Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir. Toplanan delillerden reddedilen davadan sonra tarafların biraraya geldikleri, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/272 esas sayılı dosyasına konu olay tarihi olan 08.04.2011 tarihine kadar birlikte yaşadıkları, bu olay sonrası yeniden ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davacı erkek, ortak hayatın yeniden kurulmadığını kanıtlayamamıştır. O halde davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

    boşanma hükmü, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      CEVAP Davalı davacı erkek vekili cevap ve birleşen davada dava dilekçesinde özetle; davacı davalı kadın tarafından daha önceden boşanma davası açılarak reddedildiğini, müvekkiline bu eylemler nedeni ile kusur izafe edilemeyeceğini, kadının evlilik birliğinin yeniden tesisini engellediğini, evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, her fırsatta sebepsiz yere evi terk ettiğini, ailesinin yanına gittiğini, müvekkilini maddî dar boğaza sürüklediğini, ortak konuta gelmemekte ısrar ettiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kaldığını, iki sene önce müvekkili tarafından ortak hayat kurulması için girişimde bulunulduğunu, kadının ...'ya taşınılması talebi üzerine müvekkilinin ...'...

        boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayanarak karşı boşanma davası açmıştır....

          Aile Mahkemesinin 2012/866 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, bu davanın Mahkemesince reddedildiği, anılan kararın 17/05/2013 tarihinde kesinleştiği, davacının Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 3 yıl geçtiği halde ortak hayat kurulamadığı için bu davayı açtığı, tarafların tanıklarının dinlendiği, davacı tanıklarından Hasip’in davacının 5 yıldır eşinden ayrı yaşadığını bildiğini, diğer tanık Harun ise ilk boşanma davasından sonra davacının eve dönmediğini, ancak çocuğunu görmek için geldiğini, gece kalıp kalmadığını beyan ettiği, davalı tanıklarından Yüksel tarafların boşanma davasından sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerini, çocuklarının kazasında ziyarete gittiğinde davacının evde olduğunu, davacının davalıyı aradığını akşam gelirken ne alayım diye sorduğunu, diğer davalı tanığı Nigar’ın davacının ayrı evi olduğu, buna rağmen davalının evine gelip kaldığını, bazen yemek yarken bazen de kahvaltı yaparken tarafları gördüğünü, tarafların çocuğu evde yokken de davacının...

          Sadece davalı kadın istinaf başvurusunda bulunduğundan davacı erkeğe mahkemece yüklenen kusur oranı ve vakıaları kesinleşmiştir. 1- )Davalı kadının boşanma hükmü ile ilgili istinaf başvurusu yönünden; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 166/son maddesine göre"...Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir"....

          Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine göre; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin, amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bunun da delillerle duraksamasız olarak ispatlanmış bulunması gerekir(Dairemizin, 11.07.2012 gün ve 2012/690 E. 2012/19470 K. sayılı kararı). Somut olayda, davacı erkeğin 17.04.2008 tarihinde açtığı boşanma davası reddedilmiş ve ret kararı 27.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Temyize konu dava ise, 10.11.2014 tarihinde açılmıştır....

            Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK md.175). Yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır kusurlu olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, boşanma davası açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmuştur. Ancak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca düzeltilmiş ve yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir....

            Terk edilen eş (TMK.md.164) diğerini yukarıda açıklanan kurallara uygun olarak ortak konuta çağırmakla yükümlüdür.Çünkü ortak hayat bunu zorunlu kılar (TMK.md.185/3) Tarafların kanuni koşullara uygun ortak konutunun belirlenmediği anlaşıldığından ihtar geçersiz olmakla,davanın reddi gerektiğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan sebeple değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılma olanağım yoktur....

              Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/1. maddesi uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre, yargılama giderlerini takdir ve tayin eder. Bu durumda, boşanma davası ve ferileri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların dava tarihindeki haklılık durumlarına göre yargılama giderleri yönünden bir karar verilmesi gerekir. Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtarın sonuçsuz kalması gerekir. Turgutlu Aile Mahkemesinin 12/08/2020 tarih, 2020/439 Değişik İş sayılı dosyasında ihtarı içerir tebligatın bilainfaz iade edilerek tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu