DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, TMK 170 maddesine dayalı ayrılık, erkeğin birleşen davası ise TMK'nın 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davası dosyadan tefrik edilmiş, birleşen dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın istinaf dilekçesinde ayrılık kararı verilmemesini istinaf etmiştir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2018/7177 Esas 2019/6828 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; TMK'nın 170/1 maddesine göre, boşanma sebebi ispatlanmış ise hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Davacı-davalı kadın, maddi vakıalarını ileri sürerek ayrılığa karar verilmesini talep etmiştir. Ayrılığa karar verilebilmesi için mahkemece boşanma sebeplerinin sabit görülmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası bakımından; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2020 NUMARASI : 2018/626 ESAS-2020/583 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen hükmün istinaf kanun yolu suretiyle incelenmesi davalı-birleşen davacı tarafından süresinde istenilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-birleşen davalı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında açtığı boşanma davasının reddedildiğini, tarafların üç yıl boyunca bir araya gelmedikleri ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi talebiyle dava açmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2020 NUMARASI : 2018/626 ESAS-2020/583 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen hükmün istinaf kanun yolu suretiyle incelenmesi davalı-birleşen davacı tarafından süresinde istenilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-birleşen davalı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında açtığı boşanma davasının reddedildiğini, tarafların üç yıl boyunca bir araya gelmedikleri ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi talebiyle dava açmıştır....
Tarafların fiili ayrılık tarihi ve tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı gözetildiğinde davalı kadının eşine fiziksel şiddet uyguladığı iddiası kanıtlanamamıştır. Kadının boşanmayı gerektirir başkaca bir kusuru da ispatlanamadığına göre, erkek tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekirken, kabulü doğru değildir. Ancak, davalı- karşı davacı (kadın) tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır....
Ancak TMK.nun 166/son maddesinde yazılı diğer koşullarla birlikte boşanma sebebi olarak kabul edilebilir. Red kararı sonrası evlilik resmi olarak devam ettiğine göre taraflar arasındaki evliliğin kabulle sonuçlanan ikinci boşanma kararının kesinleştiği tarihte sona erdiğinde şüphe yoktur. TMK.nun 225. maddesinde ise mal rejiminin ne şekilde sona ereceği ve sona erme tarihi yazılı olup, boşanma sebebi ile evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi boşanma dava tarihi itibarıyla sona erecektir. Bu maddede fiili ayrılık mal rejiminin sona erme sebepleri arasında sayılmamıştır....
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi; "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir " hükmünü içermektedir. Eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davalarında boşanmanın ferileri yönünden kusur belirlemesi yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, kendisi tarafından daha önce açılan ve retle sonuçlanan boşanma davasına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep etmiştir. Davalı erkek tarafından açılan önceki boşanma davasının "davalı kadının kusurlu davranışı bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde davalı kadının kusurlu bir davranışı da ispatlanamamıştır....
Aile Mahkemesinin 2015/1054 E.-2016/62 K. sayılı davasının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olduğu, eldeki davanın ise eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olduğu (TMK m. 166/son), davacının her iki davadaki boşanma sebebinin aynı olmadığı dolayısıyla kesin hükmün söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılacak iş; eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak açılan davada tarafların ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edilmesi, HMK'nin 137- 140 maddeleri gereğince ön inceleme duruşmasının yapılarak tahkikata geçilip, taraflarca bildirilen delilleri toplanılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır....
Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin kusursuz olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece, davalı kadının “boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği, düzenli gelirinin bulunduğu, halen kayın pederine ait evde oturduğu, kira geliri aldığı dikkate alındığında TMK m. l75'deki şartlar oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....