Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemekle birlikte kusur durumunun tespiti nafaka ve tazminatlar açısından önemli olup istinaf incelemesine konu dava 30.01.2017 tarihinde açılmakla, davanın açıldığı tarih itibariyle TMK .166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmakla mahkemenin boşanma davasının kabulüne ilişkin kararı usul ve yayasa uygundur. Buna göre davalının kusura yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, davalının boşanmaya yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....

bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, kadının düzenli geliri bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, babaları ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına hükmedilen ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 600,00 TL olarak belirlenmesine, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL olarak belirlenmesine, yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....

    DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, erkeği beğenmediğini söyleyerek ortak konutu terk ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı kadına, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı kadın tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. III....

      Davacı- davalı kadının, ayrılık davasının reddine yönelik istinaf talebine hasren yapılan incelemede; (1)Boşanma sebebi ispatlanmış olursa hakim boşanma veya ayrılığa karar verir. (2)Dava yalnız ayrılığa ilişkinse boşanmaya karar verilemez. (3)Dava boşanmaya ilişkinse ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir (TMK m 170). Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. ( TMK m. 171). Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekmektedir. Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davalı- davacı kocanın güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşini istemediğini söylediği ve hakaret ettiği anlaşılmıştır....

      İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakalar ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının ve tazminatların miktarları, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılması, yoksulluk nafakasının reddi ve 14.02.2022 tarihli tashih şerhine yönelik istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ferîleri ile zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi sebebiyle erkek lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

        Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak davacının davasının kısmen kabulü ile davalı baba ile ortak çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00 ile aynı gün saat 17.00 arasında, dini bayramların 2. günü saat saat 10.00 ile aynı gün saat 17.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermiş, bölge adliye mahkemesince verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir. Toplanan delillerden tarafların 2009 yılında boşandıkları, ortak çocuk ....'in boşanma davası sırasında doğduğu, boşanma davası sonucunda velayetin davacı anneye verildiği, baba ile de kişisel ilişki kurulduğu ancak 2017 yılına kadar davalı baba ile ortak çocuk arasında fiilen bir kişisel ilişki kurulmadığı, davalı babanın ilk olarak 14.10.2017 yılında icra vasıtasıyla ortak çocuk ile kişisel ilişki kurabildiği anlaşılmaktadır....

          Buradan hareketle “af niteliğinde bir barışma girişiminden” söz edilebilmek için; bu girişimin, boşanma sebebi olarak kabul edilen olayların hoşgörü ile karşılandığını gösterir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Diğer bir ifadeyle, boşanmaya sebep olan olayların hoşgörü ile karşılanması nedeniyle af girişimi gerçekleşmeli ve bunun sonucunda da; tarafların yeniden birlikte olmaları veya birbirlerine karşılıksız kazandırmalarda bulunmaları, eğer varsa aralarında devam eden hukuki süreci sonlandırmaları gibi ortak hayatın yeniden kurulduğuna dair önemli emareleri ispatlar deliller karşısında "af" niteliğindeki davranışlardan söz edilebilecektir. (YHGK, 11.11.2020 tarih, E.2020/2- 244- K.2020/881)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, "Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan üç yıllık fiili ayrılık süresinde ortak hayatın yeniden kurulmadığı" gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, herhangi bir kusur belirlemesi yapılmadan davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir....

            davacı erkeğe yüklenilen kusurların gerçekleştiği, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği bu nedenlerle Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

              olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarının isabetli olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının da tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında isabetli olduğu, kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakası takdiri ile miktarlarında da herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; erkek vekilinin kusur belirlemesi ve karşı davanın reddi yönünden istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen bu kısımlar yönünden kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin davasının da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin ise diğer istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu