Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK m. 170/3) gerekir. Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....

    Davacı tarafından açılan asıl dava TMK 171 ve 172. maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, Mahkememizin 2015/159 E.-2015/513 K. sayılı kararında davalı kadın tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın 05/05/2016 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın ise 3 yıl geçtikten sonra 24/09/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür. Türk Medeni Kanununun 172. maddesine göre ayrılık süresinin bitiminde eşler arasında ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre tarafların ayrılık süresi içerisinde evlilik birliğini yeniden kurmak amacıyla bir araya gelmedikleri anlaşıldığından asıl davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....

    Aile Mahkemesinin 2015/31 Esas sayılı dosyasında TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığı, davalı kadın tarafından Hatay Aile Mahkemesinin 2009/1482 Esas, 2010/687 Karar sayılı dosyasında açılan eşya iadesi davasının boşanma dava dosyası üzerinde birleştirildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 2009/1244 Esas, 2011/1094 Karar sayılı ilamla tam kusurlu olan davacı erkeğin boşanma davasının reddine... karar verildiği, boşanma davasının reddine yönelik kararın 02/01/2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki bu davanın 16/01/2018 tarihinde açıldığı, iş bu dosyada dava dilekçesi ile bir bütünlük arz eden bir kısım tanık ifadelerine göre, reddedilen boşanma kararının kesinleşmesinden sonra tarafların ortak hayatı devam ettirmek kastıyla en az üç yıl bir araya gelmediği ve ortak hayatın yeniden tesis edilemediği açıkça anlaşılmaktadır....

    Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmü bulunmaktadır. Davacı-davalı erkeğin, ...6. Aile Mahkemesinin 2009/1095 esas, 2010/997 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 05.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 10.02.2014 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken şartları oluşan davacı-davalı erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

      Dairemiz 06.02.2020 tarihli ilamı ile, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra biraraya geldiklerinin ve ortak yaşamın yeniden kurulduğunun ispat yükünün davalı- karşı davacı kadında olduğunu, kadının, 15.08.2013 tarihinde tedbir nafakası davası açtığını ve davanın ... 4....

        yaşadığının sabit olduğu, gelen istinabe evraklarına göre yurt dışında davacının imam nikahlı olarak başka bir kadınla yaşadığının tespit olunduğu, hatta söz konusu kadından başkaca çocuklarının olduğunun tespit edildiği, davalı kadının cevap dilekçesinde davacının kendisini terk edip yurt dışına yerleştiğini kabul ve ikrar ettiği, bu duruma göre de açılan boşanma davasının kesinleşmesinden sonra 3 yıl içinde taraflar arasında ortak hayatın yeniden tesis edilmediğinin sabit görüldüğü, davacı erkeğin, ara ara davalı ile müşterek çocuklarının bulunduğu eve, taraflarla ve müşterek çocuklarıyla görüşmek amacıyla gelmesinin ortak hayatın yeniden tesisi olarak yorumlanamayacağı, zira davacı erkeğin evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirdiğinin bu haliyle toplumumuzun değer yargılarına göre kabul edilemeyeceği, kaldı ki davacının ortak hayatın tesisi amacıyla davalı ile bir araya geldiğinin de dosya kapsamına göre sabit görülmediği, taraflar arasında 10 yılı aşkın uzun süreli...

        Bu durumda haklı ve yerinde görülen boşanma talebinin kabulü ile TMK.nın 166/4.maddesi gereğince ortak hayatın yeniden kurulamaması sonucu tarafların boşanmalarına, çocuğun beyanları ve sosyal inceleme raporu doğrultusunda müşterek çocuğun velayetinin babasına verilmesine, annesi ile arasında kişisel ilişki kurulmasına, Velayet davacı babaya verildiğinden davalı kadının müşterek çocuk için talep ettiği tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine ve işbu nafakaların TÜİK'in belireyeceği ÜFE oranında artırılması talebinin reddine, TMK'nun 169. maddesi gereğince, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözönünde tutularak boşanma davası açılmakla ayrı yaşamaya hak kazanan ve boşanma sonucu yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, boşanma kararı kesinleştikten sonra aylık 380,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınıp...

        Aile Mahkemesi 2011/266 E 2011/1473 K sayılı ilamı ile daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle, karşı davacı kadın tarafından da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davaların açıldığı, Samsun 1....

        Aile Mahkemesi 2011/266 E 2011/1473 K sayılı ilamı ile daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle, karşı davacı kadın tarafından da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davaların açıldığı, Samsun 1....

        beyanları dikkate alındığında, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır....

          UYAP Entegrasyonu