Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafça her ne kadar 2012 yılından bu yana evlilik birliğinin bitmiş olduğu ileri sürülmüş ise de tarafların kesinleşen boşanma davasından sonra bir araya geldiklerini, davalı müvekkilinin 2013 yılında işten geldiğinde, görümcesi ve kayınvalidesi tarafından eve alınmadığını, eşinin gelmesi ile eve girdiğini ancak görümcesi ve kayınvalidesi tarafından evden atıldığını, ortak çocuğun davacı tarafından çeşitli zamanlarda yatılı okula gönderildiğini, ortak çocuğa davacının ailesi tarafından kötü davranıldığını savunarak ve iddia ederek davanın reddine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. 2....

    yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; ziynet alacağı davası ayrı bir dava olup bu davada yapıldığı anlaşılan 250,00 TL kuyumcu bilirkişi ücreti ile 11,00 TL elektronik tebligat giderinin davanın reddi sebebiyle kadın üzerinde bırakılması gerekirken, kadının kabul edilen boşanma davası kapsamında değerlendirilip erkekten tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile hükmün düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısmı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, karşı boşanma davasında kadın tarafından yapılan 978,15 TL yargılama giderinin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiş; kadın tanığı ...'...

      İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davacı-davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüyle, davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğe hakaret ettiği az da olsa kusurunun bulunduğu, davacı-davalı erkeğin kadının bu kusurlu davranışını affetmediği, erkeğin davranışının barışma girişimi olarak nitelendirilebileceği, gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı erkeğin boşanma davasının da kabulünün gerektiği ancak kadının davasında verilen boşanma kararının istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği boşanma davasının konusuz kaldığı, erkeğin boşanma davası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, erkeğin ağır kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının fazla olduğuna ve kadın lehine 16.000,00 maddi tazminatın davalı-davacıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından kadın lehine hükmedilen yoksulluk...

        İHTARTERK NEDENİYLE BOŞANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, davalı eşe 15.09.2006 tarihinde tebliğ edilen 2006/46 değişik iş sayılı ihtar kararına dayanılarak açılan terk sebebiyle boşanma isteğine iliş-kindir. Davacı tarafından, aynı ihtar kararına dayanılarak 09.11.2006 tarihinde açılan terk sebebine dayanan 2006/811 esas sayılı boşanma davası, "iki aylık eve dönüş süresi dolmadan açıldığından" bahisle, 26.12.2006 tarihinde reddedilmiştir. Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, dava süresince ayrı yaşamakta ve eve dönmemekte haklıdır. Bu süre zarfında Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi kapsamında bir terkin varlığından ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemekten bahsedilemez....

          DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...

          DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...

          Davalı-karşı davacı kadının boşanma davasından feragat etmesi sebebiyle davacı-karşı davalı erkekten kaynaklanan kusurlu davranışları affettiğinin kabulü gerekir. Bu sebeple eldeki boşanma davasında davacı-karşı davalı erkeğe kusur yüklenemez. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle; davalı-karşı davacı kadının ortak çocukların babalarına karşı olumsuz tavır ve davranışlar göstermeleri konusunda etkilediği, ortak çocuklardan kızlarının nişan töreni konusunda eşine bilgi vermediği, eşinin ailesine karşı olumsuz tutum ve davranışlar sergilediği, onlara hakaret ettiği ve muska yaptırmak istediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı erkek dava açmakta haklıdır....

            DAVA Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 05.09.2013 tarihinde evlendiğini, tarafların ergin olmayan bir ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına sürekli olarak hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını ve ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini talep ve dava etmiştir....

              (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Terk sebebiyle boşanma davası ise terk edilen eş tarafından açılır. (TMK. m. 164/1.) Türk Medeni Kanununun 164/1. hükmüne göre davacının terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı bulunamamaktadır, Değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılma olanağım yoktur....

                Her ne kadar davalı-karşı davacı erkek ikinci kez gönderdiği ihtarda davacı-karşı davalı kadını tarafların birlikte seçtikleri (TMK ınd.186) veya Türk Medeni Kanunun 188. maddesindeki şartların oluşması sebebiyle eşlerden biri tarafından seçilen ya da Hakim tarafından belirlenen (TMK m. 195) bağımsız bir eve davet etmemiş ise de, ilk ihtarda ortak konuta davet ettiği ve bu ihtarın usule uygun olduğu sabittir. Ne var ki, ilk incelemede bu husus gözden kaçmış, hüküm, "davacı-karşı davalı kadının, tarafların birlikte seçtikleri (TMK m. 186) veya Türk Medeni Kanununun 188. maddesindeki şartların oluşması sebebiyle eşlerden biri tarafından seçilen ya da hakim tarafından belirlenen (TMK m. 195) bağımsız bir eve davet edilmediği, davacı-karşı davalı kadının ihtara uymamakla haklı olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğinden" bahisle bozulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu