Mahkemece, davanın kabulüne, 15.000,00 TL değer artış payı alacağının boşanma davasının açıldığı 09.05.2007 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 26.09.2003 tarihinde evlenmiş, 09.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 20.04.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 7877 ada 15 parselde kayıtlı 14 numaralı mesken 05.03.2007 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiş olup halen davalı adına kayıtlıdır....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. TMK.nun 222/3. Fıkrası hükmüne göre bir eşin evlilik birliği içinde edindiği tüm malları, aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal kabul edilir. Belirtilen maddede getirilen edinilmiş mal karinesine rağmen bu malın edinilmiş mal olmayıp, kişisel mal olduğunu veya kişisel mal grubundan katkı yapıldığını iddia eden eş bunu kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda, dosya kapsamına, tanık beyanlarına ve aksi ispat edilemediğine göre nizalı taşınmazın edinilmiş mal olduğunun, davacının emekli ikramiyesinin nizalı taşınmazın alımına sarfedildiğinin ve tarafların uyumlu beyanları gereğince dava konusu taşınmazın alımında banka kredisi kullanıldığının kabulü gerekir....
Aile Mahkemesinin 2007/397 Esas sayılı davanın redle sonuçlandığını ve kesin hüküm teşkil ettiğini, uyuşmazlığa konu mal varlığının mal ayrılığı rejimine tabi olup, davacının katkısı bulunmadığını, kişisel malı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasındaki nüfus aile kayıt tablosu içeriğine göre; taraflar 1984 yılında evlenmişler, 19.02.2009 tarihinde kesinleşen boşanma davası üzerine evlilik birliği sona ermiştir. TMK.nun 225/2.maddesine göre evliliğin boşanmayla sona ermesi halinde, eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2).Eşler, evlendikleri tarihten 4721 s.TMK.nun, yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m), başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 02.11.2009 tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s. K.nun m. 10, TMK.nun 202. m.).Toplanan deliller ve dosya kapsamından, tarafların boşanma dosyasına verdikleri ortak imzalı dava dilekçesinde, dava konusu 815 ada 24 parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının davacı ...’ya devri konusunda anlaştıklarını açıkladıkları, duruşma sırasında hakim huzurunda aynı yöndeki beyanlarının tutanağa geçirildiği, HUMK.nun 151. (HMK.nun m.154, 155) maddesi gereğince beyanlarını imzalarıyla onayladıkları anlaşılmaktadır....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Somut olaya gelince; eşlerin 05.03.2012 tarihinde evlendikleri, eksikten getirtilen evraklara göre taraflar arasındaki boşanma davasının 16.08.2013 tarihinde açıldığı, 20.10.2015 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay'da olduğu ve boşanma kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 22.06.1996 tarihinde evlendikleri, 28.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 12.03.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesi gereğince yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu 18 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki nizalı 40 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 22.12.2006 tarihinde satış suretiyle davalı eş adına tescil edildiği,...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eşler arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmedikçe, mal rejiminin tasfiyesinin yapılamayacağını, bu durum karşısında mal rejimi davalarının ancak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkün olduğunu, hakkın, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesiyle doğacağını, boşanma davasının reddi halinde mal rejimi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bu kapsamda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Aydın 1....
TMK.nun 179. maddesi hükmüne göre, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 31.07.1993 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 12.02.2007 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir....
Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 10.01.1974 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 19.06.2003 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından mal rejimi tasfiye alacağı ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen 03/02/2015 tarihli ilk hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.06.2016 tarih, 2016/12133 esas ve 2016/12516 sayılı kararı ile “Kadının maddi tazminat talebi, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesinden kaynaklanan maddi tazminat talebi olmayıp, mal rejimine ilişkin olup, nispi harca tabidir....