Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince boşanma kararı verilmesi ile birlikte bu talebin tefrik edildiği ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesince karar bağlandığı, mahkemenin yetkisine taraflarca yapılmış yetki itirazı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda özetle"...diğer tarafın boşanma ve mal paylaşımı davaları sebebiyle kendi üzerinde mal barındırmaksızın müvekkilinden mal kaçırmak amacı ile tüm birikimini ve mallarını sahibi olduğu şirket bünyesinde bulundurduğunu,ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE:Dava gelinen aşama itibarı ile mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre; 6100 sayılı HMK'nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessessi 389....

    Davacı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme neticesinde Daire'nin 2013/1752 Esas ve 2013/12778 Karar sayılı ilamı ile somut olayda boşanma dosyası içeriğindeki protokol ve beyanlarla tarafların aralarındaki mal rejimini tasfiye ettikleri kabul edilemeyeceğine işaret edilerek evlilik süresinde davacı adına tescil edilen malvarlığı bulunup bulunmadığının araştırılması, protokol içeriği dikkate alınarak mal paylaşımı yapılmış ise davacıya hangi mallar ve değerlerin düştüğü üzerinde durulması, dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi yönünden hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda verilen ikinci kararda davanın kabulü ile 69.560,00 TL'nin karar tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

      Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda özetle"...diğer tarafın boşanma ve mal paylaşımı davaları sebebiyle kendi üzerinde mal barındırmaksızın müvekkilinden mal kaçırmak amacı ile tüm birikimini ve mallarını sahibi olduğu şirket bünyesinde bulundurduğunu,ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE:Dava gelinen aşama itibarı ile mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre; 6100 sayılı HMK'nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessessi 389....

      KARAR Davacı ... vekili, tarafların 2010 yılında boşandıklarını, davacının mal paylaşımı için ... ... Mahkemesine başvurarak dava açtığını ve sonucunda davacının talebi haklı görülerek ... ... İlçe Mahkemesinin 30/03/2011 tarihli ilamının 1 ve 2 nolu bentlerinde davalı eski eş ...'nın Türkiye'de bulunan iki adet taşınmazını davacıya devretmesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, alacağın tahsili ve infaz edilmesi için mal rejiminin tasfiyesine ilişkin yabancı mahkeme kararının 1 ve 2 nolu bentleriyle sınırlı olmak üzere tenfizine ve diğer davalı ... tarafından muvazaalı şekilde davaya konu taşınmazlar üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili ve davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır....

        Şti.ne temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, davalılardan ...'in tapudaki hisse satış bedelinin payları oranında ve satış tarihinden itiberen işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, muris ... 'in ölmeden önce bir kısım mallarını çocuklarına dağıtarak mal paylaşımı yaptığını, her ne kadar kendilerine devredilen dava konusu taşınmaz tapuda satış olarak görünse de para ile satıldığını iddia etmediklerini, murisin taşınmazı kendilerine eşit şekilde sağlığında paylaştırdığını, aynı dönemde adına kayıtlı 1390 parsel sayılı taşınmazını da davacılardan Mustafa’nın eşi ... 'e bedelsiz olarak devrettiğini, yine diğer davacı kızı ...'a da yaklaşık 141.000 TL para verdiğini, Zehra'nın da bu parayla kendisine daire aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

          Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "...murisin tüm mirasçılarını kapsar biçimde hak dengesini gözetir bir mal paylaşımı yapıp yapmadığının tespit edilmesi, hasıl olacak sonuca göre değerlendirme yapılarak murisin gerçek irade ve amacının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de, davacılar vekili Avukat ...'in 28.12.2011 tarihinde vekillikten çekildiği, çekilme dilekçesinin davacılara usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı ...'in yeni bir avukat marifetiyle yargılamaya devam ettiği, davacı ...'...

            Davalı erkek tarafından 08.10.2014 tarihinde açılan boşanma davasında, 27.12.2013 tarihinde açtığı boşanma davasından farklı olarak "davalı kadının adına kayıtlı olduğu ileri sürülen bir taşınmazı eşinden izinsiz olarak sattığı" şeklinde yeni bir vakıaya dayanılmış olup dava sebebinin farklı olması sebebiyle derdest davadan söz edilemez. Mahkemece koşulları bulunmadığı halde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-1 ve 115/2 maddesi uyarınca birleşen boşanma davasının derdestlikten reddi doğru olmayıp usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek verekmiştir. 2-Davacının dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesine dair talebi de bulunmaktadır. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225)....

              oranında kar payının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, yapılan mal paylaşımı sonucunda davacı müvekkiline 3 adet makine ile ...plakalı aracın verilmesi kararlaştırılmış ise de; makineler ve aracın müvekkiline teslim edildiğini ancak yasal devirlerin yapılmadığını, bağımsız heyetin hazırladığı raporun sonuç bölümünde müvekkiline 217.991 TL ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, kararın taraflara tebliğ edildiğini, taahhüt edilen bir ay içinde ve sonrasında müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen kar payının tahsili amacıyla ... 13....

                Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, dava, 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devam maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK'nun 235. maddesi gereğince eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyeye tabi tutulur. Aynı Yasanın 225/2 maddesi göre taraflar arasındaki mal rejimi evliliğin boşanma nedeniyle sona ermiş olması halinde boşanma ile sonuçlanan dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yasanın bu düzenlemesi ile kanun koyucu, eşler arasında boşanma davası ile birlikte eşlerin ayrı yaşama hakkı bulunduğundan mal rejiminin boşanma davasının devamı süresince askıda kalacağını ve ancak boşanma kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde geçmişe etkili olarak sona ereceğini öngörmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu