İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında görülen ilk boşanma davasının reddine karar verilmiş olduğu, bu kararın 06.07.2015 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı ... sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilmesi için gerekli yasal koşulların oluştuğu, ortak çocuğun fiili ayrılık döneminde baba ile yaşaması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesinin uygun olacağı ve kadının fer'î taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... Hüseyin'in velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV....
Dava, terk nedenine dayalı boşanma davasıdır. Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. " hükmü düzenlenmiştir....
Davalı verilen kararı; kusur belirlemesi ve boşanma hükmü yönünden istinaf etmiştir. Davacı istinaf başvurusuna cevap vererek, reddini talep etmiştir. Dava; Fiili ayrılık hukuki sebebine (TMK'nın 166/son mad.) dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir....
Davacı tarafından daha önce açılıp reddedilen boşanma davasının gerekçesinde "davacının bir başka kadınla beraber yaşadığı, bu sebeple kusurlu bulunduğu" kabul edilmiştir. Tarafların boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bir araya gelmedikleri ve ortak hayatın davacının başka kadınla birlikte yaşaması yüzünden yeniden kurulamadığı gerçekleşmiş, fiili ayrılık süresi içinde davalının kusuru ispat edilememiştir. Bu durumda reddedilen boşanma davasında ve boşanmaya yol açan fiili ayrılıkta davacı tam kusurludur. Davalı, kusuru ile sebep olmadığı boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfeatlerini kaybetmiş, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zedelenmiştir. Türk Medeni Kanununun, 174. maddesi şartları mevcuttur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Davacı kadın dava dilekçesinde, kayınvalidesinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı eşinin de buna sessiz kaldığına ilişkin vakıaya dayanmadığından, bu vakıanın boşanma hükmüne esas alınamayacağı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmıştır. Davalı erkekten kaynaklanan ve boşanmayı gerektiren başkaca kusurlu bir davranışın varlığı da ispat edilememiştir. Gerçekleşen duruma göre, kadının boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; boşanma yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın ortak hayat kurulamadığından fiili ayrılık hukuki sebebine (TMK m.166/son) dayanarak boşanma davası açmış, dava dilekçesinde ziynet alacağı ve eşya alacağı talebinde de bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı kadının ev eşyalarına ve ziynet eşyalarına yönelik davaları hakkında hüküm kurulmasına rağmen boşanma davası hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece davacı kadın tarafından açılan boşanma davası hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmayıp, usul ve kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Velayetin Değiştirilmesi - Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; davacı kocanın boşanma davası, yetki itirazı, velayet, kişisel ilişki ve davalı kadının manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle reddedilen ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı koca ile fiili ayrılık dönemi içerisinde eşine hakaret eden ve bu suçtan mahkum olan davalı kadının eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca boşanma davası açmış, mahkemece davacı kadının, dosyaya delil olarak sunduğu davalı erkeğin önceden açtığı boşanma davasında tespit edilen ve bir ailenin yaşamasına uygun olmayan bir konutta yaşamasının beklenmesinin mümkün olmadığı, davalı erkeğin aile yaşamına uygun konut düzenlemesi yapmadığı, halen geçimsizliğe sebebiyet veren dairede yaşamaya devam ettiği bu nedenle kusurlu olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiş, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir Davalı erkek bu davadan önce 22.03.2013 tarihinde davacı kadına TMK'nun 164. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış, son celse boşanmadan vazgeçip ayrılık talebinde bulunmuş, mahkemece tarafların...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı karşı boşanma davasının kabulünün şartlarının oluşup oluşmadığı, yasal şartlar oluştu ise kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ıslah yolu ile ileri sürülen karşı boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı. erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının ispatlanan başka kusurunun bulunup bulunmadığı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, yoksulluk nafakasının her yıl TÜFE oranında arttırılmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların aynı şehir veya farklı şehirde yaşamaları hali konusunda bir ayrıma gidilmeksizin, süreleri ve saatleri belirli ve infazı kabil kişisel ilişki hükmü kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3.Bölge Adliye Mahkemesi kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar arasındaki ilk davayı açarak fiili ayrılığa neden olan davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğuna hükmedilmiş ise de dosyanın tetkikinden, taraflar arasında görülen ve reddedilen ilk boşanma davasından sonra ortak yaşamın kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı-davalı kadın tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerekirdi....