"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hakim tarafların "talep sonuçlarıyla" (HMK m. 119,1/ğ) bağlıdır. Hakim "başka bir şeye" karar veremeyeceği (HMK m. 26) gibi Türk Hukukunu da re'sen uygulamak zorundadır (HMK md. 33). Dava, davacı kadın tarafından münhasıran Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma istemiyle açılmıştır. Davacının talep sonucu bu şekilde olduğundan, delillerin bu çerçevede değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, talep sonucunda bulunmayan Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi gereğince karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
artırım yapılacağı hükmünün bulunduğu, 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinde ise, 765 sayılı TCK.nun 201/a-2 madde ve fıkrasındaki düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçunun bütün hallerine teşebbüsün olanaklı olduğu ve ayrıca 765 sayılı TCK.nun 201/a-3 madde ve fıkrasındaki insanlık dışı ve onur kırıcı muamele halinde artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmasına göre; Olayımızda, sanıkların Van ilinden İstanbul'a getirmek üzere aldıkları 65 göçmeni kamyonetin içinde oluşturdukları iki bölmeye koyarak yola çıktıkları ve Tatvan ilçesinde kolluk tarafından yakalandıklarının anlaşılması karşısında; Teşebbüs aşamasında kalan suç nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinden verilecek cezadan teşebbüs nedeniyle dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirileceği, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele nedeniyle artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, 765 sayılı TCK.nu uygulamasında temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayin edildiği hususları...
GEREKÇE: Asıl dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK madde 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1. madde) hukuki sebeplerine dayalı boşanma ve ferîlerine, karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri ile soyadının kullanılmasına izin istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı - karşı davacı tarafça çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı, asıl davanın Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi uyarınca kabulü nedeniyle kadın aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi, Türk Medeni Kanunu'nun 162 maddesine dayalı boşanma talebinin reddi nedeniyle kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, soyadı kullanılmasına izin talebinin reddi nedeniyle kadın aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Aile Mahkemesi’nin 2019/31 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı boşanma davası açtığını, müvekkilinin ilk duruşmada davayı ve boşanma isteğini kabul etmediğini, davalının bir hafta sonra eve geleceğini bildirdiğini, müvekkilini Yeşim D. isimli bir kadın arayarak, eşinden boşanması konusunda kendisini tehdit ettiğini, bu olaylardan şüphelenen müvekkilinin tapuya gittiğinde, her iki evin de Yeşim D.ye satıldığını öğrendiği davalının evleri birlikte yaşadığı Yeşim D.ye devrettiğini, boşandıktan sonra evleneceklerini beyan ettiğini, davalının başka bir kadınla yaşaması nedeniyle öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina sebebiyle, bunun kabul görmemesi halinde davalının müvekkilinin hayatına kast edecek şekilde kendisini nefessiz bırakacak kadar boğazını sıkarak darp etmesi nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle, kabul görmemesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması...
nedeniyle boşanma davası açılmasına yönelik herhangi bir beyan ve talebinin olmadığı, bu itibarla gerek 09.09.2019 dava tarihi gerekse 12.09.2019 rapor tarihi itibariyle 6 ay içerisinde müvekkili aleyhine kötü muamele iddiasıyla boşanma davası açılmadığı, bu nedenle eldeki boşanma davasının hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmesi, davacının açmış olduğu davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
un annelerinin bakım ve gözetimine muhtaç olduklarını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince zina ve 162 nci maddesi gereğince hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, anne için 7.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 1.000.000,00 TL maddî tazminata, 1.000.000,00 Tl manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. II....
Kardeşim bu olayın üzerine beni ağlayarak aramış ve durumu anlatmıştır..." şeklinde beyanda bulunmuş, tanığın bu husustaki beyanı bizzat görgüye değil davacının anlatımına dayandığından sadakat yükümlülüğüne aykırılık iddiası ispatlanamamıştır.) Mahkememizce yapılan değerlendirmeyle her iki tarafın da boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu ancak davalı/karşı davacı erkeğin davacı/karşı davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. 4721 Sayılı TMK'nın 162. maddesine dayalı boşanma istemi yönüyle; 4721 Sayılı TMK'nın 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir....
Davacı-karşı davalı kadın tarafından, zina ( TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması ( TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise onur kırıcı davranış ( TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması ( TMK m. 166/1) hukuki sebebi ile boşanma davası açılmış, mahkemece, kadının zina (TMK m. 161), erkeğin onur kırcı davranış sebebine (TMK m. 162) dayalı boşanma davalarının reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine ( TMK m. 166/1) dayalı boşanma davalarının ise kabulüne karar verilmiştir....
Bu haliyle erkeğin birleşen davasında zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı davacı erkeğin birleşen davada zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, asıl davada erkeğin çalışmaması, sürekli alkol alması, kadını ve ailesini etnik köken nedeniyle aşağılaması nedeniyle tam kusurlu olduğu, birleşen davada ise, kadının boşanma davası devam ederken başka bir erkekle duygusal ilişki yaşaması nedeniyle kusurlu olduğunun tespit edildiği, tazminat gerekçeleri yazılırken eşit kusurlu olduklarının belirtildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalının müşterek haneyi terkedip gitmesi, davacı ile ilgilenmemesi, "benim hayatımda başka bir kadın var, ben artık gelmek istemiyorum" diyerek sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi, müşterek kızlarının tedavisi sonrası Kuşadası'nda çıkan tartışma sırasında eşine fiziki şiddet uygulaması, koro çalışmalarına başlayan eşine "sesin karga gibi sen onu da beceremezsin" diyerek aşağılayarak psikolojik şiddet uygulaması, birlik yükümlülüklerini yerine getirmemesi, hakaret, küfür ve tehdit etmesi şeklindeki tam kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK'nun 162.md.) sebebine dayanarak açılan davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK'nun 166/1.md.) nedenine dayanılarak açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, 80.000 TL maddi...