Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Nitekim benzer ilkeye HGK’nın 04.12.2015 tarih ve 2014/2-594 E., 2795 K. sayılı kararında da değinilmiştir. Evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olması durumunda, davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmaktadır (TMK m. l66/II)....

    DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, aşağıladığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkeğe, usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından yasal süresi geçtikten sonra cevap dilekçesi sunulmuştur. III....

      İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili istinaf başvurusunda; erkeğin kabul edilen boşanma davası ve kusur belirlemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının terk sebebiyle boşanma hukuki nedenine dayalı olduğunu ve bu davaya ilişkin prosedürleri yerine getirmediği, kadının İstanbul'a annesine bakma ve ortak çocuğun işine yardımcı olma amacıyla gittiği tarihten sonra Bandırma'ya gelip gitmeye devam ettiğini, ortak konutu terk etmediğini, erkeğin bu duruma onay verdiğini, ortak çocuk ...'...

        Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delillerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 25/04/2013 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 24/05/2016 tarihinde açılmıştır....

          Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; davalı erkeğin, kadının davasından önce boşanma davası açtığı, davasının ispatlanamadığından reddine karar verildiği ve 26.05.2014 tarihinde kararın kesinleştiği, bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri bu nedenle davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren bir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların balayında yaşadıkları tartışma sonucunda tatili yarıda kesip ...'a döndükleri, davalı erkeğin ailesinin evine gittiği, davacı kadının ise ortak konuta gidip bir kaç gün eşini beklediği, davalı erkeğin ortak konuta dönmemesi üzerine ailesinin evine döndüğü, davalı erkeğin davacı kadının kardeşine bu işin olmayacağını, davacı kadını istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda birlikte yaşamaktan kaçınan davalı erkek tamamen kusurludur....

            Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; tarafların ortak konutu ...'da iken davacının 2004 yılında ortak konuttan ayrılarak ......'de bulunan babasına ait eve yerleştiği ve tarafların yaklaşık olarak 8-10 yıldır ayrı oldukları, davacının ihtar isteminde davalı kadını davet ettiği ......'de bulunan konutta tarafların hiçbir zaman birlikte yaşamadıkları anlaşılmaktadır. Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart davalı eşin haklı bir sebep olmadan en az dört aydan beri eşini terk etmiş olmasıdır. Tarafların birlikte seçtikleri (TMK.md.186) veya Türk Medeni Kanununun 188.maddesi şartlarının oluşması sebebiyle eşlerden birinin seçtiği, ya da hakim tarafından belirlenen (TMK.md.195) hallerine uygun, oturmaya elverişli, bağımsız bir evleri yoksa , terk eden eşin bu davranışı haklı sebebe dayanır. Terk edilen eş (TMK.md.164) diğerini açıklanan bu kurallara uygun olarak ortak konuta çağırmakla yükümlüdür....

              Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın öncelikle temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin boşanma davası ve erkeğin boşanma davası yönünden hüküm altına alınan bozma öncesine ait yargılama giderleri ile bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden yeniden karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir. 2- Yerel mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde; davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası yönünden, "Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2018(Pzt.) ........

                Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise, istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtarın da sonuçsuz kalması halinde terk edilen eşin, boşanma davası açabileceğini hükme bağlamıştır. Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir....

                Türk Medeni Kanunu 166/4 madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ... Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 28.02.2007 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 25.05.2015 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ve tanık beyanlarında, davacı-karşı davalı erkeğin başka bir kadınla yaşadığı, ve bu birliktelikten çocuğu olduğu beyan edilmiş ve taraflar arasında görülüp ret ile sonuçlanan davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık süre içerisinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır....

                  Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ..., .... ve ...'...

                    UYAP Entegrasyonu