Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin aralarında boşanma ve mal paylaşımı davası devam eden dava dışı ... davalı Vesa şirketinde %50 hisseli ortakları olduğunu, dava dışı ortağın mal kaçırmak amacıyla müvekkilinin haberi olmadan şirketin kısmi bölünmesine, şirketin sahibi olduğu taşınmazların kısmi bölünme yolu ile kurulacak yeni şirketlere devredilmesine ilişkin sahte ortaklar kurulu kararı aldığını ve bu şirkete ait taşınmazları, ... şirketinin bölünmesi ile oluşan diğer davalı şirketlere devrettiğini ileri sürerek 23/10/2019 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline, bu karara istinaden yapılan kısmi bölünme işleminin ve bölünme işlemi sonucu kurulan yeni şirketlere devredilen taşınmazların devir işleminin iptaline,kısmi bölünme sonucu kurulan ... Tic. ve San. A.Ş. ile ... Tic. ve San. A.Ş.'...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davanın mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı/katılma alacağı talebine ilişkin olduğu, davacının davalı adına kayıtlı Muratpaşa Mah. 595 Sok. Dönmez Apt....

    Taraflar arasında evlenme tarihi olan 28.01.2000 tarihinden, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 26.03.2007 tarihine kadar başka bir mal rejimini de seçtiklerini (4722 s.K. m.10/1) ileri sürmediklerine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Mahkemece, 31275 ada 8 sayılı parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölümün keşfin yapıldığı 04.06.2010 tarihi itibarıyla uzman bilirkişi tarafından 67.000,00 TL olarak saptanmış, dosyanın keşfin yapılmasından sonra tomarı ile birlikte hukukçu bilirkişiye verilmesi üzerine 2010 yılı yeniden değerlendirme oranı olan % 7,7 artış esas alınarak 2011 yılı için toplam değer, 72.159,00 TL olarak hesaplanmıştır....

      Oysa Mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, kesin delil teşkil eden boşanma davasındaki davacı vekilinin ve davacı asılın imzalı beyanlarında açıkça "mal talepleri" olmadıklarını bildirmişler, davalı tarafın da mutabık kalması üzerine anlaşmalı boşanma gerçekleşmiştir. Davacı yan bu konuda irade fesadına uğratıldıklarını da ileri sürmemiştir. Karara esas teşkil eden "...mal talebim yoktur..." biçimindeki beyanda yer verilen "mal" tabirinin, Türk Medeni Yasası'nın konu ile ilgili başlık ya da Kanun maddelerindeki "mal" kavramını ifade ettiği izahtan varestedir. Ezcümle buradaki "mal" tabiri, eşlerin sahip oldukları mal rejiminin tasfiyesi davalarına konu edilebilecek ve ekonomik değeri bulunan taşınır - taşınmaz varlıkların tamamını kapsamaktadır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/273 Esas 2018/404 Karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, davalının evrakları kendisinin hazırladığını, müvekkilinin de okumadan, neye imza attığını bilmeden verilen belgeleri imzaladığını fakat düğünde takılan ziynet eşyalarının, altınların ve ev eşyalarının hiçbirinin müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin verilen evraklara boşanmak için imza attığını düşündüğünü, mal rejimine ilişkin imza attığını hiç düşünmediğini, bu şekilde bir protokole imza attığını çok sonra öğrendiğini, kaldı ki boşanma protokolünde belirtilen ibarelerin mal paylaşımı talep hakkından feragat anlamına gelmediğini, protokolde "katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı talep haklarımdan feragat ediyorum" gibi açık ve kesin bir ifade bulunmadığını, ayrıca anlaşmalı boşanma kararının hüküm fıkrasında mallar konusunda kurulmuş bir hüküm bulunmadığını, öte yandan delil listelerinde açıkça yemin delili yer almasına rağmen yemin teklifinde bulunup bulunmayacakları hususun taraflara...

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı koca; tarafların tekrar bir araya geldiklerini, bu sebeple boşanma istemediğini belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2021 NUMARASI : 2019/410 ESAS-2021/53 KARAR DAVA KONUSU : Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı/ karşı davalı dava dilekçesinde özetle; evlilik sonrasında eşinin olumsuz kişiliği ortaya çıktığını, düğünde takılan katıları sattığını, çalışmadığını ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, nezaketsiz, asabi ve geçimsiz bir kişiliği olduğunu küçük sorunları bile büyüterek kavga ve tartışma ortamı ile aylar geçtiğini belirterek müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesini, müşterek çocuk için aylık 9.000- TL tedbir/iştirak nafakasına, kendi yararına 40.000- TL manevi tazminata ve boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....

        Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlenme tarihinden, boşanma dava tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179). Dava konusu İstanbul ili, Eyüpsultan ilçesi, Göktürk Köyü, 1629 parsel sayılı, bodrum kat, 1 nolu bağımsız bölüm 09/12/2009 tarihli satış + ipotek sonucu tam hisse ile davalı adına kayıtlı olup buna göre edinim tarihi evlenme tarihinden önce olup davalının kişisel malı niteliğindedir. Ancak davacı söz konusu taşınmazın kredi borçlarının bir kısmının evlilik birliği içinde ödendiğini iddia ettiğine göre taşınmazın evlilik birliği içinde ödenen kredi borcu olup olmadığı belirlenerek varsa davacının evlilik birliği içinde yapılan ödemelere ilişkin katılma alacağının hesaplanması gerekmektedir....

        Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun m. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. .//.....

          Yasal bir yıllık süre içerisinde eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre eşler arasında evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 15.10.2004 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK. m. 202) Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı 15.10.2004 tarihinde sona ermiştir. (TMK. m.225/2) Taraflar; TMK.nun 6 ve 222/1. fıkra ve maddeleri gereğince iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Mal rejiminin tasfiyesine ve temyize konu yapılan 6271 ada 17 sayılı parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölüm dosya arasında bulunan 22.2.1994 tarihli daire satış sözleşmesi ile ...tarafından davalı-karşı davacı ...’ın babasına satıldığı anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu