"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkek tarafından açılıp ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının 1.06.2010 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın erkek tarafından 10.3.2014 tarihinde açıldığı, toplanan tüm delillerden reddedilip kesinleşen davadan sonra tarafların ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu belirlemeler karşısında davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkeğin 06.07.2007 tarihinde açtığı boşanma davası reddedilmiş ve ret kararı 27.04.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Temyize konu dava ise; 24.06.2013 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan 3 yıllık süre koşulu gerçekleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların kesinleşen önceki ret kararından sonra ortak hayatı yeniden kurmak amacına yönelik olarak bir araya gelmedikleri gibi ortak hayatın yeniden kurulduğu iddia edilmemektedir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları oluşmuştur. Davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. osyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, ayrılık kararına dayalı, ayrılık süresi içinde ortak hayatın kurulamamış olması sebebiyle boşanma (TMK.md.172/2) isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu sebeple tarafların boşanmalarına karar verildiği halde, hükümde boşanma kararının dayanağının Yasanın 166/1.maddesi olarak gösterilmesi doğru değil ise de; bu hususun sonuca etkili bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmediğinden bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının ve davacının nafakaya ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan...
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılıp ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının 01/02/2011 tarihinde kesinleştiği, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen duruma göre, davacı-karşı davalı erkeğin Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
nedenine dayalı boşanma davası olduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın 09/01/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup bu halde taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının Görele Asliye Hukuk(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 23/05/2017 tarihli, 2016/59 Esas, 2017/324 Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, kararın 09/01/2018 tarihinde kesinleştiği, dinlenen tanık anlatımlarından bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığının anlaşıldığı, eldeki davanın üç yıllık sürenin geçmesinden sonra 19/02/2021 tarihinde açıldığı, TMK 166/son maddesi gereğince kanuni olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayıldığı anlaşılmış olup bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı kocanın, davalı...
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden: davacı erkek tarafından Kocaeli 3 Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 11/09/2012 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davalı kadın tanıklarının beyanlarının evlilik birliğinin yeniden kurulduğunun kabulü olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla biraraya geldiklerinin yeterli delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin fiili ayrılık (TMK m. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olup, anılan madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden: davacı erkek tarafından... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olup, anılan madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. İlk davanın ret nedeni önemli olmadığı gibi ortak hayatın yeniden kurulamamasının nedeninin de bir önemi yoktur. Önceki ret edilen davada davalı kadın vasisine tebligatlar yapılmış olup, karar kesinleşmiştir. Diğer koşullarında oluşması halinde davanın kabulü gerekir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına nafakaların ve manevî tazminatın hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için dosyada ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Dosya kapsamından tarafların 2012 yılı Haziran ayından beri fiilen ayrı yaşadıkları, davacı erkeğin davalı kadını istemediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, davalı kadının ise eşinin ailesini istemediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, tarafların mahkemenin de kabulünde olduğu üzere eşit kusurlu olduğu anlaşılmakta olup, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....