 Sayılı Kanunun 163 üncü maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi için delillerin yeterliliği konusunda vicdani kanaat oluşmadığı, 164 üncü maddedeki şartlar oluşmadığı, erkek...
İHTARTERK NEDENİYLE BOŞANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, davalı eşe 15.09.2006 tarihinde tebliğ edilen 2006/46 değişik iş sayılı ihtar kararına dayanılarak açılan terk sebebiyle boşanma isteğine iliş-kindir. Davacı tarafından, aynı ihtar kararına dayanılarak 09.11.2006 tarihinde açılan terk sebebine dayanan 2006/811 esas sayılı boşanma davası, "iki aylık eve dönüş süresi dolmadan açıldığından" bahisle, 26.12.2006 tarihinde reddedilmiştir. Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, dava süresince ayrı yaşamakta ve eve dönmemekte haklıdır. Bu süre zarfında Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi kapsamında bir terkin varlığından ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemekten bahsedilemez....
DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...
DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...
DAVA Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
, boşanma kararında kadın yararına ziynet alacağına hükmedildiği, tanık beyanlarına göre taraflar yeniden evlendiklerinde düğün yapılmadığı ve ziynet takılmadığı, kadının ilk evlendiklerinde takılan ziynetleri talep ettiği ve bu ziynetler hakkında da kesin hüküm bulunduğu, kadının ziynet alacağı davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ...ve ...'...